Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Öte yandan; boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik durumlarının birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği hususu benimsenmiştir....

Davalı - birleşen dosya davacısı kadının dava dilekçesindeki yardım nafakası isteği, yoksulluk nafakası niteliğini taşımaktadır.(TMK m.175)( Yargıtay 2....

dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçerli olacağı, Görüldüğü üzere TMK'nın 197.maddesi çerçevesinde hükmedilen tedbir nafakası ile boşanma davası içinde geçici önlem olarak TMK’nun 169.maddesi kapsamında takdir edilen tedbir nafakasının mahiyetleri, devam süreleri, şartları, re'sen gözetilme durumları gibi nedenler itibariyle birbirinden farklı nafaka türleri oldukları, bir taraf lehine TMK 197 maddesi uyarınca tedbir nafakası takdir edilmesinin, o taraf için mevcut boşanma davasında tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde TMK 169 maddesi uyarınca tedbir nafakası takdirine engel olmadığı, Bu kapsamda somut olay incelendiğinde; ilk derece mahkemesince, eldeki boşanma davasında ilk boşanma dava tarihinden itibaren TMK’nın 169.maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, kadın tarafından açılmış nafaka artırım davası bulunmadığı halde bağımsız tedbir nafakası davasına (Ankara 16.Aile Mahkemesi 2018/386 esas-2019/72 karar) atıf yapılarak hüküm tesis edilmesi...

Davalı kadının yoksulluk nafakası konusunda talep sonucunu süresinden sonra verdiği 02/04/2017 tarihli dilekçesi ile genişletmiş olup davalının bu konuda açık muvafakatı olmadığı gibi bu konuda usulünce yapılmış bir "ıslah" işlemi de mevcut olmamasına göre davalının yoksulluk nafakası talebi hakkında usulüne uygun olarak yapılmış bir talep bulunmadığından yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında " karar verilmesine yer olmadığına" karar vermek gerekmiştir. Bu sebeplerle, davacının istinaf talebinin kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

Aile Mahkemesinin 2014/589 Esas sayılı dosyasında davacı Elvan tarafından davalı Zehra aleyhine boşanma davası açıldığı, bu dava içerisinde davacısı Zehra tarafından davalısı Elvan aleyhine açılan önlem nafakası davasının birleştirilmesine karar verildiği, yapılan yargılama sonunda 2016/359 Karar sayılı 19.04.2016 tarihli karar ile "asıl davanın kabulüne, tarafların TMK 166/2.madde gereği boşanmalarına, çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir/iştirak nafakasını, kadın için aylık 300,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 7.500,00 TL maddi, 7.500,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, asıl davada tedbir nafakası hakkında karar verildiği gözetilerek birleşen dava hakkında yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verildiği, bu kararın T4 tarafından velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat ile kusur yönünden temyiz edildiği, Yargıtay 2....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, infazda ve tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla davacı asil T1 için dava tarihinden itibaren aylık 800 TL tedbir nafakasının davalıdan alınıp davacı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra önlem nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; ayrı yaşamakta haklılık nedeniyle Türk Medeni Kanununun 197.maddesine dayalı tedbir nafakası talebine ilişkindir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2022 NUMARASI : 2021/890 ESAS 2022/702 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası)|Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 lehine dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuk T1 lehine dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Ancak hükmedilen tedbir nafakası için gelecek yıllarda artış oranı uygulanması mümkün olmadığı halde nafakaların her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılması doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı erkeğin aleyhine hükmolunan nafakalara uygulanan ÜFE artışı yönünden istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir....

, söz konusu nafakanın hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadın lehine 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir....

Maddesinde düzenlenen tedbir nafakası kusura dayalı olmadığından, dolayısıyla boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu, tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur olmayıp, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, yargılama süresince kusurlu eş lehine dahi tedbir nafakası takdir edilebileceği, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak, davalı kadının tedbir nafakası konusunda değerlendirme yapılması gerekirken, yetersiz gerekçe ile, davalının tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmemesi de doğru görülmemiştir....

UYAP Entegrasyonu