İcra Müdürlüğü'nün bozma kararı sonrası 08/10/2019 hesap tarihli kapak hesabının yapıldığını ve 35.607,56- TL asıl alacak ve 42.377,73- TL bakiye borç miktarı bulunduğunu, müvekkili idarenin icra emrindeki miktarda alacaklıya borcu bulunmadığını, İstanbul 26. İcra Dairesinin 2019/12243 esas sayılı dosyasından müvekkili idareye gönderilen 18/03/2019 tarihli icra emrine binaen müvekkili idarenin alacaklıya 42.377,73- TL borcu olmadığının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde özetle; davanın konusu mahkemenizde dava edilecek bir husus olmadığını, bu davanın konusu kapak hesabından kaynaklı olduğunu ve bu işlemi gerçekleştiren kurum icra müdürlüğü olduğunu, bu durum bir dava konusu olmadığını, icra hukuk mahkemesinde şikayet sebebi olduğunu, davaya konu olan icra takibine dayanak olarak bir mahkeme ilamı bulunduğunu, Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08.11.2019 tarih 2017/26 E. ve 2018/440 K....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuş bozma kararı üzerine Mahkemece direnme kararı verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Şikayetçiler borçlu ... ve ... ..., icra takibine dayanak yapılan ilam hakkında yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduklarını, davanın halen derdest olduğunu, ayrıca taraflar arasında halen dayanak ilamda hükme esas alınan kat malikleri kurulu kararlarının iptali istemiyle görülen dava bulunduğunu ileri sürerek, bu davalar sonuçlandıktan sonra borcun belirlenmesini ve dosya borcunun yanlış hesaplandığını açıklayarak düzeltilmesini talep etmişlerdir....
İcra Müdürlüğünün 2018/19417 esas sayılı icra takip dosyasında 06/09/2018 tarihi itibariyle kapak hesabının 102.740,31 TL olarak DÜZELTİLMESİNE," karar verilmiştir....
borçluya tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir....
Borçlu ... için tanzim edilen 01.07.2014 tarihli dosya kapak hesabında, - 8.113,15 TL ana para borcu için toplam borç miktarının 28.466,91 TL, - 3.312,61 TL ana para borcu için toplam borç miktarının 22.883,11 TL olarak hesaplama yapıldığı, Ayrıca tüm borçluların ortak borcu için tanzim edilen 01.07.2014 tarihli dosya kapak hesabında, - 8.113,15 TL ana para borcu için 61.119,90 TL, - 3.312,61 TL ana para borcu için toplam borç miktarının 22.883,11 TL olarak hesaplama yapıldığı görülmüştür. Borçlu ...’in, işleyecek faiz için değişen oranlarda avans faizi ile hesaplama yapılması gerektiğinden bahisle 04.07.2014 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne başvurduğu, İcra Müdürlüğünün, 07.07.2014 tarihli kararında, takipte faiz ismi ve oranı belirtildiği ve bu oranlara itiraz edilmeksizin kesinleştiği gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir....
AHM'nin 2013/354 E. sayılı davasındaki bilirkişi raporuna dayanarak 104.932,00 TL'nin istirdadı için ilgili İcra müdürlüğü dosyası (Yenilemeden önceki 2015/34 E.) ile aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, kesinleşmemiş bilirkişi raporuna dayanan bir paranın istirdadı istenemeyeceğinden bahisle icra takibine süresinde tarafımdan itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, dosya alacaklılarının itirazın iptali istemiyle açtıkları İzmir 3....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, "... icra takibi yetkisiz bir icra dairesinde yapılmış olup da, borçlu ödeme emrine itiraz ederken ayrıca yetki itirazında bulunmamışsa, bununla icra dairesinin ve İcra Mahkemesinin yetkisini kabul etmiş sayılır ise de bunun İtirazın İptali davasının görüleceği mahkemenin yetkisine bir etkisi yoktur. Yani bu halde, alacaklı aslında yetkisiz olan İcra Dairesi'nin bulunduğu yer mahkemesinde itirazın iptali davası açamaz; açarsa borçlu, mahkemenin yetkisine itiraz edebileceği..." gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise "...davalının icra takibinde yetki itirazında bulunmayıp ... 2....
esas sayılı ilamlı takibe koyduklarını, ilamlı icra emrine dayanak olan mahkeme kararının onanması üzerine icra tehdidi altında kaldıklarından dolayı icra dairesi tarafından yapılan kapak hesabı uyarınca 16/03/2016 tarihinde icra dosyasına 221,716,67 TL ödediklerini ancak icra dairesi tarafından yapılmış olan faiz hesaplamasında devlet bankaları tarafından döviz mevduatına fiilen ödenen faiz oranları yerine hatalı faiz oranları kullanıldığını, netice olarak ilama aykırı icra emri ve kapak hesabı çerçevesinde haciz tehdidi altında davacılara (bu dosyada davalılara) 22.898,80 TL fazla ödeme yaptıklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik fazla ödenen 22.898,80- TL nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdadını vekalet ücreti ve yargılama giderlerini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu nedenle, kısmi ödemeden sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi içerisinde borcun tamamına itiraz edilmesi halinde bu itirazın ödenmeyen bakiye borç için kısmi itiraz olarak kabul edilmesi gerekir. Hukuki yarar 6100 sayılı HMK'nın 114/1- h maddesine göre dava şartı olup, resen incelenmesi gerekir. İtirazın iptali davalarında borcun itiraz edilmeyen kısmı yönünden takip kesinleşeceğinden alacaklının kesinleşen borç için itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı yoktur....
CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; şikayetin süresinde yapılmadığını, icra emrinin hatalı tanzim edilmediğini, itirazın iptali davasında verilen kararın kesinleştiğini, borçlunun dosya borcunun tamamının ödendiğine dair hiçbir somut delil sunmadan, icra dosyasının kapak hesabının yanlışlığından bahisle, takibin önce durdurulması sonrada iptalini talep ettiğini, ilamda yazılı tahsilatın, tahsil harcı ödenmediği için kapak hesabında görünmediğini, kapak hesabının çıkarılmasında müvekkilinin herhangi bir müdahalesi olmaması sebebiyle, aleyhe yargılama gideri ve ücreti vekalete hükmedilmemesi gerektiğini beyan ederek şikayetin reddini istemiştir. III....