Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu olayda, davalı işveren tarafından süresinde yapılan bildirimlere göre yargılama aşamasında Kurum tarafından yapılan işlemlere göre davacının hizmet tespitine ilişkin davasının konusuz kaldığı, davacının 15/01/2010 ölüm tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti şeklindeki talebi ile ilgili olarak, davacının 05/06/2015 tarihli tahsis talebine göre Kurumca, 01/07/2010 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, 5510 sayılı Kanunun 97. maddesi uyarınca Kurum işleminin yerinde olduğu, buna göre davacının talebi (01/02/2010 tarihinden itibaren) ve tahsis talep tarihine göre aylığın bağlanması gerektiği tarih (01/07/2010 tarihi) dikkate alındığında, davacının ölüm aylığı talebi ile ilgili olarak davanın konusuz kaldığı, kurumun ölüm aylığı bağlanması ile ilgili yaptığı işlemin yerinde olduğu gerekçeleriyle “Davalı ......
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının oda kaydına istinaden 15/01/1986-25/11/1999 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 01/12/1999 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, 16/03/2005 tarihli müfettiş raporu ile sigortalılığına esas oda kaydının geçersiz olduğunun belirlendiği, bu rapora göre davacının sigortalılığının iptal edildiği ve yaşlılık aylığının 01/06/2005 tarihi itibariyle kesildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, dava dilekçesinde davacının ölüm aylığına ilişkin talebi bulunmadığı gibi,Dairemizin bozma kararından önceki yerel mahkeme kararında da ölüm aylığına ilişkin hüküm bulunmadığı anlaşılmakla; mahkemece talep dışına çıkarak davacı mirasçılara ölüm aylığı bağlanması yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK'nun 370/2 maddesi gereğince hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
Dava, çakışan ....... çalışmalar nedeniyle, murisi eşin .......sigortalılığının ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işlemlerinin iptali, keza ölüm aylığı isteminin reddine ilişkin Kurum işleminin iptali ile ölümü takip eden aybaşından itibaren murisin eş'den dolayı ölüm aylığı bağlanması ve bağlanacak ölüm aylığına ilişkin faiz hakkının saklı tutulması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hak sahibi sıfatıyla eş ve anne üzerinden çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı almakta iken 05.02.2014 günü yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 01.03.2014 tarihinden itibaren kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının davalı Kuruma başvurarak, anılan Kanun hükümleri gereğince malullük aylığı almakta iken 2003 yılında hayatını kaybeden sigortalı annesi üzerinden de hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı tahsis isteminde bulunduğu, talebin reddi üzerine işbu davanın açıldığı belirgindir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hak sahibi sıfatıyla eş ve baba üzerinden çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davalı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı almakta iken 04.08.2012 günü yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 15.08.2012 tarihinden itibaren kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının 14.08.2014 günü davalı Kuruma başvurarak, anılan Kanun hükümleri gereğince yaşlılık aylığı almakta iken 1991 yılında hayatını kaybeden sigortalı babası üzerinden de hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı tahsis isteminde bulunduğu, talebin reddi üzerine işbu davanın açıldığı belirgindir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hak sahibi sıfatıyla eş ve baba üzerinden çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı almakta iken 05.09.2014 günü yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 01.10.2014 tarihinden itibaren kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının 03.11.2014 günü davalı Kuruma başvurarak, anılan Kanun hükümleri gereğince yaşlılık aylığı almakta iken 1995 yılında hayatını kaybeden sigortalı babası üzerinden de hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı tahsis isteminde bulunduğu, talebin reddi üzerine işbu davanın açıldığı belirgindir....
Somut dosyada, dava mirasçılık belgesinin iptaline ve yeni veraset ilamı verilmesi istemine ilişkin olup murisin terekesi doğrudan davanın konusunu oluşturmamaktadır. Bu yüzden eldeki dava maktu harç ile açılmış olup mahkemece hüküm kurulurken murisin terekesi nazara alınmayacak, sadece TMK'nun mirasa ilişkin düzenlemeleri ve taraf iddiaları kapsamında dava konusu veraset ilamının iptalinin gerekip gerekmediği değerlendirilecektir. Bu bağlamda eldeki dosyada terekeye ilişkin olarak davalı mirasçının aldığı ölüm aylığına dair ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Kaldı ki ilk derece mahkemesi ara kararında da temas edildiği üzere eldeki dosyada doğrudan dava konusu olmayan ölüm aylığı ile ilgili olarak idarenin tasarruf hakkını kısıtlar biçimde önleyici tedbir kararı verilemez....
a ölüm aylığı bağlandığı 27.5.1986 tarihli 2829 sayılı yasanın 8. maddesine göre "ölüm halinde ilgililere hizmet süresinin sonuncusunun tabi olduğu Kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağı hükmüne göre hak sahiplerinin sonuncu Kurum olan Bağ-Kur tarafından da ölüm aylığı bağlanması üzerine 2010 yılı Şubat ayı itibariyle ölüm aylığı almaya devam edildiğine, 2829 sayılı Yasa gereğince her iki Kurumdan ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanmasının mümkün olmadığı nazara alınarak yersiz bağlanan SSK tarafından bağlanmış ve ödenmiş olan ödemelerin istemiyle ilgili Kilis İcra Müdürlüğünün 2008/2698 Esas sayılı takip dosyasına davacının itirazının iptali ile takibin devamı ve % 40 inkar tazminatı istendiği görülmüştür. Davalının iade ile yükümlülüğünün kapsamı dava tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 96. maddesine göre belirlenmelidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, 09.09.1994 tarihinde vefat eden eşi üzerinden 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı bağlanan davacının, 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı alırken 08.03.1973 tarihinde ölen babasından da ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 26.06.2006 tarihinde vefat eden eşi üzerinden 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı bağlanan davacının, 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı alırken 14/05/1967 tarihinde ölen babasından da ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....