Şayet emrin konusu suç teşkil ediyorsa, Anayasanın 137/2 ve TCK'nın 24/3 maddeleri gereğince böyle bir emrin yerine getirilmesinden emri veren azmettiren, yerine getiren ise fail olarak sorumlu tutulacaktır....
Somut uyuşmazlıkta; alacaklı tarafından başlatılan işçilik alacaklarına dayalı ilamlı takipte, borçlu vekilinin, brüt olarak hükmedilen alacakların nete çevrilmeden takibe konulduğu şikayeti ile icra emrin de fazla talep edilen miktarın iptalini talep ettiği, mahkemece, icra dosyasının infaz edilerek kapatılması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının açılmasına davalının sebebiyet vermesi nedeniyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94, 61, 103 ve 104. maddeleri gereğince, ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğu borçlu işverene aittir. Bir başka deyişle alacaklı, ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabilir....
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2019 tarih ve 2016/515 esas sayılı kararı ile müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, iflas kararının henüz kesinleşmediğini, iflasın tasfiyesinin Menemen İcra İflas Müdürlüğü'nün 2019/1 İflas sayılı dosyasından yürütüldüğünü, iflas kararından sonra müflis hakkında iptale konu icra takibinin başlatıldığını ve icra emrin gönderildiğini, İİK'nun 193. maddesi uyarınca iflas kararından sonra müflis hakkında haciz yolu ile takip yapılmasının mümkün olmadığını, iflas kararı ile birlikte alacaklıların artık ferdi icra yolunu bırakıp alacaklarını iflas masasına kayıt ettirmek ve iflas sistematiğinden geçirmek suretiyle tahsil edebileceklerinin yasal bir gereklilik olduğunu beyanla İİK'nun 193/3 hükmüne aykırı olarak düzenlenen İzmir 5....
İcra Müdürlüğü'nün … esasına kayden başlatılan icra takibine konu icra emrinin 07/08/2018 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği, davalı idare tarafından ise … tarih ve E….sayılı yazı ile, anılan icra emrin de eklenmek suretiyle davacı şirketten konu ile ilgili gerekli hukuksal yolların izlenmesi ve sonucundan kuruma bilgi verilmesinin istenildiği, daha sonra … tarih ve E…. sayılı ile … tarih ve E…. sayılı yazılarla aynı istemin tekrarlandığı, uyuşmazlıkta ihtilafın, davalı idare tarafından davacı şirketten istenilen bilgilerin mevzuat kapsamında istenebilecek her türlü bilgi ve belge kapsamında olup olmadığı hususunda toplandığı, başlatılan icra takibinde davalı idareye tebliğ edilen icra emrinin dayanağının ......
Dosya kapsamına göre, davacının, Bakırköy ...İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyasında, 30/05/2014 düzenleme tarihli ve 50.000'er USD bedelli altı adet senet bedelinin tahsili amacıyla davalılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile icra takibi başlattığı, ödeme emrinin 25/08/2017 tarihinde davalı borçlu şirketlere tebliğ edildiği, borçlu şirketin icra takibine karşı herhangi bir şikayet veya itirazda bulunmadığı, davacının ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık yasal süresi içinde, 09/12/2017 tarihinde iflas davasını açtığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili; davacı tarafından 30.10.2015 tarihinde saat 23:58:48'de 2,9080 USD/TL seviyesine stop loss emrinin konulduğunu, ancak herhangi bir "take profit" (kârı al) emrinin verilmediğini, 02.11.2015 tarihinde saat 01:00:18'de "stop loss"(zararı durdur) emrinin çalıştığını ve emrin piyasa emrine dönerek o andaki piyasa fiyatı olan 2,82125 USD/TL seviyesinden gerçekleştiğini, 01.11.2015 tarihli genel seçimler ile piyasada fiyat boşluğu oluştuğunu, yapılan işlemlerin mevzuat hükümlerine ve şirketin genel uygulanmasına uygun olduğunu, davacıya usule uygun her türlü bildirim ve risk bildiriminin yapıldığını, imzalanan sözleşmenin SPK mevzuatına uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Kaldı ki; Bakanın, atanılacak yeri ve görevi yazılı olarak bildirmesi ve emri doğrultusunda hazırlık hareketlerinin icrasını istemesi karşısında, bu emrin, Anayasanın 137. maddesinin 1. fıkrasında zikri geçen ve üstün ısrarı halinde emri yerine getirenin sorumluluğunu gerektirmeyen türden mi olduğu yoksa aynı maddenin 2. fıkrasında tarif edilip konusu suç teşkil eden bir emir niteliğini mi taşıdığı konusunda iyiniyetli yorum farklılıkları oluşması olanaklı hale gelebilmiştir. Bakanlıkların birleştirilmesi ve bazı kadroların iptali ile yeni kadroların ihdas edilmesi hali hangi kadroların denk kadro olduğunun saptanmasında olağanüstü bir karmaşa yaratmış, emri uygulayan kişinin, verilen emrin konusunun suç teşkil edip etmediğini belirlemesi de zorluk arzeder hale dönüşmüştür. Kişinin atanması sırasında bazı üst kadrolarda boşluk bulunmasının, denk göreve atamada açık bir kusur olarak değerlendirilmesi de isabetli değildir....
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasa'yı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir....
Anılan maddeler uyarınca arama kararında; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi, aranılacak eşyanın elde edilmesi halinde el konulup konulmayacağı hususlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir....
Sulh Ceza Mahkemesinin 11.07.2014 tarih ve 2014/3827 D.iş sayılı kararına istinaden belirtilen adresteki depoda yapılan aramada, katılan firmalar adına tescilli markaları taşıyan ve taklit oldukları bilirkişi raporu ile tespit edilen toplam 1356 adet parfümün ele geçirildiği, arama işlemine 11.07.2014 tarihinde saat 19:35’te başlanılıp; aynı gün saat 22:15’te son verildiği anlaşılmış olup; 5271 sayılı CMK’nun “arama kararı” başlıklı 119/2-c bendinde arama karar veya emrinde, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterilmesi gerektiği hususu hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeye göre aramayı yapacak olan kolluk görevlilerinin arama emrinde yazan gün ve saat dilimi aralığında; arama tedbirini yerine getirmeleri gerekir. Somut olayda ise; ......