Somut olaya gelince; Mahkemece, 09/06/2020 tarihinde yapılan satış nedeniyle açılan önalım davasında önalım bedeli ve masraflar toplamı olan 51.000,00- TL'nin 13/04/2021 tarihinde depo edilmesine karar verilmiş, resmi senette belirtilen bedel depo edildikten sonra davanın kabulüne karar verilmiştir. Aradan geçen zaman içinde taşınmazın değerinde meydana gelen objektif artışlar ve enflasyon olgusu nedeniyle kurda meydana gelen değişikliklerin önalım bedelinin belirlenmesine etkisi olduğu kabul edilmelidir. Resmi satış sözleşmesindeki önalım bedeline davacı tarafından muvazaa nedeniyle itiraz edilmesi, bu nedenle yargılamanın uzaması, önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle davacıyı, amaç dışında zenginleştirecek ve alıcı davalıyı da fakirleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yan, önalım hakkının miras yolu ile geçebileceğini, TMK m732 hükmü uyarınca davacının önalım hakkını kullanabileceğini, önalım hakkının eşyaya bağlı yenilik doğurucu bir hak olduğunu iddia etmiş ise de bahse konu iddiaların hukuki dayanağı olmadığını, TMK m732'de paydaşların önalım hakkı sahibi olduğu hüküm altına alınmış olup yasal önalım hakkının miras yolu ile geçebileceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme hukukumuzda mevcut olmadığını, yasal önalım hakkı Medeni Kanun gereği doğrudan paydaşın şahsında doğan bir haktır....
İşin esasına geçilmeden önce, ihtiyari açık artırma ile davalıya satılan önalım hakkına konu payın henüz davalı adına tapuda intikal görmemiş olması karşısında önalım davasının açılıp açılamayacağı hususu önsorun olarak tartışılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) 732. maddesinde, “Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler” aynı Kanun’un 734.maddesinde ise, “Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Önalım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini, hakim tarafından belirlenen süre içinde hakimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür” denilmiştir. Görüldüğü üzere “Önalım hakkı”nı düzenleyen ilgili maddelerde hep ‘satış’tan bahsedilmekte, önalım hakkının payın satışı ile doğacağı vurgulanmaktadır....
Bu maddeyle, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip oldukları; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkimin, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar vereceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır....
Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6- 358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesi “...Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir. Önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir....
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satış işlemlerinin durdurulmasına yönelik taşınmazın dava konusu olduğunu, önalım davası ayni hakka yönelik olup müvekkilinin mülkiyet hakkını ilgilendirdiğini, taşınmazın Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu'nun 2020/26 satış sayılı dosyasında cebren satılması halinde müvekkilinin önalım hakkının engellenmiş olacağını, ayni hak olan mülkiyet hakkının mutlak korunması gerektiğini, taşınmazın satılması halinde davalının payı kalmayacağından önalım davası sonucunun beklenmesi gerektiğini, satış işleminin durdurulmasında müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu belirterek mahkemenin 22.09.2021 tarihli, Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu’nun 2020/26 satış sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın satış işlemlerinin durdurulması taleplerinin reddine yönelik ara kararın kaldırılmasına, Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu’nun 2020/26 satış sayılı dosyasında satış işlemlerinin önalım davası kesinleşene...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28.06.2022 NUMARASI : 2021/610 ESAS - 2022/519 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) KARAR : Karaman 1....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.05.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 108 ada 71, 72, 73 ve 82 parsel sayılı taşınmazlarda davalıya satılan hisselerin önalım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı ...’dan bağış yoluyla aldığını, taşınmazın fiilen taksim edildiğini, müvekkilinin 3. kişi olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Önalım davalarında hak düşürücü süreyi düzenleyen TMK.nun 733.maddesinde; satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü getirilmiş ve hakkın, satışın hak sahibine bildirildiği tarihten itibaren üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği öngörülmüştür. Maddedeki “satıştan” ... memuru önünde yapılan ve ... kütüğüne tescil edilen satış kastedilmektedir. Çünkü ayni hak ... kütüğüne tescil ile doğar. Önalım hakkının kullanılması için hak düşürücü sürenin, ihalenin kesinleştiği tarihten itibaren başlatılması düşünülemez. Dava açma tasarrufu bir işlem olduğuna göre üçüncü kişiler yönünden mülkiyet, iktisabın ... kütüğüne tescil edilmesi ile doğacağından ve ancak bundan sonra ... sicilinin aleniyetinden söz edilebileceğinden bildirim yapılmayan hallerde iki yıllık hak düşürücü sürenin bu tescil tarihinden itibaren başlaması gerekir....
Davacılar, paydaşı oldukları ... parsel sayılı taşınmazdaki dava dışı paydaşın payının 01.04.2011 tarihinde davalıya satış yoluyla devredildiğini, payın önalım nedeniyle tescili istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/125 Esas sayılı dosyasında açtıkları davanın 20.02.2013 günlü kararıyla açılmamış sayılmasına karar verildiğini, TBK’nın 158. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmediğini ileri sürerek önalım hakkına dayanarak davalının devrettiği payın adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı, kesin hüküm bulunduğunu, hak düşürücü sürenin de dolduğunu, davada TBK’nın 158. maddesinin uygulanamayacağını, ayrıca fiili taksim nedeniyle de davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir....