DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde takibin kesinleşmesi sonrasındaki döneme ilişkin itfa şikayetine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcranın Geri Bırakılması Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili; müvekkili aleyhine ... l.İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin ...’te yenilendiğini, takibe konu ...Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ... tarihli ilamının ... itibariyle zamanaşımına uğradığını belirterek, icranın geri bırakılmasını ve takibin iptalini talep etmiştir....
Mahkemece, alacaklı şirketin hak ve alacaklarına borçlu olduğu 2014/7578 sayılı dosya üzerinden haciz konularak davacı Kurum tarafından Vakıflar Bankası aracılığıyla anılan dosyaya ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemenin itfa belgesi niteliğinde olduğu gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiş hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/2 maddesine göre icra emri tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri mutlaka noterlikçe res'en yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir. Somut olayda 01.12.2014 tarihinde icra emri tebliği üzerine borçlu kurum, alacaklının kurum nezdinde doğan alacakları için yazılan haciz yazısı nedeniyle Kurumun alacaklı olduğu ... 5. İcra Müdürlüğü'nün 2014/7578 sayılı dosyasına yapılan ödemelere dayanarak icranın geri bırakılmasını istemektedir....
İİK'nın 33/1. maddesinde, ilamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurarak, borcun itfa veya imhal edildiği itirazında bulunabileceği, ancak itfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edilebildiği takdirde icranın geri bırakılacağı düzenlenmiştir Lehine nafakaya hükmedilen borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu, bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun ve davalının bir süre kendisinin yanında kaldığından bahisle bakım ve giderlerinin kendisi tarafından karşılandığını iddia etmekte olup bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. (Benzer karar Yargıtay 12....
Zira maddenin son bölümünde "...icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi'nden veya Yargıtay'dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir." düzenlemesi mevcuttur. Yine, anılan tarihte yürürlükte bulunan İİK'nın 36/3 maddesine göre, "ücreti ilgililer tarafından verilir ise Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay'ca icranın geri bırakılmasına dair karar icra dairesine en uygun vasıtalar ile bildirilir." düzenlemesi mevcut olup, buna göre icranın geri bırakılması kararının borçlu tarafından sunulması zorunlu olmadığı gibi kararın icra dosyasına ibrazı için de bir süre belirlenmemiştir. Bu haliyle süresi içerisinde alınmış icranın geri bırakılması kararının mehil vesikasında belirlenen süre geçtikten sonra icra dosyasına sunulmuş olmasının icranın geri bırakılması kararı gereğince işlem yapılmasına engel olmadığı açıktır....
Burada ilk akla gelen ilamlı icra takiplerinde uygulanan İİK'nun 36. maddesini, bir diğer anlatımla borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek olabilir. Bir diğer neden de, ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığının ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde, icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebilir (İİK. m 40). İcra ve İflas Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde bu kanuna aykırı düşmediği ölçüde genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hükümlerinin icra takipleri hakkında da uygulanması gerekir. 6100 sayılı HMK'nun 29/1. maddesine göre ise taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Buna göre elinde ilam olan bir alacaklının ilamlı icra takibi yapmak yerine ilamsız icra takibi yapmasının anılan maddede düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı muhakkaktır....
(I)Mahkemece şikayet edenin icranın geri bırakılması talebinde bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş ise de yazılı gerekçede isabet bulunmamaktadır. Bilindiği üzere vakaları anlatmak taraflara, hukuki nitelemeyi yapmak hakime aittir. Eldeki dosyada şikayet eden borçlu, Hopa İcra Müdürlüğü'nün 2021/576 sayılı dosyasına konu alacakların Hopa İcra Müdürlüğü'nün 2015/874 ve 2015/871 sayılı dosyalarında ödendiğini iddia etmiş olup bu durum İİK'nın 33. maddesindeki ödeme (itfa) iddiasına vücut vermektedir. Bu durumda talebin İİK'nın 33. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. İlgili icra dosyaları incelendiğinde takip dayanağı ilamların aynı davada verilen iki ayrı ilam olduğu, bu sebeple alacakların kaynağının aynı olduğu anlaşılmıştır....
Uyuşmazlık, itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2021/5262 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklılar tarafından davacıya karşı Bursa 7.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29.01.2021 T., 2019/327 E. ve 2021/29 K. sayılı ilamına dayalı olarak toplam 493.918,40 TL toplam alacak için 15.04.2021 tarihinde takibe geçildiği, icra emrinin 18.05.2021 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, 21.05.2021 tarihinde borçlu davacı tarafça ödeme nedeniyle takibin iptali talebi ile dava açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 33/1 maddesi ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
İİK'nun 33/1. maddesinde ise; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir....
Nitekim ilamlı icra takibinde borçlunun itirazı takibi durdurmayacağı gibi, itfa ve imhal itirazlarının ispatı ancak "yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle" (İİK. m. 33) mümkün olacaktır. Halbuki ilamsız icra takibinde itiraz üzerine takip duracak ve alacaklının itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurarak olumlu karar alması gerekecektir. Yine alacaklı, ilamlı icra takibini istediği icra dairesinde yapabilecekken (İİK. m.34), ilamsız icra takibinde genel yetki kurallarına göre (İİK. m.50) takip yapması gerekecektir. O zaman elinde ilam olan bir alacaklı bu kadar avantajlar var iken neden ilamsız icrayı tercih eder? Burada ilk akla gelen ilamlı icra takiplerinde uygulanan İİK.nun 36.maddesini bir diğer anlatımla borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek olabilir....