Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2015/10563 Esas sayılı icra takibinde; borçluya çıkartılan ilk ödeme emrinin, 13.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, yasal süresi içinde takip dosyasından gönderilen ödeme emri ekine takip dayanağı senet fotokopilerinin eklenmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptali talebinde bulunduğu, ... 12. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 08/09/2015 tarih, 2015/467 E. - 2015/ 822 K. sayılı kararı ile ödeme emri ekine takip dayanağı senet fotokopisinin eklenmemiş olduğu gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi üzerine, borçluya, yeniden çıkartılan ödeme emrinin 11/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, 16/12/2016 tarihinde yaptığı yetkiye, imzaya ve borca itirazının süresinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, süresinde yapılan yetkiye, imzaya ve borca itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İcra Dairesi'nin 2010/61 E. sayılı dosyasında ödeme emrinin borçluya tebliğinden ve itirazdan önce iş bu itirazın iptali davasının açıldığını, davacının ödeme emrine yapılmış bir itiraz yokken itirazın iptali davası açamayacağını, ayrıca davalının iddia edildiği gibi fazla para almadığını, faiz miktarını da kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yetkisiz icra dairesinde yürütülen icra takibinde ayrıca borca itiraz edilmesinin yetkili icra dairesinde borca itiraz hakkını kaldırmayacağı ve alacaklının bu itiraza dayanarak yetkili icra dairesinde takibe devam ettikten sonra itirazın iptali davası açabilmesi için borçluya öncelikle ödeme emrinin tebliğ edilmesi ve borçlunun borca itiraz etmesi gerektiği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesi 2014/275-306 E-K sayılı kararı ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinde davacının hukuki yararı olmadığı, ihtiyati haciz nedeniyle yetkiye itirazın reddine,tebligat zarfında senet suretlerinin gönderilmediği açık olup ödeme emrinin iptaline sair itirazların incelenmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği ve bu kararın 09.05.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçluya 26.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.İİK 58-61 maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlu süresinde imzaya,yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçlunun yetkiye,borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki ... İcra Hukuk Mahkemesi 2014/275-306 E-K sayılı kararında ödeme emri iptal edilmiş olup sair imzaya ve borca itirazlar da incelenmemiştir....

          Davalı vekili, icra takibinin yetkiye ve borca itiraz nedeniyle durduğunu, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrinin icra mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilen ödeme emrinin bu kez usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatın usule aykırı olup, geçersiz olduğuna yönelik itirazın süresi içinde borca ve yetkiye itiraz ile birlikte yapıldığını, bu haliyle davanın itirazın iptali davası olmayıp ancak alacak davası olabileceğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, yanlar arasındaki sipariş sözleşmelerinde ......

            Karar gerekçesinden de anlaşılacağı üzere bu yetki ve borca itiraz ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 15/07/2015 tarihinden yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 21/07/2015 tarihinde yapılmış olup, itirazın incelenmesi sırasında ödeme emrinin iptal edilmiş olması süresinde olmayan itirazı süresinde yapılmış hale getirmez. O halde geçerli bir ödeme emri kalmadığına göre itirazın reddi gerekirdi. Borçlunun ancak yeni bir ödeme emrinin tebliğinden sonra yeniden imza ve borca itiraz etme hakkı saklıdır. Mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması yerine onanması yönündeki Dairemiz sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 01/03/2017...

              İcra ve İflas Kanunu'nun 62/1. maddesinde “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur...” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; alacaklı tarafından borçlu “..... aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin takip talebinde adı geçen borçluya 02.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 08.10.2014 havale tarihli borca ve yetkiye itirazın ise “....” adına yapılmış olduğu, itiraza ilişkin dilekçenin başlık ve sonuç kısmında adı geçen şirketin ünvanının yazılı olduğu, görülmekle; takip borçlusu şirket dışında ayrı bir tüzel kişiliğe haiz üçüncü kişinin yaptığı itiraz borçlu yönünden hukuki sonuç doğurmaz. Takip talebinde borçlu olarak gösterilen ve kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu şirketin yasal 7 günlük süre içeresinde yapmış olduğu bir borca itiraz bulunmamaktadır....

                İcra Dairesinin ... sayılı takip dosyası ile toplam 28.305,70-TL alacağın tahsili için takibe girişildiği, ödeme emrinin 18/02/2019 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği borçlu davalı vekilinin 19/02/2020 tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı davacı vekilinin 26/02/2020 tarihli talebi üzerine dosyanın Bakırköy ... İcra Dairesine gönderildiği ve ... esas dosya numarasını aldığı, 08/03/2020 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin 24/06/2022 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği ve 25/06/2022 tarihinde borca itiraz edildiği, eldeki davanın ise yetkili icra dairesinde ödeme emri tebliği ve borca itiraz yapılmadan, 10/02/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....

                  Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda diğer talepleri ile birlikte borca itiraz ettiği ve ödeme emrinde işletilen faiz oranının belirtilmediği iddiasıyla ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece bu hususlarda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, HMK'nun 297/2. maddesi gözeltilmek suretiyle borçlunun borca itirazı ve ödeme emrinin iptali talebi incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlarda olumlu veya olumsuz karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı alacaklı tarafından elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklı olarak ödenmeyen toplamda 124.627,31 TL üzerinden ... Sisteminin 2022/... dosyası üzerinden yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Daireleri olduğu belirtilerek davalı borçlu aleyhine icra takibine girişmiş olduğu, ödeme emrinin 15.02.2022 Tarihinde davalı borçluya tebliğ edilmiş olduğu, davalı borçlu vekili tarafından 17.02.2022 tarihinde sunulan borca ve yetkiye itiraz dilekçesi ile hem borca, faize, ferilerine itiraz edilmiş olduğu hem de yetkili icra dairesinin ......

                      UYAP Entegrasyonu