WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf talebinde, takip konusu alacağın 24/07/2007 tarihli bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesine dayandığı, alacağın üst hakkı bedeli olduğunu, kira alacağı olmadığını, ileri sürerek görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı tarafından açılan dava; " icra takibine yapılan itirazın iptali" istemine ilişkindir. Görevli mahkemenin belirlenmesi için taraflar arasındaki ilişkinin niteliğinin tespiti önem arzetmektedir. Davacı taraf, taraflar arasındaki ilişkin üst hakkı kurma sözleşmesi olduğunu iddia etmekte, davalı taraf ise kira ilişkisi olduğunu iddia etmektedir. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “sözleşmelerin yorumlanması” kavramı üzerinde durulmasında fayda vardır....

    Somut olayda; davacı, dava konusu 2393 parsel sayılı taşınmazı 5 yıllığına kiraladığını ve ... kaydına kira sözleşmesinin şerh edildiğini, davalının taşınmazı haksız yere işgal ettiğini, taşınmazda kiracı olması nedeniyle doğan kişisel hakkına dayalı olarak haksız elatmasının önlenmesini talep etmiştir. Mahkemece, kira sözleşmesinin yargılama sırasında sona erdiği, davanın konusuz kalması için vaki tecavüzün ortadan kalkması gerektiği, dava devam ederken davacının kira süresinin sona ermesi nedeniyle davayı açmaktaki hukuki yararının ortadan kalktığı, davanın açıldığı esnada davacının hukuki yararının olması gerektiği gibi dava sonuna kadar hukuki yararın devam etmesi gerektiği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama aşamasında davacının kira sözleşmesinin 27.10.2014 tarihinde son bulduğu, davacının davayı sürdürmekte hukuki yararı kalmadığı açıktır....

      ELATMANIN ÖNLENMESI ECRIMISIL YAP,IŞLET,DEVRET MODELIHAKSIZ IŞGALGÖREVHUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 1TÜRK MEDENİ KANUNU (4721) Madde 683 "İçtihat Metni"Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 1832 parsel sayılı taşınmazda bulunan istasyon sahasındaki 6 nolu dükkanın davalı tarafından yap işlet modeline göre işletildiğini, işletme süresinin 08.1.2008 tarihinde sona erdiğini, davalının kira bedelini yüksek bularak sözleşme imzalamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, ecrimisil ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, görev itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kira alacağı ve tahliye talebine ilişkin olduğu, kira sözleşmesine dayalı tahliye, aktin feshi davaları ile bu davalarla birlikte açılan alacak ve tazminat davalarının Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.12.2004 gününde verilen dilekçe ile üst hakkı kurulması, üst hakkı kurulmadığı takdirde yararlanamadığı üst hakkı bedelinin tespiti ile davalı idareden tahsili suretiyle muarazanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, davalı ... vekilinin duruşma isteminin masraf yokluğu nedeni ile reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 03.06.1992 tarihli “işbirliği protokolü” başlıklı sözleşmeye dayalı üst hakkı tesisi, ikinci kademedeki istek ise üst hakkı bedelinin tespiti ile bunun davalıdan (tazminat olarak) tahsili istemlerine ilişkindir....

          Üst irtifakının kurulmasında belediyenin kusuru veya teknik ve idari gecikmeleri olması halinde geçen süre, kira süresine eklenebilir." düzenlemesini içerdiğini, müvekkilinin defalarca davalıya şifaen başvurmasına rağmen davalının bugüne kadar tapuda dava konusu alan ile ilgili olarak üst hakkı tesis etmediğini, buna ilişkin açmış oldukları kiracılığın tespiti davalarının Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/1725 E. sayılı dosyası ile derdest durumda olduğunu, bu nedenle Sulh Hukuk Mahkemesinin dava dosyası bekletici mesele yapılması gerekirken Antalya 2.İdare Mahkemesi'nin kararına dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin yanlış olduğunu, davalı kurum edimlerini yerine getirmediğinden dolayı yap-işlet-devret sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere kira süresinin uzamakta olduğunu, hal böyleyken müvekkilinin kiralayan sıfatı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak, davalarının kabulüne...

