Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından icra emrinin düzeltilmesine karar verilmiş ise de, taleplerinin icra emrinin iptali olduğunu, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan bu gerekçelerle kararın kaldırılmasına, talepleri gibi icra emrinin iptaline ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; icra emrinde tahsil harcı ve vekalet ücreti eklenmek suretiyle kapak hesabında gösterilecek tutarların ayrıca gösterilmesi doğru değil ise de, bu husus icra emrinin iptalini gerektiren bir sebep olmadığından icra emrinin düzeltilmesi, icra emrinde fazlalık teşkil eden bu kısmın icra emrinden çıkarılması şeklindeki ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V....

    Davacı alacaklının davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazını kabul etmesi üzerine, yetkili icra dairesince, taraflara yeniden bir ödeme emrinin çıkarılması zorunludur. Zira, ödeme emrine süresi içerisinde itirazda bulunulması itirazın iptali davasının özel şartlarındandır ----- Karar numaralı kararı). Açıklanan nedenlerle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Dava, İİK'nın 67. maddesi gereği açılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı-borçlunun ... 6. İcra Müdürlüğü'nün 2009/20522 E. sayılı dosyası ile yapılan takip dosyasından çıkarılan ödeme emrinin iptali için ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde şikayet yoluna başvurması üzerine anılan Mahkemece verilen 08.04.2010 tarihli 2009/1445 E.-2010/358 K. sayılı Karar ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. O halde söz konusu İcra hukuk Mahkemesi'nin kararı gereğince davacı alacaklının anılan takipte yeni bir ödeme emri düzenlettirip borçluya usulüne uygun tebliğ ettirmesi gerekir. Nitekim bu şekilde düzenlenen yeni ödeme emri davalı-borçluya 10.06.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda düzenlenen bu ödeme emrine davalı-borçlunun 7 günlük süre içerisinde itiraz etmesi gerekir. İtirazın iptali davasının şartlarından biri de yapılan takibe karşı usulüne uygun bir itirazın bulunmasıdır....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/03/2019 NUMARASI : 2019/115 ESAS - 2019/185 KARAR DAVA KONUSU : Ödeme Emrinin İptali, Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Ankara 22.İcra Dairesinin 2018/13050 sayılı takip dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe 30/11/2018 tarihinde borçlu vekili olarak vekaletname sunularak itiraz edildiğini ve 06/12/2018 tarihli icra müdürlüğü kararı ile yetkisizlik nedeni ile dosyanın Eskişehir 4.İcra Dairesi’ne gönderildiğini, takip dosyasına sunulan vekaletnameye rağmen Eskişehir 4.İcra Dairesi’nin 2018/12096 sayılı dosyasında ödeme emrinin borçlu asıla tebliğ edildiğini, müvekkiline yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 11.maddesine aykırı...

        İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak icra kefaletinin iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

          adliye mahkemesi ya da Yargıtay kararları ile ,zaten dava konusu olan asıl alacak ve işlemiş faiz icra emrine konu edilemeyeceğini, bu nedenlerle; Kdz.Ereğli 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 08.04.2021 tarih ve 2020/167 Esas , 2021/66 Karar sayılı ilamının hüküm kısmının 2.bendinin ortadan kaldırılarak icra emrinin kısmen iptaline dair hüküm tesis edilmesini ya da zaten takibin işlemden kaldırılmasına karar verildiğine göre icra emrinin kısmen iptali talebinin reddine dair hüküm tesis etmenin gereksizliğine karar verilmesini talep etmiştir....

          hakkı olduğu gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....

            İdare Mahkemesi'nin 2014/1941 esas sayılı ilamına dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibin dayanağının idare mahkemesi ilamı olmasına rağmen ilamsız icra yolunun talep edilmesinin doğru olmadığını, müvekkil idarenin harçtan muaf olmasına rağmen harç talep edildiğini belirtip harca ve faize itiraz ederek, takibin ve ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Takip dayanağı .... İdare Mahkemesi'nin 2014/1941 esas sayılı ilamının incelenmesinde, yargılama giderleri dışında eda hükmü bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle takip konusu yapılan alacaklar yönünden ilamsız icra yoluyla takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62. maddesi uyarınca, her türlü itirazın icra dairesine yapılması gerekir....

              iptali davanın reddedildiğini, icra emrinin ilama aykırı olduğunu ve usulsüz olduğunu, müvekkilinin alacaklı kuruma herhangi bir borcunun olmadığını beyan ederek, takibin ve icra emrinin müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

              Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince, borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda, icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir. O halde, mahkemece, icra emrinin vekile de tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu