Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği ve ihtiyati haczin uygulandığı adreste yapıldığını, yine itirazın kaldırılması davasında duruşma günü tebligatının da bu adreste yapıldığını, takibe dayanak borçla ilgili ihtarnamenin ise borçlunun eşine tebliğ edildiğini, borçlu ve eşinin alacaklıdan mal kaçırmak için üçüncü kişi şirketi kurduklarını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

    Davacı üçüncü kişi, ihtiyati haciz kararının infazı sonrasında hem İİK'nin 99. maddesi uyarınca icra mahkemesinde istihkak davası, hem de İİK'nin 265. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesinde İİK'nin 265. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ihtiyati haczin kaldırılması davası açmıştır. Bu davanın açıldığı tarihten sonra borçlunun icra takibinde kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz etmemesi sonucu takip ve haciz üçüncü kişi yönünden değil borçlu yönünden kesinlemiştir. Yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca üçüncü kişinin itirazı üzerine ihtiyati haciz kararı kaldırıldığından bu karara dayanarak yapılan ihtiyati hacizler de kalkar. Üçüncü kişinin ihtiyaten haczedilen mallarla ilgili olarak açtığı istihkak davasının konusu kalmadığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir....

      Gerekçe ve Sonuç Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı üst hakkı için, üst hakkının feshi ve terkini davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumu değişmeyeceğinden, tescil kararı hacizden sonra kesinleştiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, haczin kaldırılması isteminin 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabileceği ve bu karar sebebiyle icra müdürlüğünce haczin kaldırılmasına karar verilemeyeceği gerekçesi ile şikayetin kabulü ile; 103 Ada 20 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve haciz tarihinde borçlu adına tescilli olan üst hakkına icra dosyası kapsamında konulmuş olan hacizlerin kaldırılmasına yönelik yapılan 28.09.2021 işlemin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde üçüncü kişi istinaf başvurusunda bulunmuştur....

        Borçlunun üçüncü kişi lehine, üçüncü kişinin kendi lehine, borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran üçüncü kişinin diğer bir üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunması mümkündür. (İİK'nun 96/1, 85/2. mad.) Somut olayda üçüncü şahıs sigorta şirketi vekili tarafından İcra Mahkemesi'ne verilen dilekçede, borçlu hakkında sürdürülen takip nedeniyle haczedilen aracın mülkiyetinin kendilerine ait olduğu belirtilmiş ve haczin kaldırılması isteminde bulunulmuştur. Üçüncü kişinin başvurusu açıklanan bu şekliyle istihkak davası niteliğindedir. Dilekçede şikayetten söz edilmesi HMK'nun 33. maddesi uyarınca “hukuki tavsif hakime aittir” kuralını değiştirmez. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş öncellikle haczin kaldırılması isteminin istihkak davası olarak vasıflandırılarak yargılamayı istihkak prosedürüne göre sürdürmek, tarafların delillerini toplayıp varsa noksan harcı tamamlattırdıktan sonra sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir....

          İcra Müdürlüğü’nün 2006/395 Esas sayılı dosyasında, dava konusu 22 HY 540 plaka sayılı aracın trafik kaydına konulan hacze yönelik üçüncü kişinin açtığı istihkak davası ile ilgili Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesi’nin 07.03.2006 gün, 74-71 sayılı kararının temyiz incelemesi sonucunda bozulduğu,bundan sonra verilen red kararının da kesinleştiği, ”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş;hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından ve vekalet ücreti yönünden de davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu aracın trafik kaydında, üçüncü kişinin satın alma tarihinde,Tekirdağ 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/395 Esas sayılı dosyasından konulmuş bir haciz şerhi bulunmamaktadır....

            BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI C.1.Gerekçe ve Sonuç Şikayetçi üçüncü kişi adına istihkak iddiasında bulunan şahsın, üçüncü kişinin yetkilisi veya ortağı olmadığı görülmüş ise de, haciz tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde iş bu şikayet ile birlikte istihkak iddiası da ileri sürülerek haczin kaldırılması talep edildiğinden, üçüncü kişinin usule uygun istihkak iddiasının bulunduğu sonucuna varıldığı, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, haciz esnasında borçlunun, yetkilisinin ya da vekilinin bulunmadığı, haciz mahallinde borçluya ait bilgi ve belgenin bulunamadığı, her ne kadar borçluya ait levha bulunmakta ise de, haciz yapılan yerin borçlu tarafından daha önce depo olarak kullanılması, üçüncü kişi tarafından da depo olarak kullanılıyor olması, aktif bir işletmenin söz konusu olmaması karşısında borçluya ait levhanın bulunması hususunun tek başına bu yerin borçlunun kullanımında olduğu sonucunu doğurmayacağı, bu tespitler doğrultusunda mahcuzların borçlunun...

              Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (üçüncü kişi), Şişli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/4021 Esas sayılı dosyasında ... plaka sayılı aracın trafik kaydına konulan haczin kaldırılması için icra müdürlüğüne yaptığı başvurunun reddedildiğini belirterek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, istihkak iddiasının haczi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük yasal süresinde yöneltilmediğini, satışın haczin yapılmasından sonra alacaklıdan mal kaçırmak için yapıldığını, hacizden haberdar olan üçüncü kişinin sözleşmeyi feshederek satım bedelini borçludan istemek yerine borçlu ile danışıklı olarak istihkak iddiasında bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

                Somut olayda; şikayetçinin, haczin konulduğu icra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişi olduğu görülmektedir. İcra takibinin tarafı olmayan 3. kişiler, tarafı olmadıkları icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyemezler. Takipte taraf olmayıp bir başka takip dosyasında alacaklı olan 3. kişi konumundaki şikayetçinin talebi mallar üzerinde birden fazla haciz bulunması durumunda İİK'nun 140. maddesine göre sıra cetveli düzenlenmesi ve sıra cetveline itiraz edilmesi halinde değerlendirilecektir. Takipte taraf olmayan üçüncü kişinin, borçlu aleyhinde uygulanan haczin kaldırılması isteminde bulunması mümkün olmadığından mahkemece, istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir....

                  İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde üçüncü kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Üçüncü kişi vekili, dava konusu mahcuzların müvekkiline ait taşınmazın bütünleyici parçası olduğundan haczin kaldırılması gerekirken, bu konuda hiçbir delil toplanmadan karar verildiğini, haczin yapıldığı taşınmazın müvekkili tarafından icra dosyasından yapılan ihale ile satın alındığını, eski çalışanların büyük kısmı ile anlaşma sağlanarak istihdamlarının sağlanması ve bir an evvel üretim faaliyetlerine girişilmesinden mütevellit eski firmaya ait evrakların müvekkili firmada bulunabilmesinin kaçınılmaz olduğunu, evrakların güncel olmadığını, borçluyla müvekkilinin ilgisinin olmadığını belirterek şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. C....

                    Hukuk Dairesi’nin 07/11/2017 tarih ve 2015/12195 E. - 2017/14715 K. sayılı ve kararın kesin olduğundan bahisle verilen temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra, şikayetçinin icra mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Somut olayda, şikayetçi üçüncü kişinin, icra müdürlüğüne başvururken 290 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiği, ancak şikayetçinin 290 ada 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olmadığı, icra müdürlüğünün şikayete konu 13/04/2015 tarihli işlemi ile süresinde satış avansı yatırıldığından talebin reddine karar verildiği, şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine verdiği şikayet dilekçesinde, 245 ada 1 parsel üzerindeki haczin İİK’nun 106-110. maddelerine göre kalktığını ileri sürerek icra müdürünün 13/04/2015 tarihli işleminin ve haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece; şikayetçinin 290 ada 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olmadığından aktif husumet ehliyetinin...

                      UYAP Entegrasyonu