Dava, üçüncü kişinin İİK.nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı ''istihkak davası'' niteliğindedir. 1-Yargıtay’ın ve Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre; takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir....
Borçlunun üçüncü kişi Bankadaki altın hesabında bulunan alacağı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduat, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce Bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi, İİK'nin 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Bu takdirde İİK'nin 89. ve bunu izleyen maddelerde yazılı hukuki sonuçlar doğar. İİK'nin 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait hesap üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK'nin 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nin 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nin 28.03.2012 tarihli ve 2011/12-849-242 sayılı kararı)....
Bu durum, üçüncü kişinin hukukunu ilgilendirmekte olup, borçlunun korunmaya değer hukuki yararı olmadığından onun tarafından şikayet konusu yapılamaz. Borçlu ancak, İİK.nun 82 veya 83. maddesine dayalı haczedilmezlik iddiasında bulunabilir. Diğer yandan üçüncü kişiye, doğacak alacakların haczi yönünden gönderilen haciz ihbarnamesi, haciz müzekkeresinin sonuçlarını doğurur. Bu nedenle üçüncü kişinin, haciz müzekkeresinin gereğini yerine getirerek daha sonra doğacak paraların icra dosyasına gönderilmesinde yasal bir engel yoktur. Bu şekilde borçlu borcundan kurtulacağından ve böyle bir haciz işlemi borçluya değil, üçüncü kişiye külfet yükleyeceğinden borçlunun böyle bir şikayette bulunmasında hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunmadığı açıktır....
İcra ve İflas Kanunu’nun 89. maddesine göre üçüncü kişiye çıkarılan haciz ihbarnamelerinde izlenecek usulün de irdelenmesi gerekmektedir. 17. Borçlunun üçüncü kişilerdeki bir kıymetli evraka bağlı olmayan maaş ve ücretler dışındaki alacakları İİK’nın 106. maddesinin 2. fıkrasına göre menkul hükmünde olduğundan menkul haczine ilişkin usule göre de haczedilebilir. Alacaklının borçlunun üçüncü kişideki alacağının haczi talebi üzerine icra müdürü alacağı haczedip, icra tutanağına geçirip üçüncü kişiye bildirir. Böylece borçlunun üçüncü kişideki alacağı haczedilmiş olur. İİK’nın 89. maddesinde öngörülen usule göre üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi gönderilmesi üçüncü kişideki borçlunun alacağının borçluya ödenmesini önleyen bir muhafaza tedbiridir. Üçüncü kişiye gönderilen haciz ihbarnamesinin hukukî sonuç doğurabilmesi için İİK'nın 89 ve İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 42 vd. maddelerinde yazılı unsurları içermesi gereklidir....
in cezalandırılması ve hakkında İİK’nun 89/4.maddesi gereğince tazminata mahkum edilmesi istemli olarak açılan davada itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş,hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İİK’nun 89/4.maddesine göre "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....
nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesinin zorunlu olduğu, yapılan incelemede 89/2 haciz ihbarnamesi tebliğ mazbatası üzerinde icra müdürlüğünce tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek, bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair şerh verilmediği görüldüğünden tebliğ işleminin usulsüz olduğu, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde, istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK.353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
HMK'nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 89/3 maddesi uyarınca, haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen üçüncü kişinin açmış olduğu menfi tespit davasıdır. İcra dosyası incelendiğinde, takip alacaklısı davalının, takip borçlusu işçi Necati Murathanoğlu'ndan olan alacağı için davacı işverene İİK'nun 89 maddesi gereğince borçlunun hak ve alacaklarının haczi için 1, 2 ve 3. haciz ihtarnameleri gönderdiği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İİK'nın 89/3....
Bankadaki mevduat, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi, İİK'nin 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Bu takdirde İİK'nin 89. ve bunu izleyen maddelerde yazılı hukuki sonuçlar doğar. İİK'nin 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi Bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK'nin 89/.... maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nin 338/.... maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nin 28.....2012 tarih ve 2011/...-849-242 sayılı kararı)....
Firmaya borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenen fazla bedelin davalılardan istirdadını talep ettiği, ---------- karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 2004 sayılı İİK’nın 89/5. maddesine göre açılacak istirdat davasında; üçüncü kişi, kötüniyetli olan takip alacaklısına karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı meblağı geri alabileceği, burada üçüncü kişi, kötüniyetli takip alacaklısına karşı açtığı davanın hukuki sebebinin 6098 sayılı TBK 49 ve devamında düzenlenen haksız fiil olduğu, dolayısıyla üçüncü kişi konumunda olan davacının, takip alacaklısı yönünden davacı üçüncü kişinin, takip borçlusuna borçlu olmadığını bilebilecek durumda olduğunu, üçüncü kişinin herhangi bir borcu olmadığını bilerek kötüniyetli olarak haciz ihbarnamelerini gönderdiği hususunu ispatlaması gerektiği ------------- 01/10/2011 tarihinden sonra 2004 sayılı İİK m. 89 hükmü uyarınca üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit ve istirdat davaları için görevli mahkemenin...
. '' denilerek 3.kişinin açmış olduğu menfi tespit davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğuna karar verilmiştir....