İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf değildir. Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi için önel vermek, olayın iş kazası olduğunun ve sürekli iş göremezlik oranının tespitinden sonra çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni" Davacı, murisinin ölüm tarihini takip eden aybaşı itibariyle ölüm aylığına hak kazandığının tespitine, karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; davacının murisi .'in vefatının 506 Sayılı Yasa uygulamaları açısından iş kazası olduğu hususunun ve iş kazaları ve meslek hastalıkları sigorta kolundan davacıya gelir bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ..'in iş yerinde değil evde kalp krizi geçirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Anılan Kanunun İş Kazalarıyla Meslek Hastalıkları Sigortası hükümleri içerisinde yer alan 12. maddesinde, iş kazası durumunda sağlanan yardımlar arasında, yaşamını yitiren sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanmasına yer verilmiş, 23. maddede, iş kazası sonucu ölümlerde eşe ve çocuklara gelir bağlanabilmesinin koşulları sıralanmış olup şu durumda ölüm geliri tahsisi için “sigortalı” konumundaki kişinin “iş kazası” sonucu yaşamını yitirmiş olması zorunludur. Diğer taraftan 11. maddede iş kazasının tarifi yapılarak maddede sayılı hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olayların iş kazası olduğu belirtilmekle iş kazasından söz edilebilmesi için 506 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılık olgusunun varlığı aranmıştır....
Değerlendirme 1.Dosya kapsamı incelendiğinde; 19.08.2008 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden sigortalı Murat Oygur’un hak sahibi annesi ...’a 29.12.2008 tarihli tahsis talebine istinaden 01.09.2008 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, bu defa sigortalı Murat Oygur'un vefatı ile sonuçlanan olay hakkında yapılan tahkikat neticesinde düzenlenen 23.09.2009 tarih ve 93240/İNC/33 sayılı İnceleme Raporu ile olayın iş kazası olduğunun değerlendirildiği, davacı/birleşen dava davalısının Kurumdan iş kazası sebebiyle ölüm geliri talebi ise Pendik Sosyal Güvenlik Merkezinin 02.12.2009 tarihli yazısı ile, davacıya daha önce 3811317553 tahsis numarası ile ölüm aylığı bağlandığından 5510 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesinin (d) fıkrası gereğince ölüm geliri bağlanamayacağı bildirilerek reddedilmiştir. 2....
Somut olayda; sigortalının iş kazası sonucu, bekar ve çocuksuz olarak öldüğü anlaşılmaktadır. Hak sahibi annenin anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde iş kazası kolundan gelire ve ölüm sigortası kolundan aylığa hak kazandığı açıktır. Ancak, 506 sayılı Yasanın 92. maddesine göre, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir....
Somut olayda davacılar murisinin 22.10.2002 tarihinden 3.10.2006 (ölüm tarihine kadar) davalı işveren işçisi olarak çalışmasının Kuruma bildirildiği,sigortalının olay günü görevi gereği Türkiye’den yüklenen yükü yurt dışında yerine ulaştırmak üzere 03.10.2006 tarihinde Arnavutluğun Tiran şehrinde gece molası verip sabahleyin yola çıkmak üzere konakladıkları otel odasında kendi başına istirahate çekildiği sırada 01,30 sıralarında kalp krizi geçirip öldüğü, olayın sözü edilen madde gereği davalılar SGK ve işveren yönünden iş kazası sayılması gerekirken, Mahkemece, olayın SGK yönünden iş kazası olarak kabul edilmekle beraber iş ile ölüm olayı arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle işveren yönünden iş kazası olarak kabul edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
nun 17.04.2007 tarihli raporunda meslek hastalığının sigortalının ölümüne %20 oranında etkili olduğu bildirildiği halde mahkemece dosya ATK ve ATK Genel Kuruluna gönderilirken yazılan müzekkerelerde "ölümün meslek hastalığına bağlı olup olmadığının belirlenemediğinin anlaşılması halinde meslek hastalığının ölüm olayına etkili olup olmadığı, etkili ise etki oranının % kaç olduğu" sorulmamış eksik araştırma ile sonuca varılmıştır. Yapılacak iş ; dosyanın yeniden ATK Birinci İhtisas Dairesine gönderilerek " sigortalıdaki mevcud meslek hastalığının ölüme etkili olup olmadığı, etkili olmuş ise etki oranının % kaç olduğu" sorularak rapor almak alınan bu rapor ile YSK raporu arasında çelişki oluşması halinde ATK Genel Kurulundan aynı konuda rapor alınarak çıkacak sonuca göre karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazalı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Hukuk Dairesi Dava, murisinin vefat olayının iş kazası olduğunun tespiti ile davacıya ölüm geliri bağlanması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum ve dahili davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum ve dahili davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
(Mülga cümle:17.04.2008-5754 S.K./57.mad) Buna göre söz konusu yasal düzenlemelerde gelir ve aylıklar ile kazanılan diğer haklarla ilgili zamanaşımı ve hak düşürücü süreden söz edilmiş ise de iş kazası, meslek hastalığı ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıkların hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmez ise zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda olanların gelir ve aylıklarının yazılı istek tarihini takip eden aybaşından başlayacağı bildirilmekle olayın iş kazası olması halinde şartları var ise hak sahiplerine yazılı talebini takip eden aybaşından itibaren iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması mümkündür....
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sigortalının iş yerinde yaptığı iş ile ölüm olayı arasında illiyet bağının olup olmadığının tespiti gerekmektedir....