Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ÖLÜME BAĞLI TASARRUF YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava ve birleşen dava, vasiyetnamenin geçersizliğinin tespiti, tapu iptal tescil, tenkis isteklerine ilişkin olup, mahkemece hükme esas alınan kararın temyiz incelemesinin Yüksek 3.Hukuk Dairesi tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,13.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece; vasiyetnamenin okunması kararın kesinleşmediği, öncelikle vasiyetnamenin açılıp okunduğuna dair kararın kesinleşmesi ve vasiyetnamenin iptali ile ilgili hak düşürücü sürenin de geçmesi gerektiği gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usülden reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairemizin 11/03/2019 tarih 2017/15816 E. 2019/1850 K. sayılı kararıyla vasiyetnamenin açılması davasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece, ilk karardan sonra ölen davalı ...'...

      Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın Dairemizce "mirasçılıktan çıkarma (ıskat) sebeplerinin varlığının davalılar (ıskattan yararlananlar) tarafından kanıtlanamadığı; bu durumda mahkemece, TMK'nın 512/3. maddesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun, davacı mirasçının saklı payları dışında (miras bırakanın tasarruf nisabı oranında) yerine getirileceği, başka bir ifade ile davacının saklı payını isteyebileceği düşünülmeden vasiyetnamenin tümden iptaline karar verilmesinin doğru görülmediği" gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

        nin 05/05/1993 yılında yapmış olduğu vasiyetnamenin hile, tehdit ve baskı altında yaptırıldığını; vasiyetnamede tanık olarak belirtilen tanıkların tanıklıklarına itibar edilmesi mümkün olmayan kişiler olduğunu; vasiyetname yapıldığında murise ait doktor raporunun alınmadığını; tanıkların kişilikleri ve rapor alınmamış olmasının bu vasiyetnamenin baskı altında alınmış olabileceğinin bir kanıtı olduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin ipt...ne,vasiyetnamenin geçerli sayılması h...nde ise mahfuz hissesine tecavüz eden kısmın tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ... ve ... asıl davaya cevaplarında; ilgili vasiyetnamenin resmi bir belge olduğunu, ipt...nin istenmesinin hukuken geçerli bir belge ile ispatı gerektiğini,davacının iptal talebinin mücerret iddiadan ibaret olduğunu, yapılacak keşifte murisin yaptığı tasarruf ile davacının mahfuz hissesine bir tecavüz olmadığının anlaşılacağını savunarak; davanın reddini istemişlerdir....

          Bölge Adliye Mahkemesince; davanın, vasiyetnamenin iptali hususunda açıldığı, bu davadan ayrı olarak açılmış mirastan ıskatın iptali ve tenkise ilişkin bir dava bulunmadığından, davanın vasiyetnamenin iptali davası olduğunun kabulü gerektiği, vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmesi, işlem tarihinde murisin fiil ehliyetinin tam olduğunun Adli Tıp Kurumu tarafından rapor edilmesi, vasiyetnamenin alt soyu da kapsamasının vasiyetnamenin iptali nedeni olamayacağı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir....

            Bunlar; 1-Ehliyetsizlik, 2-Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3-Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4-Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Muris vasiyetnameye konu taşınmazı 27.04.2009 tarihinde davalıya satmış, daha sonra da 10.08.2011 tarihinde bu taşınmazı davalıya vasiyet etmiştir, murisin ölümünden sonra ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/5 esas, 2015/177 karar sayılı ilamı ile de 27.04.2009 tarihli satış işleminin muvazaalı olduğu kabul edilerek vasiyetnameye konu taşınmazın tapusunun iptaline karar verilmiş, karar 08.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir....

              Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, Sulh Mahkemesi'nce atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır" hükmü mevcut olup madde metninden de anlaşılacağı üzere atanmış mirasçı belgesi verilmesi, vasiyetnamenin usulünce açılıp, mirasçılara tebliğ edilmesi ve mirasçılar tarafından 1 aylık süre içerisinde itiraz edilmemesi ile mümkündür....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/05/2018 NUMARASI : 2007/264 ESAS 2018/514 KARAR DAVA KONUSU : VASİYETNAMENİN İPTALİ KARAR : Kozan 1....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/04/2022 NUMARASI : 2020/148 ESAS, 2022/193 KARAR DAVA KONUSU : Vasiyetnamenin İptali (Ehliyetsizlik, İrade Sakatlığı Sebebine Dayalı) KARAR : Ordu 4....

                Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanun'un 507. maddesinin 1, 2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) veya saklı payı ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanun'un 512. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı saklı paylı mirasçılardan ise aynı Kanun'un 503....

                  UYAP Entegrasyonu