          Mahkemece; kira sözleşmesinin süresinin dolmadığı, akte bağlılık kuralı gereği kira sözleşmesinde artış şartının bulunmadığı ve davacı tarafça davanın “kira bedelinin tespiti” olduğunun belirtilmesi karşısında, her yıl için artış şartı öngörülmeyen sözleşmeden dolayı kira bedelinin tespiti yapılamayacağı, tespitin ancak sözleşme süresinin dolmasından sonra mümkün olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaza ilişkin kira sözleşmesi 1.3.2003 başlangıç tarihli 5 yıl süreli olup, kira parası aylık 360-TL.olarak belirlenmiş ve kiranın artırılacağına ilişkin şart kararlaştırılmamıştır. Davada, sözleşmede süresi henüz dolmadan ve sözleşmenin kira parasına ilişkin hükmünün değiştirilmesi istenilmektedir....

            Sitesinde sosyal tesisin işletmesine yönelik 3 yıllık kira sözleşmesi imzalandığını, kiraya verenlerin kiraya vermeye ehliyetli olduğunu, davalıların hiçbir sorun olmadığı halde kiralananın anahtarlarının değiştirdiklerini, davalıların yönetim kurulunu yok sayarak yasaya aykırı şekilde kendilerince bir yönetim oluşturduklarını, kira sözleşmesini yok saydıklarını, kira sözleşmesi ile kullanma hakkına sahip olduğu kiralanandan faydalanamadığını ileri sürerek, kiracılığının tespiti ile davalılar tarafından yapılan el atmanın önlenmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ..., davacının taşınmazda zilyet olmadığını, kira sözleşmesini imzalayanların kat maliklerini temsil yetkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Davanın açıldığı ... 1....

              Davalı ise, aynı taşınmazı 01.09.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle dava dışı ...’den kiraladığını savunmaktadır. Kira sözleşmeleri, kiracıya kişisel hak sağlar ve daima taraflar arasında hüküm ve sonuç meydana getirir. Kira sözleşmesi şahsi hak sağladığından, mülkiyet hakkıyla şahsi hakkın yarışması halinde hiç şüphesiz mülkiyet hakkına değer tanınır. Mahkemece ortaya konan bu kural bir yana bırakılarak şahsi hak sağlayan kira sözleşmesine üstünlük tanınarak davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru değildir. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacı vekili dilekçesinde; davacının yazılı kira sözleşmesine istinaden davalıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, davalının 6570 Sayılı Yasaya aykırı olarak taşınmazın 3 gün içinde tahliyesi için ihtarname gönderdiğini ve sözkonusu yerin yıkılarak yeni çarşı yapılacağını sözlü olarak bildirdiğini, oysa sözleşme süresi bittiğinde 6570 Sayılı Yasaya göre 1 yıl uzadığını, tahliye isteminin yasaya aykırı olduğunu belirterek, buna göre kira süresinin uzadığını tespiti ile taraflar arasındaki çekişmenin önlenmesi ve kira sözleşmesinin geçerliğinin kabulünü talep ve dava etmiştir. Mahkemece; 6570 Sayılı Yasada öngörülen sürede bir ihtar ve açılmış bir tahliye davası bulunmadığı, sözleşmenin kendiliğinden yenilenmiş olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, taşınmazdaki kiracılık sıfatının ve geçerli bir kira sözleşmesinin varlığının tespiti ile muarazanın giderilmesine ilişkindir....

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin bir üst hakkı sözleşmesi değil eser sözleşmesi ve kira sözleşmesi hükümlerini içeren karma bir sözleşme olduğunu, yükleniciye sadece kira indirimi sağlanması ya da belli süreyle kira ödenmeksizin binanın kullanılmasına imkan tanınması halinde bu sözleşmelerin şahsi hak sağlayan karma sözleşme olduğunun Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, davacının bu sözleşmeye uyarınca bir bina yapma ve yapılan binayı sözleşmeye uygun şekilde 15 yıl süreyle aylık kira bedeli karşılığında kullanma hakkına sahip olduğunu, eser sözleşmesi ve kira sözleşmesi hükümlerini içeren bir şahsi hakka sahip olduğunu, üst hakkının ayni bir hak olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede davacının hakları sayılırken açıkça aylık kira bedeli ödenmesinden bahsedildiğini, sözleşmenin hiçbir yerinde üst hakkı ibaresi bulunmadığını, üst hakkını geçerli olması, resmi şekilde düzenlenmesine bağlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu