ye bırakmasına rağmen davalının baskısı sonucu bu vasiyetnameden dönerek, dava konusu 17.11.2000 tarihli vasiyetnameyi düzenlediğini, murisin gerçek iradesini taşımayan vasiyetnamenin geçersiz olduğunu, ayrıca dava konusu vasiyetnamenin gerekli yasal şekil şartlarını da taşımadığını ileri sürerek, Mudanya Noterliğince düzenlenen 17.11.2000 tarih ve 14124 yevmiye numaralı vasiyetname ile yine aynı noterlikçe düzenlenen 17.11.2000 tarih ve 14123 yevmiye numaralı vasiyet iptali senedinin ayrı ayrı iptallerine, bu mümkün olmadığı takdirde dava konusu vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini istemişlerdir. II....
TMK'nın 561. maddesindeki "Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tâbi olur." hükmü gereğince miras bırakanın tasarruf edilebilir kısmı aşan ve davacının saklı payını ihlal eden kazandırmalar tenkise tabidir. İlk derece mahkemesince murisin dava konusu vasiyetname ile tüm malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunduğu ve dava konusu vasiyetnamenin davacının saklı payı dışında yerine getirileceği göz önünde alınarak, tenkis davası şartları yönünden inceleme ve değerlendirme yapılması usul ve yasaya uygundur....
Bölge Adliye Mahkemesince; vasiyetnamenin iptali talebi yönünden, davaya konu vasiyetnamenin kanunda sınırlı olarak sayılan iptal şartlarını taşımadığı, geçerlilik şartlarına haiz olduğu bu nedenle vasiyetnamenin iptali isteminin reddine dair verilen yerel mahkeme kararının yerinde olduğu, tenkis talebi yönünden ise, yerel mahkemece mirasçıların saklı paylarına göre tenkis edilecek miktarın bilirkişi aracılığı ile hesaplandığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava; terditli şekilde açılan vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir....
TMK'nun 539.maddesi gereğince düzenlenen sözlü vasiyetnamenin, aynı kanunun 540/1.maddesi gereğince "vakit geçirmeksizin" sulh hakimine başvurulacağı açıklanmıştır. Davada, 6 gün sonra Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğundan kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, vasiyetname, tek taraflı olarak düzenlenen ölüme bağlı bir tasarruftan ve lehdarına vasiyetçi tarafından kendisine bırakılan malları ilgilisinden talep etme olanağı veren kişisel bir hak sağlar. Vasiyetnamenin iptali davalarında ise genel olarak vasiyetname konusu taşınmazların aynına ilişkin ihtilaf yoktur. Belirlenmesi gereken, kişisel hakkın bulunup bulunmadığı ve vasiyetnamenin geçerli olup olmadığının tespitinden ibarettir....
Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır." hükmü mevcut olup; madde metninden de anlaşılacağı üzere atanmış mirasçı belgesi verilmesi, vasiyetnamenin usulünce açılıp, mirasçılara tebliğ edilmesi ve mirasçılar tarafından 1 aylık süre içerisinde itiraz edilmemesi ile mümkündür. Yasal mirasçılar tarafından vasiyetnameye 1 ay içerisinde itiraz edildiğinde, vasiyetnamenin okunma kararının tebliğinden sonra vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava açmak için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlayacak olup, bu süre içerisinde vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava açılmadığı takdirde vasiyetname kesinleşeceği için mirasçı atanana atanmış mirasçı belgesi verilmesi mümkün olacaktır. Somut olaya gelince; mirasbırakan..'a ait .Noterliği'nin 07.05.1971 tarih ve 8685 yevmiye nolu vasiyetnamesi, mirasçılara tebliğinden itibaren, mirasçılar ...tarafından vasiyetnameye itiraz edilmiş, ancak vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava açılıp açılmadığının bildirilmediği anlaşılmıştır....
Saklı paylı mirasçıların bu haklarını ortadan kaldıracak ölüme bağlı tasarruflarda bulunamaz. Sağlar arası veya ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı pay sahibi mirasçının saklı payına el atıldığı takdirde, yapılan o tasarruf, tenkis davası yolu ile saklı paylı mirasçının saklı payı sağlanıncaya kadar indirime tabi tutulacaktır. Başka bir anlatımla; saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın saklı paylarına el atması halinde onun, ölümünden sonra bu el atmanın ortadan kaldırılmasını, saklı paylarının tamamlanmasını talep ve dava edebileceklerdir. Dolayısıyla, mahfuz hisse, muristen mirasçısına intikal edecek olan bir miras hakkıdır. Bu açıklamalar ışığında dava konusu vasiyetnameye dönecek olursak, muris R. D. , vasiyetinde "....gayrimenkullerdeki mahfuz hisselerimden..." ifadesini kullanmak suretiyle, bu mevkide kendisine intikal edecek taşınmazlardaki hisselerini davacılara vasiyet etmektedir....
Mahkemece; HMK.nın 1-a maddesi gereğince ölüme bağlı tasarrufun iptali ve tenkisine ilişkin davalarda ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkili olduğu, davaya konu vasiyetnamede mirasbırakanın adresinin ... İli Merkez ...olarak belirtildiği, bu nedenle mirasbırakanın ölmeden önceki son yerleşim yerinin ... olması nedeniyle yetkili mahkemenin de ...Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle; yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Vasiyetnamenin iptali ve tenkisi istemiyle açılan davaya, mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesinde bakılması gerekir (HMK. md.11). Bu yetki, kesindir. Kesin yetki, dava şartlarından olduğundan, yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Esasen bu hususlar, mahkemenin de kabulündedir. Diğer taraftan, yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz(TMK. Md 19)....
ÖLÜME BAĞU ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME, ölüme bağlı kazandırmayı amaçlayan sağlararası işlem olup şekle bağlı olmaksızın gerçekleştirilebilmektedir. Zira hukuksal işlemi elden geldiğince kurtarıcı yorum ilkesi ve şekil kurallarının elden geldiğince dar tutulup kıyas yoluyla yaygın-laştrılmaması yolundaki ana kural bu tür yorumu gerektirmektedir (Serozan, sh.69). ÖLÜM SONRASINDA ETKİLİ YETKİLENDİRME, ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME İLE BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞTİR (Bkz. Serazan, sh.180). Böylece ölüme bağlı üçüncü kişi yarama sözleşme aracılığı ile gerçekleştirilen ölüme bağlı kazandırmalar korunup geçerli tutulmuştur. C) DEĞERLENDİRME: aa) İŞLEMİ GEÇERLİ KILICI YORUM Bizatihi ölüme bağlı tasarruf şekline uyulmamış atsa bile tarafları bir sağlararası işlemi kurmak istediklerini ve böyle bir işlemin ölüme bağlı tasarruf hükümlerine bağlanmasının zorunlu olmadığını gösterebilir....
Dava; vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davacının vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Bilindiği üzere, TMK.nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK.nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. TMK.nun 504. Maddesine göre de "Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir....
Mahkemece, tenfizi istenilen vasiyetnamenin 14.6.1993 tarihinde açılıp okunduğu, aradan geçen süre içerisinde vasiyetnamenin iptaline ilişkin bir dava açılmadığı, muris vasiyet edenin ölümünden sonra davacıların kullanımına teslim edilip, onlar tarafından kullanıldığı ve zilyetliğin davacılar tarafından kullanılması nedeniyle zamanaşımına uğramayacağı kanaatine varılarak vasiyetnamenin ( 12.6.1989) tarihli tenfizi ile ... adına olan tapu kaydının iptaliyle taşınmazın 1/2.şer hisse ile davacılar ... ile ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 602.. Maddesine göre "vasiyet alacaklısının dava hakkı, ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesinin veya vasiyet borcu daha sonra muaccel olacaksa muaccel olma tarihinden 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar". Murisin ölüm tarihi ve vasiyetnamenin açılma tarihi ile uygulanması gereken yasa hükmü, Mülga 743 sayılı MK.nun 580. Maddesine göre de mürura zaman müddeti 10 senedir....