Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayete konu menkul ihalesinin yapılmasıyla, hacizli mal satılıp paraya çevirme aşamasına geçildiğinden ve dolayısıyla artık ortada haciz bulunmadığından, şikayetçi üçüncü kişinin haczin kaldırılması yönündeki talebinin reddi gerekir. O halde, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda şikayetçi üçüncü kişinin haczin kaldırılması şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan şikayetçi üçüncü kişi vekilinin icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle menkullerin ihalesinin yapılmış olduğu, şikayet dilekçesinde haczi takip eden işlemlerin iptali de talep edildiğinden, ihalenin feshi isteminde de bulunulduğunun kabulü gerekir. TMK'nun 684. maddesi hükmüne göre; mütemmim cüz (bütünleyici parça) niteliğindeki şeyler, bütünden ayrı haczedilemez. Eklentinin ise, kural olarak taşınmazdan ayrı haczi mümkündür. Çünkü eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür....

    Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde, borçluların huzurunda yapıldığını,üçüncü kişi ile borçluların aynı adreste faal oldukları yönünde çok sayıda belge bulunduğunu, borca itirazın kaldırılması için açılan davanın derdest olduğunu,bu dosyadaki borçlu tebligatının bile davacı tarafından alındığını, dava konusu haczin ihtiyati haciz kararı uyarınca uygulandığını,sunulan faturaların mahcuzlara uygun olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini savunmuştur....

      Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın trafik kaydına haciz konulmasından önce noterde yapılan sözleşme ile satın alındığı, davalı alacaklının istihkak iddiasını kabul ettiğini ve davanın konusuz kaldığını bildirdiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı taraf haciz tarihinin 11.09.2007 olduğunu, istihkak iddiasını haczi öğrenme tarihine göre 7 günlük yasal hak düşürücü süre içerisinde doğrudan dava açarak ileri sürdüğünü belirtmektedir. Davalı alacaklı taraf ise dava açılmadan önce 13.11.2007’de haczin kaldırılması talebinde bulunduklarını, davanın konusuz kaldığını savunmaktadır....

        Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın trafik kaydına haciz konulmasından önce noterde yapılan sözleşme ile satın alındığı, davalı alacaklının istihkak iddiasını kabul ettiğini ve davanın konusuz kaldığını bildirdiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı taraf haciz tarihinin 11.09.2007 olduğunu, istihkak iddiasını haczi öğrenme tarihine göre 7 günlük yasal hak düşürücü süre içerisinde doğrudan dava açarak ileri sürdüğünü belirtmektedir. Davalı alacaklı taraf ise dava açılmadan önce 13.11.2007’de haczin kaldırılması talebinde bulunduklarını, davanın konusuz kaldığını savunmaktadır....

          Şikayet dilekçesinde meskeniyet şikayetinden söz edilmesi, HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, İİK'nun 82/1-12. bendinde yer bulan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayetinin yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkının bulunmadığı da nazara alınarak, talebin haczin kaldırılması şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir. Zira, şikayetçi üçüncü kişi şikayet dilekçesinde haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 07/04/2004 tarih ve 2004/12-210 E. 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur. Takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkı vardır....

            Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu araç kaydına ihtiyati haciz kararı uyarınca haciz konulduğu, 24.02.2010’da haczin kaldırıldığı, bundan sonra davacı tarafından noterde yapılan sözleşme ile satın alındığı, bundan sonra tekrar aracın kaydına haciz konulduğu, ancak mülkiyetin hacizden önce iyi niyetli üçüncü kişiye geçtiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili ve davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir. 1.) Nispi harca tabi davalarda, hükmü temyiz edenlerin ilam harcının 1/4’ünü peşin olarak yatırması gerekir (10.05.1965 gün,1/1 sayılı İBK). Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacı üçüncü kişinin yasal süresi içinde temyiz harcını yatırmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2....

              Mahkemece toplanan delillere göre; “davacı üçüncü kişinin borçlunun eski eşi olduğu,haciz tarihinden önce boşandıkları, ayrı yaşadıkları, mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğu, bu nedenle üzerlerindeki haczin kaldırılması ile alacaklı yönünden davanın kabulü, borçlu yönünden feragat beyanı nedeni ile davanın reddi gerektiği ”gerekçesi ile davanın borçlu yönünden feragat nedeni ile reddine, alacaklı yönünden kabulü ile mahcuzlar ve 520,00 TL üzerindeki haczin kaldırılmasına, 520,00 TL’nin alacaklıdan alınıp davcıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava konusu haciz sırasında üçüncü kişi tarafından evdeki tüm menkullerin kendisine ait olduğu yönünde istihkak iddiasında bulunulduğu, davanın da haciz tutanağı kapsamındaki tüm menkullere yönelik açıldığı anlaşıldığından, davalı alacaklı vekilinin 520,00 TL paraya ilişkin süresinde dava açılmadığı yönündeki temyiz itirazının reddi gerekmiştir. 2.Dava, üçüncü kişinin, İİK’nun 96. vd....

                Taraflar arasındaki haczin kaldırılmasına yönelik şikayetten dolayı yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi üçüncü kişi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçi üçüncü kişinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında; şikayetin kabulüne, icra müdürlüğü kararının iptaline, haczin kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

                  Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.Mahkemece, ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyen üçüncü kişilerin talebi ihtiyati hacze itiraz olarak değerlendirilerek itirazın duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verilmiş ve yapılan duruşmaya ihtiyati haciz isteyen vekili ile ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyen üçüncü kişiler vekili katılmıştır. İhtiyati haciz kararı, Yunusemre/Manisa adresinde 16/01/2023 tarihinde yerine getirilmiştir. Haciz tutanağına göre, İhtiyati haczin kaldırılmasını isteyen üçüncü kişi vekili de haciz sırasında hazır bulunmuştur. Bu halde, ihtiyati haciz kararı en geç 16/01/2023 tarihinde öğrenilmiş olup, bu tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edilmesi gerekirken, 01/02/2023 tarihinde ihtiyati haczin borçlu şirket yönünden kaldırılması talep edilmiş olup, süresinde değildir....

                    Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin üçüncü kişinin adresinde yapıldığı, borçlunun adresinin ise farklı bir yer olduğu, üçüncü kişinin ticaret sicil kayıtları ile kira sözleşmesi, vergi levhası ve mahcuzlara ilişkin faturaları sunduğu, hacizde borçlunun yer almadığı ve ele geçen belgenin ise gidilen yerin borçluya ait olduğunu kanıtlayacak nitelik ve kuvvette kabul edilemeyeceği“ gerekçesi ile şikâyet başvurusunun kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, üçüncü kişinin haczin İİK’nun 97. vd. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına yönelik İcra Müdürlüğü kararının kaldırılması isteğine ilişkindir. İstihkak davası devam ederken ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 28.06.2012 gün, 103–318 sayılı kararı ile İİK’nun 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılması kararı verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu