Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinden işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelerde ; ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davalarını açmak için belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiştir. Ancak gerek 559. maddenin 2. fıkrasında, gerekse 571. maddenin 3. fıkrasında ; vasiyetnameye ilişkin açılmış bir davada hükümsüzlük ve tenkis iddiasının, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde ; istinaf eden davalı vekilinin 19/09/2018 havale tarihli dilekçesiyle ve 19/09/2018 tarihli duruşmada, vasiyetnamenin geçersiz olduğu ve saklı payların ihlal edildiği ifade edilmiştir. Bu beyanların hükümsüzlük ve tenkis def'i niteliğinde olduğu açıktır. Mahkemece, hükümsüzlük ve tenkise yönelik inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır....

Dava konusu uyuşmazlık, hukuki ehliyetsizlik ve ikrah iddiasına dayalı vasiyetnamenin iptali talebine ilişkindir. TMK 557.maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması olarak dört tanedir. İkrah (korkutma), kişinin irade serbestîsini ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah, maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimseye o akdi yapmasını temin için maddi tazyik yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu halde maddi ikrah hali varsayılır....

    Bu hakkın yerine getirilmesi için; her şeyden önce TMK'nin 596. ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada gösterilen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir. TMK'nin 559/2. maddesi gereğince; iptal davası açma hakkı olan mirasçı, vasiyetnamenin hükümsüz olduğunu, def'i yoluyla her zaman ileri sürebilir. Somut olaya gelince; davaya konu vasiyetnamenin, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.09.2013 tarih ve 2013/160 Esas, 2013/440 Karar sayılı ilamı ile açılmasına karar verildiği ve ilamın 30.05.2014 tarihinde kesinleştiği, vasiyetnamenin yerine getirilmesi için gerekli olan vasiyetnamenin açılmasına ilişkin şartın gerçekleştiği anlaşılmıştır. Davalılardan ... ile ... tarafından def'i yoluyla hükümsüzlük iddiası ileri sürülmüş, davalı ... açılan davayı kabul etmiştir. Vasiyetnamede mahal belirtilmediği için geçersiz olduğu yönündeki mahkeme kararı yerindedir. Ancak, davalılardan ...'...

      nın mirasçılıktan çıkarıldığını, çıkarma sebeplerinin gerçek olmadığını belirterek vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.Mahkemece; kısa kararda "Davaya tenkis davası olarak devam olunmasına davalı ...'in saklı pay oranının 1/8 olarak kabulü ile vasiyetnamenin buna göre tenfizine" şeklinde hüküm kurulmasına rağmen, gerekçeli kararda "1- Davacı-k.davalı ... vd.nin vasiyetnamenin tenfizi talebinin davalı ...'nın 1/8 saklı payının dışındaki kısmı ile ilgili olarak davalarının kabulüne, muris ...'nün ... 2.Noterliğinin 02.10.2002 tarih 23962 yevmiye nolu ölüme bağlı vasiyetnamesinin bu şekilde tenfizine, 2- Davalı-k.davacı ...'nın davası yönünden davasının kabulü ile; ... 2.Noterliğinin 02.10.2002 tarih 23962 yevmiye nolu düzenleme vasiyetname başlıklı ... tarafından düzenlenen vasiyetnamenin ...'...

        Vasiyetnamenin iptali sebepleri MK.488-500 maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir. Maddede “rızai taksim mukavelesi yapılması” hususunun vasiyetnamenin iptalini gerektirdiği belirtilmemiştir. Kural olarak, anılan hüküm dışında bir nedenle vasiyetnamenin iptali istenemez ve hakim bu nedenlerle bağlıdır. Bu nedenle, taksim mukavelesi yapılarak vasiyetnameden rücu ancak TMK.nun 600.maddesi kapsamında “vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasında gözönünde tutulur. Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak ve davacının ileri sürdüğü diğer iptal sebepleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme (davacının ileri sürdüğü diğer iptal sebepleri incelenip, tartışılmadan) ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Başka bir ifade ile muris ölüme bağlı tasarrufu ile ölümden sonra sonuç doğurmak üzere hukuki işlemlerde bulunmuştur. Şayet murisin iradesi açıkça anlaşılamıyorsa bu durumda vasiyetnamenin yorumu ile sonuca gidilecektir. Ölüme bağlı tasarrufun (vasiyetnamenin) yorumlanmasında uygulanacak genel kurallar, öncelikle vasiyetnamenin metnine bağlı kalınarak sonuca gidilecektir. Bu yapılırken murisin iradesi ve (... ve dış etmenlere bağlılık ta söz konusu olacaktır. Vasiyetnamenin düzenlenmesi ile mirasbırakanın ölümü arasında geçen süre zarfında yapılan kanuni düzenlemeler nedeniyle ölüme bağlı tasarruf için önceden öngörülmüş olan hukuki sonuç boşa çıkıyorsa, tamamlayıcı yorum yardımıyla tasarrufun içeriğinde değişikliğe gidilmesi mümkündür....

            DAVALILAR T3,T10, T5, T6 ve T7 VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ: Mahkemenin vasiyetnamenin iptali davası açmayan kişiler yönünden hüküm ve sonuç doğurmayacağını sadece davanın taraflarını bağlayacağını, davacı dışında kalan mirasçılar açısından hüküm doğurmayacağından dolayı davacı dışında kalan diğer mirasçıların yasal payı açısından vasiyetnamenin hüküm ve sonuç doğurmaya devam edeceğini, mahkemece vasiyetnamenin iptali davasının kabul gerekçesinde şekle aykırılığın gerekçe gösterildiğini, vasiyetnamenin iptali için kanun ve yargıtay kararlarının aradığı şartların mevcut olmadığını, murisin iradesinin davacının iddia ettiği gibi vasiyetnamenin iptaline yönelik olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde muris T7'ın bir anlık öfkeyle ve yaşadığı müteessir durumlar nedeniyle vasiyetname düzenlediğini ve bu nedenle vasiyetnamenin iptalini talep ettiğini ve vasiyetnamenin iptali için gerekli şartların irade sakatlığı gibi durumların mevcut olmadığını, muris T7'ın ölene kadar gayet aklının...

            Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; vasiyetnamenin iptaline yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 25.09.2018 tarihinde davalı vekili .........geldi. Başka gelen olmadı....

              TMK.nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK.nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez....

              Davacı vasiyetnamenin iptali istemine dayanak olarak murisin tasarruf ehliyetinin bulunmamasını, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığını ve irade sakatlığını göstermiş ise de alınan kanaat verici Adli Tıp Raporu ile murisin tasarruf tarihi itibariyle tasarruf ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığı gibi davaya konu vasiyetname asgari yasal şekil koşullarını taşımakta olup toplanan kanıtlardan murisin iradesinin fesada uğratıldığına ilişkin bir sonuca da varılmadığına göre vasiyetnamenin iptaline yönelik talebin reddinde yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Öte yandan tenkis yönünden yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporlarına göre (İstanbul Sultanbeyli Battalgazi Mahallesi 144 ada 4 parseldeki üç katlı binadaki muris hissesi de dahil edildiğinde) saklı paya tecavüzün de söz konusu olmadığı açıkça ortadadır. Bu durumda tenkise yönelik talebin reddedilmesinde de yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu