Noterliğinin ... yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı bankanın ihtarnameye rağmen dava dışı şirkete kullandırılan krediler için müvekkilinden kredi tutarlarını talep ettiğini, banka tarafından müvekkiline icra takibi başlatılacağı yönünde tehdit gelmesi nedeniyle işbu davanın açıldığını, müvekkilinin kefaletinin bulunmadığından icra takibinin geçersiz olması gerektiği beyan edilerek, banka tarafından icra takibi başlatılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve borçlu olmadığının tespit edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesine göre davalının bankadan kullandığı kredi sebebiyle davacının kefaletinin kaldırılacağı aksi takdirde 10.000,00 TL. teminat mektubu bedelinin davacıya peşinen ödeneceği kararlaştırmış olup, davacı taraf davalı adına verdiği kefaletinin kaldırılmaması sebebiyle bu maddeye dayanarak takip başlatmış olmakla icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını sağlamak istemektedir. Oysa ki, sözleşme maddelerinin uygulanması açısından süre konulmamış ve davalının yükümlülüğü için süre belirlenmemiştir. İlgili maddenin uygulanabilmesi için ihtar yapılması ve borcn muaccel hale getirilmesi gerekmekte olup, icra takibinin yapıldığı tarih itibarıyla borç muaccel olmadığından bu husus üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması sebebiyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketin dava dışı ... adlı kişi aleyhine 2005/6782 esas sayılı icra takibi yaptığını, 22.6.2005 tarihinde anılan dosya alacağı için müvekkiline ait işletmeye gelerek haciz işlemi uyguladığını, işletmenin borçlu ile ilgisi olmadığı beyanına rağmen icra memurunun uyarıyı dikkate almayarak haciz işlemine devam edip işletmedeki malları muhafaza altına almak istediğini, haciz ve mufaza baskısı altında, borca kefalet vermek zorunda kaldıklarını icra kefaletinin BK.nun 30.maddesi gereğince geçersiz olduğunu iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel kredi sözleşmesine dayanılarak asıl borçlu ve ipotek borçlusu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, ipotek borçlusunun sair nedenlerle birlikte ipotek dayanağı olan genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefaletinin bulunmadığını, kefaletinin 54.421,19 TL tutarında kredi borcuna ilişkin olduğunu ve bu borç ödenmeye devam ettiğinden muaccel hale gelmediğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Ayrıca, ihtiyati haciz sırasında verilen icra kefaleti de geçerli olup, asıl borçlu hakkında takip iptal edilmediği sürece kefaletin geçerliliği devam eder. İcra kefiline karşı, ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak ayrı bir ilamlı icra takibi yapılabileceği gibi, icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında, takibin, icra kefiline karşı yürütülmesi de mümkündür. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamaz. Çünkü kefil hakkında yürütülecek takibin kesinleşen bir miktar için başlatılıp devam etmesi zorunludur (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s: 767) (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas 1. cilt, s: 834) (HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002). Somut olayda, icra takibinin borçlularının ... Tİc. Ltd. Şti. olduğu, ihtiyati haciz kararına dayanılarak 25.01.2011 tarihinde yapılan hacizden sonra, şikayetçi ...'...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmelerine davalıların kefil olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı O.. M.. vekili, müvekkili aleyhine teminat mektuplarının deposuna yönelik icra takibi yapıldığını, teminat mektuplarının nakde dönüşmediğini, nakde dönüşse bile kredi borcunun teminat altına alındığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı O.. M.. dışındaki davalıların icra takibindeki itirazlarından vazgeçmiş olmaları nedeniyle haklarında karar verilmesine yer olmadığına, davalı O.. M.. yönünden, teminat mektuplarının dava dışı asıl borçlu şirkete verildiği, depo talebinin davalı kefilden istenemeyeceği gerekçesiyle davalı O.....
Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, sadece bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptali ile yetinilmesi gerekir....
Karar sayılı ilamı) davaya konu icra kefaletinde kefillik beyanında kefalet tarihinin yazılı olmadığı, icra zaptının 1. sayfasında yazılı olduğu ve icra memuru tarafından yazılmış olduğu, davacının kendi el yazısı ile yasada belirtilen şekilde kefillik beyanı bulunmadığından dava konusu icra dosyasındaki davacının icra kefilliğinin geçersiz olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Davanın KABULÜ ile, İzmir ... İcra Dairesinin ......
Ancak, İİK'nun 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. İcra kefaletinin, Türk Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmadığı iddiasıyla icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayet, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığına yönelik olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. Buna göre, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin, yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....
nun 38. maddesine göre, icra kefaletleri ilam niteliğinde olup, icra kefiline icra emri gönderilir. Ancak, usulüne uygun olarak verilen icra kefaleti ilam hükmünde sayılır. İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....