CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, iptali istenen itiraza konu tutarın, davacı şirket tarafından haksız olarak talep edildiğini, müvekkili tarafından yasal süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve asıl alacağın 184.000.TL'lik kısmının ödeme emrinin tebliğinden önce 17.05.2017 tarihinde ödendiğinden bahisle itiraz edildiğini, asıl alacağın bakiye 5.468,62.TL'lik kısmının ise ferileri ile birlikte toplamda 6.436,88.TL olarak Ankara 2. İcra Dairesi'nin 2017/10084 Esas sayılı dosyasına ödendiğini, davacı tarafından İzmir 17. İcra Dairesi'nin 2017/7609 Esas sayılı dosyası ile tekrar takip açıldığını, açılan takip tarihinden önce icra takibine konu borcun ödendiğinden bahisle işbu takibe haklı olarak itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, iptali istenen itiraza konu tutarın, davacı şirket tarafından haksız olarak talep edildiğini, müvekkili tarafından yasal süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve asıl alacağın 184.000.TL'lik kısmının ödeme emrinin tebliğinden önce 17.05.2017 tarihinde ödendiğinden bahisle itiraz edildiğini, asıl alacağın bakiye 5.468,62.TL'lik kısmının ise ferileri ile birlikte toplamda 6.436,88.TL olarak Ankara 2. İcra Dairesi'nin 2017/10084 Esas sayılı dosyasına ödendiğini, davacı tarafından İzmir 17. İcra Dairesi'nin 2017/7609 Esas sayılı dosyası ile tekrar takip açıldığını, açılan takip tarihinden önce icra takibine konu borcun ödendiğinden bahisle işbu takibe haklı olarak itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece; "İcra dosyasının incelenmesinde; davacı şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığı, davacı şirkete şikayet tarihi itibariyle icra emrinin tebliğ edilmediği, İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takiplerde icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesinin bağlı olduğu İcra Mahkemesine borca itiraz edilmesi gerektiğinden ve şikayet tarihi itibariyle davacıya henüz icra emri tebliğ edilmediğinden borca yönelik itirazı yerinde değildir. Öte yandan davacı şirkete usulünce tebliğ edilmiş bir icra emri olmadığından iptali de söz konusu değildir. Davacı vekiline icra emrinin tebliğe çıkarılmış olması nedeniyle itiraz süresi henüz başlamadığından davacının zarara uğradığından da bahsedilemez. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan örnek 6 ilamlı takiplerde icra emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden satış işlemlerine başlanılması ve bu doğrultuda 100....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2020 NUMARASI : 2020/61 ESAS 2020/322 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15/10/2020 tarih 2020/61 esas 2020/322 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 11....
iptali davanın reddedildiğini, icra emrinin ilama aykırı olduğunu ve usulsüz olduğunu, müvekkilinin alacaklı kuruma herhangi bir borcunun olmadığını beyan ederek, takibin ve icra emrinin müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE:İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte , ipotek veren ve müteselsil kefil T1 icra emrinin ve kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek icra emri ve kıymet takdirinin tebliğ tarihinin 16/09/2019 olarak düzeltilmesini talep etmiş olup devamında , icra emrinde alacaklı vekilinin isminin ve adresinin yer almadığını bu nedenle icra emrinin iptali gerektiğini, icra emrinde ipotek sahibi üçüncü kişi olarak gösterildiğini oysa bu ipoteğin kendi borcununda teminatı olduğunu bu nedenle de icra emrinin iptali gerektiğini, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, 2.000.000,00 TL 'nin icra harç ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsilinin istenmesi nedeniyle üst sınır ipoteğinin aşıldığını, teminat mektubu komisyonları ve SO, SO, SO, S9, 8S8, 77, 8S5, 46,S7, S9, S4, 8S7, 63,7000197572, 7100222179 nolu kredilerin kendisinin kefil olduğu krediler olmadığını ,kefalete aykırı ve borcu olmayan kalemlerin takibe girilmesi nedeniyle icra emrinin iptali gerektiğini, gayrinakdi...
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; icra dairesince borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğine dair tebligatın dosyada bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı kasko sigortacısının karşı araç sürücüsü davalı aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir. Davacı vekili tarafından ... İcra Müdürlüğünün 2010/911 Esas sayılı dosyasıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Takipte davalı adına çıkarılan ödeme emri davalıya tebliğ edilememiş, İcra Dairesince davalının adresinin araştırması devam etmekte iken, davalı 30.11.2010 tarihli dilekçesi ile "Alacaklının adıma gönderdiği ilamsız ödeme emrini tebellüğ ettim." demek suretiyle tüm borca itiraz etmiş, itiraz üzerine icra müdürünce takip durdurulmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/23867 sırasına gönderildiği, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'nce borçluya gönderilen ödeme emrinin 17/11/2021 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair itiraraz ve şikayetlerinin yanında yetkisiz icra dairesinde düzenlenen ödeme emrinin gönderildiğini, yetkili icra dairesince ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmemesinin İİK'nun 58. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu; Mahkemece anılan şikayete ilişkin inceleme yapılarak bir karar verilmediği, faize itiraza ilişkin ise yasal sınırlarda olduğu belirtilerek yetersiz gerekçe ile reddine karar verildiği görülmektedir. HMK’nun 297/2. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir....
İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü ile, İİK'nun 66/1. maddesinde; “Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, örnek 7 ödeme emrinin borçluya 01.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 7 günlük sürede 01.07.2015 tarihinde borcun tamamına itiraz ettiği görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemelere göre borca itiraz ile takip duracağından, icra veznesine giren para alacaklıya ödenemez. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz yanında, vekilin adres bilgilerinin bulunmaması nedeniyle ödeme emrinin iptalini de istemiş, kararın gerekçesinde sadece borca itiraz yönünden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş, davacının ödeme emrinin iptali istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olup, davacının tüm talepleri değerlendirilmeden karar verilmesi nedeniyle karar, usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....