Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayımızda, gerek önalım hakkının doğduğu satış tarihi gerekse bu hakkın kullanıldığı dava tarihi itibarıyla sınırdaş arazi malikine önalım hakkı tanıyan 5403 Sayılı Kanunun 8/i-2 maddesi yürürlükte olup, yürürlükteki yasal düzenlemeye göre mevcut olan önalım hakkının yasal değişiklik nedeni geçmişe etkili şekilde ortadan kalktığına ilişkin düşünce, 7255 sayılı Kanunun 31/b maddesindeki yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğine ilişkin açık yasal düzenleme ve bu konudaki kanun koyucunun iradesine aykırılık oluşturacaktır. Nitekim Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2020 tarih ve 2020/1387 Esas, 2020/7766 Karar sayılı ilamında da önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılmasının geçmişe etkili olamayacağı belirtilmiştir....

Dava, sınırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. 30/4/2014 tarihli ve 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda değişiklik yapılmış ve Kanuna “Önalım hakkı” kenar başlıklı 8/İ maddesi eklenmiştir. Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin önalım haklarını kullanamayacağı; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktaydı....

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; "Önalım hakkı, bir malın üçüncü kişiye satılması halinde hak sahibine tek taraflı bir beyanla o malın alıcısı olabilme yetkisi veren yenilik doğurucu bir haktır. tmk’da paylı mülkiyette paydaşlara tanınan yasal önalım hakkı, tarım arazilerinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerine de tanınmıştır. buna göre tarımsal bir arazinin satılması halinde sınırdaş arazi malikinin önalım hakkı bulunmaktadır.Tarım arazilerinde önalım hakkının hangi şartlarda kullanılabileceği 5403 sayılı toprak koruma ve arazi kullanımı kanunu’nun 8/i maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiş olup bu hakkın kullanılmasına ilişkin ilgili kanunda düzenlenmeyen hususlarda ise türk medeni kanunu hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.5403 sayılı kanuna göre önalım hakkının kullanılabilmesi şartları; taşınmazların sınırdaş olması, taşınmazların hukuki olarak ve fiili kullanıma göre tarımsal arazi niteliğinde bulunması, taşınmazların aynı nitelikleri taşıması.taşınmazların...

Önalım hakkından feragat TMK' nun 733/2 maddesinde "Önalım hakkından feragatin resmi şekilde yapılması ve tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekir. Belirli bir satışta önalım hakkını kullanmaktan vazgeçme, yazılı şekle tabidir ve satıştan önce veya sonra yapılabilir." şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninden de anlaşıldığı gibi feragat iki görünüme sahiptir. Bunlardan ilki paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda bütün satışları etkileyecek feragattir. İkincisi ise sadece muayyen (belirli) bir satışa yönelik önalım hakkını kullanmaktan vazgaçmedir. Feragat, ileride meydana gelecek olan bütün satışları kapsamakta olup, satış olduğu takdirde önalım hakkının kullanılmasını engeller. Bu nitelikte bir feragatin geçerli olabilmesi resmi şekil şartına uyularak yapılacağı ve tapu kütüğüne şerh verileceği hüküm altına alınmıştır. Önalım hakkından vazgeçme, belirli satışlar için mümkün olup, satıştan önce yapılabileceği gibi satıştan sonra da bu hakkın kullanımından vazgeçilebilir....

Resmi satış sözleşmesindeki önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle pay satın alan davalıyı fakirleştirecek, önalım hakkını kullanan davacıyı amaç dışında zenginleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır. Dava konusu paya yönelik önalım davasının açıldığı tarih ile önalım bedelinin depo edildiği tarih arasında uzunca bir zamanın geçtiği;  bu süre gözönüne alındığında, önalım bedelini zamanında depo etmeyerek kullanması nedeniyle davacının amacı dışında zenginleştirildiği, nemalandırılmayan satış tarihindeki miktarın depo edilmesi nedeniyle faiz getirisinden mahrum kalınması oranında davalının da fakirleştiği, bir tarafın diğer taraf zararına azımsanamayacak derecede oransız bir çıkar sağladığı, bu durumun 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olacağı açıktır....

Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere fiili taksimin varlığı halinde önalım hakkı kullanılamaz. Bunun yanı sıra 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz....

Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun "Önalım hakkı" başlıklı 8/İ-2 maddesi kapsamında önalım hakkını kullanamayan sınırdaş tarım arazi maliki müvekkillerin yasal hakları açıkça ihlal edildiğini, alıcı veya satıcı satışa dair müvekkillere hiçbir bildirimde bulunulmadığını, müvekkillerin yasal önalım hakkını ihlal eden davalının bu defa dava konusu taşınmazı 3. kişilere devredebileceği endişesi taşıdıklarını, bu nedenle taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulması ile dava konusu 719 parsel sayılı taşınmazda davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına miras hisseleri oranında tesciline kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....

e satılan payın önalım hakkı nedeni ile müvekkili adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu payı haricen 2009 yılında... isimli şahıstan satın aldığını ve bu kişinin de ...ğını, davacının en başından beri bu satıştan haberdar olduğunu, dava konusu taşınmazın 15-20 yıl önce fiilen taksim edilerek kullanılmaya başlandığını, davacının kardeşlerinden ... ve ...'in satışlarına itiraz etmemesine rağmen ...nin yaptığı satışta şufa hakkını kullanmasının kötüniyetle davranıldığını ortaya koyduğunu, davacının şufa hakkını kullanmasının ...'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

    Dava önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

    Somut olayımıza gelince; dava yasal önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, bu hakkın ancak dava yolu ile kullanılabileceği, taşınmazda davalı adına kayıtlı olan dava konusu payın dava süresince bir başkasına devrinin önlenmesi için HMK’nın 389....

    UYAP Entegrasyonu