İTİRAZ SÜRESİİTİRAZIN İPTALİ DAVASIÖDEME EMRİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 62 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 66 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 67 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde 3.725,66 TL için yapılan ilamsız icra takibine vaki haksız itirazın iptaline takibin devamına %40 icra inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davada, davalının satın aldığı akaryakıt bedelini ödemediği ileri sürülerek 3.725,66 TL için yapılan takibe vaki haksız itirazın iptali istenilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/7769 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin 28/09/2020 tarihinde iade edilmesi sonrasında borçluya ödeme emrinin ve dayanak belgenin tebliği için yeniden tebligat çıkarılmadığı, borçlu tarafından 12/10/2020 tarihinde takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır. İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır....
Yukarıda incelenen takip sürecinde borçlu T1 vekili T2 aracılığıyla İstanbul 27.İcra Müdürlüğü 2017/15491 takip sayılı (Eski 2013/2395takip) dosyası ile aleyhine başlatılan takipte 1 İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2013/691 esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ ile birlikte icra dairesinin yetkisine borca ve takibe şikayet ve itiraz ettiği, yine aynı vekili aracılığıyla 03/07/2013 tarihindeİstanbul 1 İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2013/691 esas kaydı ile yapılan şikayet sonucu takip konusu senet aslı icra kasasına verilmediği için 2014/475 karar sayılı 28/05/2014 tarihinde ödeme emrinin iptalini sağladığı, bu karar nedeniyle davacı/borçlu adına kendisini bu dosyalarda temsil eden vekiline yeniden ödeme emri tebliği üzerine 5 günlük süresi içinde işbu davanın açıldığı, anlaşılmıştır....
takibe konu edilebilecek çek riskinin bulunmadığını, takibe konu alacakları ipotek ile teminat altına alınan alacaklar olmadığını, ipotekler ve kredi sözleşmelerinin de usule ve hukuka aykırı olduklarını beyanla, davanın kabulü ile icra emrinin iptalini istemiştir....
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde ödeme emrine itirazla duran takibi devam ettirebilmek için alacaklı genel mahkemelerde İİK'nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası açabileceği gibi İİK'nun 68 ve devamı maddeleri uyarınca icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edebilir. Alacaklının icra mahkemesine verdiği dilekçede, "itirazın kaldırılması" yerine "itirazın iptali" ibaresini kullanması başvurulan mahkeme icra mahkemesi olduğundan itirazın kaldırılması istemi olarak kabul edilmelidir. Bu halde icra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini esastan inceleyip sonucuna göre bir karar vermekle görevlidir. Somut olayda, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun takip sırasında vefat ettiği, alacaklının miraşçıları takibe dahil etmek isteği ile borçlu mirasçılarına ödeme emri tebliğ ettirdiği, mirasçıların haklarında çıkarılan ödeme emri nedeniyle takibe itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu anlaşılmıştır....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketle aralarındaki ticari ilişkiye istinaden birçok kez uçak bileti kestiklerini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlattıklarını, borcun ana parasının takibe geçildikten sonra ödendiğini, bakiye kalan meblağında ödeme emri tebliğinden sonra yatırıldığını; ancak borç fer'ilerinin ödenmediğini ve itiraz edildiğini, itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatı ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya olan borcunu borca itiraz süresi içerisinde ödediğini, takip öncesi temerrüde düşürülmediğini, icra harç masrafı, vekalet ücreti ve işleyecek faizden sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda aylık 400 TL kira parası ile kiracı olduğunu,2009 yılı Şubat-temmuz aylar arası kira bedeli toplam 2.400 TL.yi ödemediğinden hakkında icra takibi yaptıklarını davalının takibe kısmi olarak itiraz ettiğini,kabul ettiği aylar kirasını yasal 30 günlük sürede ödemediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiğini bildirerek kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesini istemiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edildiği halde duruşmalara katılmamıştır. Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan1.7.2006 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacı alacaklı tahliye talepli olarak 15.4.2009 tarihinde başlattığı icra takibi ile aylık 400....
İcra Müdürlüğünün 2020/7502 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında yer alan vekaletnamelerde borçlular vekiline takipte borca ve yetkiye itiraz hususunda açıkça yetki verilmediğini, takibe itiraz tarihinde reşit olan borçlu T4 ait vekaletnamenin daha önce bu kişinin anne ve babası tarafından velayeten verilmiş vekaletname olması nedeniyle itiraz tarihinde adı geçen borçlu yönünden geçerliliğinin bulunmadığını, borçlu T7 ödeme emri tebliğ edilmeden önce bu kişi adına vekaleten takibe itiraz edildiğini ancak ödeme emri tebliğinden itibaren yasıl süresi içinde takibe itiraz edilmediğini, bu nedenlerle takibin devamına karar verilmesi taleplerinin icra müdürlüğünün 20/10/2020 tarihli kararıyla haksız olarak reddedildiğini bildirerek icra müdürlüğünün 20/10/2020 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, şikayetin reddine karar verilmiştir....
Borçlu süresinde İcra Müdürlüğü'nde takibe itiraz etmiş, dilekçesinde borca itirazı yanında, hapis hakkı kullanılan menkullerin kıymet takdirleri yapılmadan defterinin tutulması ve bilahare de takibe geçilmesi işleminin Yasa ve Usule aykırı olduğu nedeniyle rehin hakkına itiraz etmiş, aynı nedenle İcra Mahkemesi'nden de hapis hakkı ile ilgili icra memuru işleminin şikayet yolu ile iptalini istemiştir. Mahkemece alacaklının talep edebileceği kira alacağı miktarı tespit edilmiş, kullanılacak hapis hakkı miktarı saptanarak hüküm altına alınmıştır. Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. İİK'nun 270. maddesinde; “Kiralayan evvelce yapılması lazım gelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu hapis hakkının muvakkaten muhafazası için İcra Dairesi'nin yardımını isteyebilir....
Davalının itirazı üzerine ayrı ayrı açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davalarında; Alaşehir İcra Mahkemesi'nin 29.05.2014 tarih ve 2014/79-106 sayılı kararı ile; takibe konu kira bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılmasına, Alaşehir İcra Mahkemesi'nin 18.03.2015 tarih ve 2015/22 Esas-2015/28 sayılı kararı ile; ödeme emrinde açıkça 30 günlük ödeme süresi verilmediği gerekçesiyle davanın reddine kara verilmiş, bu kararlar kesinleşmiştir. Aynı takip talebine dayanarak alacaklı tarafından bu kez davalıya 7 ve 30 günlük süreleri içeren ikinci bir ödeme emri gönderilmiş, bu ödeme emri davalı borçluya 07.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir....