Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belediyenin ustası ve kepçe kullanıcı olarak görev yapan davalıların, kendilerine emir vermeye yetkili fen işleri müdürünün emirleri doğrultusunda işlem yaptıkları ve zararın emrin infazına bağlı olarak meydana geldiği açıktır. Şu halde diğer davalı fen işleri müdürünün talimatları doğrultusunda görev yapan davalılar yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken zarardan sorumlu tutulmaları doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ile ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Şayet emrin konusu suç teşkil ediyorsa, Anayasanın 137/2 ve TCK'nın 24/3 maddeleri gereğince böyle bir emrin yerine getirilmesinden emri veren azmettiren, yerine getiren ise fail olarak sorumlu tutulacaktır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: Bölge Adliye Mahkemesince de isabetli görülen Ankara 15....

      nın … Merkezine geldiği, davacıya iki defa bilgisayar sorgulaması yapmasını söylemesine rağmen sorgulama yapmadığı hususunun ifadesine başvurulan tanık beyanları ile bizzat davacının ifadesi ile sabit olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, davacının görev yaptığı … Merkezinde, iki personel ile yerine getirilmeye çalışılan görevin ve çalışma şartlarının zorluğu tartışmasız ise de, bu durumun, amirin verdiği emrin yerine getirilmemesinin haklı ve geçerli bir mazereti olarak kabulünün mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazlarının ve zamanaşımı defi taleplerinin bulunduğunu, davacının faydalandığı TİS'de motosiklet kullanımına ilişkin bir husus bulunmadığını, işyerine ilişkin düzenlemelerin işveren tarafından karar verme yetkisine sahip olduğunu, 2018- 2019 döneminde 10 adet motosiklet kazası meydana gelmesi ve personelin zarar görmemesi amacıyla Hava Kuvvetleri komutanlığı tarafından yayınlanan emir gereğince nizamiyelerden motosiklet girişinin ve birlik içinde kullanımına yasak getirildiğini, davacıya da bu emrin tebliğ edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2020 NUMARASI : 2020/287 ESAS 2020/382 KARAR DAVA KONUSU : İcra Emrin KARAR : Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17/09/2020 tarih 2020/287 esas 2020/382 karar sayılı kararının davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 1.İş Mahkemesinin 2015/6 esas 2015/437 karar sayılı ilamı dayanak yapılarak Adana 7. İcra Dairesinin 2020/6828 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ilamlı takip yapıldığını, icra emrine başka bir mahkeme ilamı eklendiğini, takip dayanağı ilamda müvekkili şirketin taraf olmadığını, dayanak ilam ile takip dosyasının taraflarının örtüşmediğini, müvekkili aleyhinde icra takibi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2019 NUMARASI : 2019/120 ESAS 2019/139 KARAR DAVA KONUSU : İcra Emrin KARAR : Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22/05/2019 tarih 2019/120 esas 2019/139 karar sayılı mahkeme kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 8. İcra Dairesinin 2018/5583 esas sayılı dosyası ile müvekkili kurum aleyhine başlatılan takipte icra emrinin 15/05/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, Mardin 2....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2021 NUMARASI : 2021/263 ESAS 2021/187 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ticaret sicildeki adresine gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkil şirketin icra dosyasından 13/04/2021 tarihinde aracın yakalanmasıyla haberdar olduğunu, 13/04/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini, İcra müdürlüğüne yapılan borca itirazlarının tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek itirazları nedeniyle durdurulmasını, müvekkili şirketin malvarlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep...

        Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın İcra ve İflas Kanunu madde 341 de düzenlenen hüküm gereği bu suçlarda görevli mahkemenin İcra Ceza mahkemesi olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile "Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İcra Ceza Mahkemesine gönderilmesine" karar verilmiştir....

        Gereği görüşülüp düşünüldü: Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nın 20. ve 22. maddelerinde, kişilerin özel yaşamlarının ve haberleşmenin gizliliği ilkeleri güvence altına alınmış, 38/6. maddesinde, kanuna aykın olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 119/2. maddesinde arama karar veya emrinde; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerlerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilmiş, aynı Yasanın 206/2-a ve 217/2. maddelerinde de yasa ve hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağı açıklanmıştır. 5271 sayılı CMK'nın 116/1. ve devamı maddelerinde, suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe bulunması halinde şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerlerin hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına...

          Gereği görüşülüp düşünüldü: Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nın 20. ve 22. maddelerinde, kişilerin özel yaşamlarının ve haberleşmenin gizliliği ilkeleri güvence altına alınmış, 38/6. maddesinde, kanuna aykın olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 119/2. maddesinde arama karar veya emrinde; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerlerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilmiş, aynı Yasanın 206/2-a ve 217/2. maddelerinde de yasa ve hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağı açıklanmıştır. 5271 sayılı CMK'nın 116/1. ve devamı maddelerinde, suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe bulunması halinde şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerlerin hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına...

            UYAP Entegrasyonu