Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde, vekil edeninin annesi ile arasında nüfus kayıtları yönünden bağ bulunmadığını açıklayarak, vekil edeninin nüfus kaydında anne adı olarak yer alan "..."nin kim olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, davalı ... takdiri mahkemeye bırakmıştır. Mahkemece, davacı ...'ın anne isminin ... ve ... kızı ... olduğunun tespitine dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, annenin tespiti istemine ilişkindir....

    Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar T5 dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

    Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir. Somut olayda, davacının, babasının babası olan dedesine ait veraset ilamını talep ettiği, davacının babasının baba isminin 1904 ölüm tarihli Hüsnü olarak göründüğü, ancak bu kişinin nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı görülmekle, davacının murisin maliki olduğunu belirttiği tapu kayıtları, tapulama tutanakları ve dayanak belgeleri getirtilerek incelenmesi, tapu kayıt malikinin davacının murisi olup olmadığının tespiti, ilgili tanıkları dinlenerek ve tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken murisin nüfus kaydı olmadığı bu durumda veraset ilamı verilmesi için delil bulunmadığı kayyımlık hukukun işletilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 173 ada 9 ve 221 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda isminin “... ...” olarak yazıldığını, 270 ada 8 parsel sayılı taşınmazda baba adının “... ...” olmasına rağmen “... ...” yazıldığını, 130 ada 4 parsel sayılı taşınmazda baba adının “..........” yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarındaki malik isimlerinin nüfus kayıtlarına uygun bir şekilde düzeltilmesi ve doğum tarihinin de 1941 olarak yazılması isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle yanlış olan baba adının düzeltilmesine, davacının doğum tarihinin 15.02.1941 olduğunun tespitine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

      Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasında, davacı taraf tapu kayıtlarındaki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesini talep etmekte olup bu tür davalarda hasım gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine) ile aralarında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine) davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Bu değerlendirmelere göre, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesi uyarınca bu tarihten sonra açılan tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır....

        Somut olayda davacı, muris babasına ait gayrimenkulün tapu kaydında, babasının isminin nüfus kaydına uygun olmadığını belirterek tapu kaydındaki ismin nüfus kaydına uygun şekilde düzelmesini talep etmiştir. 6100 Sayılı HMK.nun geçici 1. maddesinde “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, dava tarihinin 21/03/2011 olması dikkate alındığında, 6100 sayılı HMK'nun 382/II-a.4 maddesinde gaiplik kararının çekişmesiz yargı işi sayılmış olması ve aynı yasanın 383. maddesinde de çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmü uygulama alanı bulamayacağından uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'nın 21....

          in ölü kardeşi ... ile ...'nin müşterek çocukları ... ve ...'i kendi nüfusuna geçirdiğini ayrıca davalı ... ve ...'ın ... ve ...'nın müşterek çocukları olup muris ...'ın mirasçısı olmadığını ileri sürerek muris ...'a ait veraset ilamının iptali ile yeni veraset ilamının verilmesini istemiştir. Davalılardan ... ve ..., nüfus kayıtlarının dava yoluyla tashihinden sonra bu davanın açılabileceğini, davanın reddini savunmuştur. Davalılar ... ve ... davacının iddialarının doğru olduğunu beyan etmişlerdir. Diğer davalılar ... ve ... davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davacı tarafından kendisi ile kardeşi ...'nün babalarının ... olduğu iddiasıyla nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/83 Esasında açılan davanın kabul edilerek davacı ...'ın baba adının ... olarak düzeltilmesine karar verildiği, ...'nün ölü olması nedeniyle baba adının düzeltilmesine karar verilmemekle birlikte, kararın gerekçesinde ...'nün ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacılar, murisinin gerçek sigortalı olduğunun ve sigorta kayıtlarındaki isminin nüfus kaydına uygun şekilde Nazmi olarak tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda, tapu kaydında işlem yapan ''Kazım oğlu Osman Kurt'' ile davacıların murisi ''Kazım oğlu Osman Yavuzlardan '' adı, baba adı, anne adı ve doğum tarihi birbiri ile uyumlu ise de; Bursa İli, Karacabey İlçesi, Hamidiye Mahallesi, 13 hanede nüfusa kayıtlı olan davacılar murisinin 15.03.1945 tarihinde öldüğü, 17.03.1952 tarihinde düzenlenen ölüm kağıdında da ölüm tarihinin nüfus kaydındaki gibi 15.03.1945 olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. ...dava konusu taşınmaz murisin ölüm tarihinden çok sonra 08.01.1957 tarihinde tapuda bizzat yapılan işlemle alıcı adına tescil edilmiştir. Ölü kişinin tapuda işlem yapamayacağı açıktır....

                Asliye Hukuk Mahkemesince, davacı ... vekilinin, müvekkilinin murisi olan ...'nin kızları ...'nin ölüm araştırılmasının kaldırılması, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi, ölü iseler ölüm tarihlerinin nüfusa işlenmesi talepleri yönünden dosyanın tefriki ile mahkemenin yeni bir esasına kaydının yapılmasına, davacı tarafın ... ile olan soy bağının tespitine ilişkin talebi yönünden ise aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Aile Mahkemesince ise uyuşmazlığın nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 4. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Vesayet” başlıklı üçüncü kısımı hariç olmak üzere “Aile Hukuku” başlıklı İkinci Kitabından (m.118 ilâ 395 arası) kaynaklanan davalara bakmak görevi aile mahkemelerine aittir....

                  UYAP Entegrasyonu