Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Davacı murisinin ölüm tarihi olan 14/07/2009 tarihinde 5510 sayılı Yasa yürürlüktedir. 5510 sayılı Yasa'nın “Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 32/2-a maddesinde, Ölüm aylığının en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı bildirilmiştir. .../......
Davacının 15/01/2010 ölüm tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti şeklindeki talebi ile ilgili olarak, Davacının 05/06/2015 tarihli tahsis talebine göre Kurumca, 01/07/2010 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, 5510 sayılı Kanunun 97. maddesi uyarınca Kurum işleminin yerinde olduğu, buna göre davacının talebi (01/02/2010 tarihinden itibaren) ve tahsis talep tarihine göre aylığın bağlanması gerektiği tarih (01/07/2010 tarihi) dikkate alındığında, davacının ölüm aylığı talebi ile ilgili olarak davanın konusuz kaldığı açıktır. O halde kurumun ölüm aylığı bağlanması ile ilgili yaptığı işlem yerinde olup, davacının ölüm aylığı talebi ile ilgili davanın kısmen kabulü yerine yazılı şekilde kabul kararı hatalı olmuştur....
İstinaf başvuru sebepleri ve kamu düzeni çerçevesinde Daire önüne gelen uyuşmazlık; 08.02.2011 tarihinde vefat eden babası İbrahim Bakıcı'nın 4/a kapsamında sigortalılığı nedeniyle davacı kızına ölüm aylığı bağlanmasının gerekip gerekmediği hususunun belirlenmesidir. 5510 sayılı Yasa'nın ''Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları'' başlıklı 32. maddesinde; ''Ölüm sigortasından sağlanan haklar şunlardır: a) Ölüm aylığı bağlanması. b) Ölüm toptan ödemesi yapılması. c) Aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.(1) d) Cenaze ödeneği verilmesi. (Değişik ikinci fıkra: 17/4/2008- 5754/20 md.)...
Mahkemece istemin kabulü ile davacın murisinin ... dosyasındaki 3 yıl 2 ay 17 günlük hizmet süresinin ölüm aylığı bağlanması için yeterli süre olduğunun ve şartları oluştuğundan davacıya 01.07.2007 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki 3 tam yıl sigorta primi ödeme koşulunu 619 sayılı K.H.K. 5 yıla çıkarmış ise de, anılan bu K.H.K.’de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile yürürlükten kalkmıştır. Ne var ki, 4956 sayılı Yasa’nın 21.maddesi ile 1479 sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki ölüm aylığı bağlanabilmesi için gerekli sigorta primi ödeme süresi 5 yıla çıkarılmıştır. Yine aynı yasanın 57/b maddesinde bu değişikliğin 619 sayılı K.H.K.’nin yürürlükten kalkma tarihi olan 08.08.2001 tarihinden itibaren geçerli olacağı belirtilmiştir....
Mahkemece, davacı murisinin 336 günlük askerlik borçlanması ile toplam 1862 gün hizmeti olduğunun kabulü ile ölüm aylığı tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01.07.2018 tarihinden itibaren hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması gerektiği kabul edildiği halde, hüküm fıkrasında tam dul aylığı bağlanmasına karar verilmesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Kayseri 1. İş Mahkemesi Hükmünün 2. bendinde yer alan “tam dul aylığına dönüştüğünün tespitine” ibaresinin silinerek yerine “ölüm aylığı bağlanmasına” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
D.Tetkik Hakimi : … Düşüncesi : Malül ve muhtaç durumda bulunduğu sağlık raporuyla saptanan davacıya ölen eşinden dolayı dul aylığı bağlanması gerekmektedir. Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabul edilerek mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı : … Düşüncesi : 1975 yılında vefat eden eşinden dolayı dul aylığı bağlanması yolundaki bayşvurunun, malüliyete ilişkin raporun ölüm tarihinden çok sonra alındığından bahisle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda ......
Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali ve ölüm aylığı bağlanması davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, 09.09.1994 tarihinde vefat eden eşi üzerinden 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı bağlanan davacının, 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı alırken 08.03.1973 tarihinde ölen babasından da ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....
Ancak “davacı mirasçıların 1479 sayılı Kanunun ölüm sigortası hükümlerine göre kurum tarafından belirlenecek prim ve gecikme zammı borçlarının ödenmesini takiben, ödemenin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine” şeklinde şarta bağlı hüküm kurulması hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacılara prim borçlarını ödemek üzere önel vermek, prim borçları ödendiği takdirde 1479 sayılı Yasa'nın 41, 43 ve 45. maddelerinde belirtilen diğer ölüm aylığı şartlarını araştırmak, çıkacak sonuca göre davacılara ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı belirlenerek bu konuda açık ve tereddüde yer bırakmayacak şekilde karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde şarta bağlı hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 26.06.2006 tarihinde vefat eden eşi üzerinden 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı bağlanan davacının, 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı alırken 14/05/1967 tarihinde ölen babasından da ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....