İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Afyonkarahisar İcra Dairesi'nin 2016/10384 Esas sayılı takip dosyasıyla borçlu T1 aleyhine başlatılan örnek no 7 genel haciz yoluyla takipte borcu bulunmadığı ve borca itiraz ettiğinden bahisle borca itiraz davası açmış ise de; takibin genel haciz yoluyla takip olduğunu, borca itirazın icra dairesine yönelik yapılması gerektiğini, dava yoluyla borca itiraz etmesi mümkün olmadığından bahisle davacının borca itirazının ve takibe yönelik şikayetinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2016/10384 Esas sayılı dosya ile müvekkilinin miras bırakanı Hidayet Durgut aleyhine icra takibi başlatıldığını, mirasçısı sıfatıyla davacı müvekkiline 12.11.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini, müvekkilinin Afyonkarahisar 1....
İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumlu olur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçluların, kredi sözleşmesinin geçersiz olduğuna ilişkin iddiaları borca itiraz niteliğinde olup, genel haciz yolu ile takipte bu itirazın İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Dolayısıyla icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmaz....
ya ödeme emrinin tebliğ edilmediği, davalılar vekili tarafından ödeme emri tebliğ edilmeyen müvekkili için de borca itiraz edilmişse de, ödeme emri tebliğ edilmeyen borçlu açısından geçerli bir itirazdan bahsedilemeyeceği için davalı ... açısından açılan davada dava şartının bulunmadıği gerekçeleriyle davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ...'in yönünden ise davalının takibe vaki itirazının 34.088,66 TL asıl alacak, 18.254,42 TL işlemiş faiz ve 930,72 TL BSMV olmak üzere toplam 53.373,80 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve %40 icra inkar tazminatının davalı ...'...
İcra Müdürlüğünün 2022/329 esas sayılı takibine konu senet aslının icra kasasında olmamasının ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini, davacının adresinin Menemen olduğunu, bu nedenle yetkili icra müdürlüklerinin Menemen icra müdürlükleri olduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, borca ve itiraz ettiklerini belirterek takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak bononun keşide yerinin İzmir olduğunu, keşide yeri icra dairesinin takibe yetkili olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "işlemiş faize itirazın kabulü ile takiple 6.526,16 TL işlemiş faiz talep edilebileceği anlaşılmakla işlemiş faize ilişkin fazlaya dair kısma ilişkin takibin davacı borçlu açısından durdurulmasına, diğer itirazların reddine" karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28/09/2022 gün, 2022/213 Esas, 2022/70 Karar sayılı kararı ile; ".......ödeme emrinin davacı borçluya 16/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borca itirazın kanuni beş günlük süreden sonra 25/10//2021 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından borca ve sair itirazların süreden reddine karar vermek gerekmiştir. Senet aslının icra kasasında olmadığına yönelik şikayetin ise, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekmekte olup, icra dairesine yazılan müzekkere cevabında, takibe konu senedin 27/10/2021 tarihinde teslim alındığını ve icra dairesi kasasında muhafaza edildiğinin beyan edildiği, ayrıca ödeme emri tebliğine senet suretinin de eklendiği anlaşıldığı...." gerekçesiyle "1- Borca ve sair itirazlar açısından davanın süreden REDDİNE, 2- Şikayet yönünden davanın REDDİNE" karar verilmiştir....
İcra Dairesi tarafından borçlulara 15.02.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı nedeniyle dosyanın yetkisizlikle müdürlüklerine 07.06.2019 tarihinde geldiği, dosyada yeterli masraf bulunmadığından ödeme emrinin hazırlanmadığı ve tebliğe çıkarılamadığının belirtilmiş olduğu, tarafların kabulünde olduğu üzere yetkili icra dairesi tarafından ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edilmeden işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 60. maddesinde ödeme emri ve itiraz üst başlığı altında ödeme emri ve muhtevası düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi durumunda ödeme emri düzenleyeceğine yer verilmiştir....
Sayılı dosyası ile kabul edildiğini, aynı icra dosyasından aynı taleplerle açılan davalarda iki farklı karar çıkmasının müvekkilinin hak kaybına yol açtığını, bu nedenle kararın kaldırılarak icra emrinde faiz başlangıç tarihinin gösterilmemiş olması nedeniyle davanın kabulüyle icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/30452 E. Sayılı icra takibi nedeniyle borçluya gönderilen ödeme emrinin iptaline, Ödeme emrinin iptaline karar verildiğinden borcunuzu itiraz süresi içinde öderseniz şeklindeki ibareyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği görülmüştür....
İİK'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Aynı yasanın 66. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ilamsız icra yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun icra müdürlüğüne başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, borçlunun dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığı halde yetkisini aşmak suretiyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. İcra müdürlüğünce yapılması gereken, yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar vermektir....
İİK'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Aynı yasanın 66. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda ilamsız icra yoluyla yapılan takibe karşı borçlunun icra müdürlüğüne başvurusu, borca kısmi itiraz niteliğinde olup yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca müdürlükçe takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, borçlunun dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini inceleme ve değerlendirme yetkisi bulunmadığı halde yetkisini aşmak suretiyle itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. İcra müdürlüğünce yapılması gereken, yasal süresi içerisinde yapılmış olan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar vermektir....