e satılan payın önalım hakkı nedeni ile müvekkili adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu payı haricen 2009 yılında... isimli şahıstan satın aldığını ve bu kişinin de ...ğını, davacının en başından beri bu satıştan haberdar olduğunu, dava konusu taşınmazın 15-20 yıl önce fiilen taksim edilerek kullanılmaya başlandığını, davacının kardeşlerinden ... ve ...'in satışlarına itiraz etmemesine rağmen ...nin yaptığı satışta şufa hakkını kullanmasının kötüniyetle davranıldığını ortaya koyduğunu, davacının şufa hakkını kullanmasının ...'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun "Önalım hakkı" başlıklı 8/İ-2 maddesi kapsamında önalım hakkını kullanamayan sınırdaş tarım arazi maliki müvekkillerin yasal hakları açıkça ihlal edildiğini, alıcı veya satıcı satışa dair müvekkillere hiçbir bildirimde bulunulmadığını, müvekkillerin yasal önalım hakkını ihlal eden davalının bu defa dava konusu taşınmazı 3. kişilere devredebileceği endişesi taşıdıklarını, bu nedenle taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulması ile dava konusu 719 parsel sayılı taşınmazda davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına miras hisseleri oranında tesciline kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayımıza gelince; dava yasal önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, bu hakkın ancak dava yolu ile kullanılabileceği, taşınmazda davalı adına kayıtlı olan dava konusu payın dava süresince bir başkasına devrinin önlenmesi için HMK’nın 389....
Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.TMK. 733/3 maddesi gereğince, üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp, yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından davacıya noter aracılığıyla bildirildiği iddia ve ispat edilmediğinden davalı vekilinin hak düşürücü süre itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek eldeki davayı açmış, Mahkemece, depo kararı verilmemiş davanın fiili taksim gerekçesiyle reddi cihetine gidilmiştir. Kısaca, önalım bedeli, ön incelemenin yapıldığı tarihte depo ettirilmemiş, satış tarihinden yaklaşık 7 yıl geçmesine rağmen halen de depo kararı verilmediğinden satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilmemiştir. Resmi satış sözleşmesindeki önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle pay satın alan davalıyı fakirleştirecek, önalım hakkını kullanan davacıyı amaç dışında zenginleştirecektir. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır....
Resmi satış sözleşmesindeki önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle pay satın alan davalıyı fakirleştirecek, önalım hakkını kullanan davacıyı amaç dışında zenginleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır. Dava konusu payın satışının yapıldığı ve önalım davasının açıldığı tarih ile önalım bedelinin depo edildiği tarih arasında uzunca bir zamanın geçtiği, önalım bedelinin makul bir sürede vadeli hesaba depo ettirilmemiş olması sebebiyle davacının amacı dışında zenginleştiği, nemalandırılmayan satış tarihindeki miktarın depo edilmesi nedeniyle enflasyon oranında veya faiz getirisinden mahrum kalınması oranında davalının da fakirleştiği, bir tarafın diğer taraf zararına azımsanamayacak derecede, oransız bir çıkar sağladığı, bu durumun 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olacağı açıktır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edilip edilmediği ve davacının önalım hakkını kullanmasının dürüstlük ilkesine aykırı olup olmadığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve davalının bedelde muvazaa iddiasında bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun); a)"Dürüst davranma" kenar başlıklı 2 inci maddesi şöyledir: "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. b)"Önalım hakkı sahibi" kenar başlıklı 732 inci maddesi şöyledir: "Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler. " c)"Kullanma yasağı, feragat ve hak düşürücü süre" kenar başlıklı 733 üncü maddesi şöyledir: " Cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz....
Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini, davalı ise satış tarihi üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra açılan davanın haksız menfaat temini oluşturduğunu, bu nedenle taşınmazın güncel bedelinin depo edilmesi gerektiğini dile getirmişlerdir. Önalım bedeli davacı tarafından 21.05.2015 tarihinde mahkeme veznesine yatırılarak satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilmemiştir. Resmi satış sözleşmesindeki önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle pay satın alan davalıyı fakirleştirecek, önalım hakkını kullanan davacıyı amaç dışında zenginleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır....
Ayrıca, resmi satış sözleşmesindeki önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle pay satın alan davalıyı fakirleştirecek, önalım hakkını kullanan davacıyı amaç dışında zenginleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır. Dava konusu paya yönelik önalım davasının açıldığı tarih ile önalım bedelinin depo edildiği tarih arasında uzunca bir zamanın geçtiği; bu süre gözönüne alındığında, önalım bedelini zamanında depo etmeyerek kullanması nedeniyle davacının amacı dışında zenginleştirildiği, nemalandırılmayan satış tarihindeki miktarın depo edilmesi nedeniyle faiz getirisinden mahrum kalınması oranında davalının da fakirleştiği, bir tarafın diğer taraf zararına azımsanamayacak derecede oransız bir çıkar sağladığı, bu durumun 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olacağı açıktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2018/408 2020/139 DAVA KONUSU : Önalım Hakkın KARAR : Adana 4....