in ... olan isminin nüfus kayıtlarına göre "..." olarak düzeltilmesine karar verilmiş ise de dosya içerisinde "... kızı ... ..." adına bir nüfus kaydına rastlanamamıştır. Taşınmazların kadastro tespiti sırasında mülkiyet ... sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda tapu maliklerinin kimlik bilgileri ancak nüfus kayıtlarına göre düzeltilebilir. Dosyada "... kızı ... ..." adına bir nüfus kaydı olmadığına göre düzeltme yapılması doğru değildir. Diğer taraftan, dosya içerisindeki tapulama tutanağının incelenmesinde, öncesi tapusuz olan dava konusu taşınmazın 1927 yılında şark muhacirlerinden ... oğlu ... karısı ... ve kızı ...'ye iskanen verildiği ve iskan defterinin 9/255 sırasında kayıtlı olduğu belirtilerek ... oğlu, 1290 doğumlu... ..., ... kızı 1289 doğumlu ... ... ve ... kızı ... ... adlarına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır....
Bor İlçe Nüfus Müdürlüğü, Hacı İbrahim kızı Hafiza Okçu adında bir adet, İbrahim kızı Hafize kaydında bir adet kişi kaydına rastlanıldığını bildirmiş, buna ilişkin nüfus kayıt örneklerini göndermiştir. İncelenmesinde kimlik numaralı Hafize'nin baba isminin Hacı İbrahim, eşinin isminin Mehmet olduğu görülmüştür. Ancak 4 kimlik numaralı 1894 doğumlu bir Hafize kaydı daha gönderilmiş olup bu Hafize'nin baba adı İbrahim, eşinin adı Osman, soy ismi Sürmelidir. Bu kişi 1894 doğum tarihli ve 1988 tarihinde vefat etmiş olup kadastro tespiti 1966 tarihinde yapıldığında malik İbrahim kızı Hafıza'nın ölü olduğu yazılmıştır. Bu nedenle tapu kaydında 1988 tarihinde vefat eden kadastro tarihinde sağ olan kişinin ölü olduğu yazılarak belirtilmesi mümkün değildir. Kaldı ki tapu kaydı ve dayanaklarında malik Hafize'nin eşlerinin isimleri de davacının murisi ile uyumludur. Mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile tapu malikinin tapuda yazılı eş bilgileri davacının iddiasını doğrulamaktadır....
Nüfus kaydında ise davacının murisi malik ...'ın soyadı "..."tır. ... ... 1976 yılında ölmüş, ölümünden sonra 1987 yılında mirasçıları soyadlarını hükmen ... olarak düzelttirmişlerdir. Mahkeme mirasçıların soyadlarında yaptırdıkları bu düzeltmeyi nazara alarak malik ...'ın soyadının da tapuda "..." olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Ne var ki, ...'ın soyadı ... olup nüfus kaydında bu kişi ile ilgili hükmen soyadı tashihi yapılmamıştır. Onun ölümünden sonra mirasçıları tarafından soyadlarının değiştirilmesi murisin hukuki durumunu etkilemez. Diğer bir anlatımla, nüfus kaydının aksine tapu kaydında soyadı düzeltilmesi olanağı yoktur. Tapu kaydında isim düzeltme davalarında amaç, malik isminin nüfus kayıtlarına uyumlu hale getirilmesidir. Mahkemece bu yön gözetilmemiştir. Karar bozulmalıdır. Kabule göre de; dava konusu 740 parsel sayılı taşınmaz kaydında da düzeltim istendiği halde bu parsele ilişkin istem hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi ayrıca doğru değildir....
Somut olayda, davacı, nüfus kaydında "..." olan isminin "..." olarak, "..." olan soy isminin "..." olarak değiştirilmesini talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahsın yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Nüfus kayıtlarındaki düzeltime ilişkin uyuşmazlıklardaki yetki Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca kesin yetkidir. 5718 sayılı MÖHUK'nın 41. maddesi uyarınca Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye'de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması hâlinde ilgilinin sâkin olduğu yer, Türkiye'de sâkin değilse Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde ..., ... veya ... mahkemelerinden birinde görülür. Somut olayda davacının yurt dışına çıkmadan önceki son yerleşim yeri adresinin “......
Maddesinin "Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir." şeklinde düzenlendiğini, herkesin haklı nedenin varlığı halinde isminin düzeltilmesi için dava açabileceğini, kişinin toplum içerisinde bilinen ismini kullanma hakkına sahip olduğunu, bu haliyle kolluk araştırması ve davacının beyanları doğrultusunda davacının hukuki yararının var olduğuna dair vicdani kanaatin oluştuğunu gerekçe olarak belirtip davanın kabulü ile Sabahat Yapıcı'nın nüfus kayıtlarında "Sabahat" olan isminin "Kumsal" olarak düzeltilmesine nüfus kaydına bu şekilde tesciline yönelik karar vermiştir....
Ayrıca, davacının annesinin halen sağ olduğu, babasının ise 05/02/1978 tarihinde vefat ettiği, anne isminin " Süheyla" , baba isminin "Abdülaziz " olarak tescil edilmiş olduğu anlaşıldığına göre, anne ve babanın resmi nüfus kayıtlarına aykırılık oluşturacak şekilde davacının hanesindeki anne ve baba isminin düzeltilmesi mümkün olmadığı gibi nüfus kayıtlarındaki bilgiler uyumlu hale getirilmeden bu kişilerin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilemeyeceği de göz önünde tutulmalıdır....
Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamında nüfus kayıtlarında sağ gözüken kişinin ölü olduğu ve ölüm tarihinin tespitine dayalı nüfus kayıt düzeltme istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ölü olduğunun tespiti istenilen ...'nin 15.08.1959 tarihinde ... ve ...'...
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında, Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır. Anılan madde uyarınca, hâkim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. Mahkemece, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 03.05.2012 tarihli ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gereğinin kısmen yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Bu sebeple somut olayda salt taraf beyanları, tanık anlatımları, ceza mahkemesi dosyası ile yetinilmeyip, bozma gereği yerine getirilmek suretiyle iddia ile ilgili olarak ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Mahkemece; tüm dosya kapsamı ve dava konusu taşınmazların tesciline esas belgeler ile kolluk tutanağı, tapu kayıtları, tanık beyanları ve nüfus kayıtlarının birlikte değerlendirilmesinde, taşınmazların senetsizden tespitinin yapıldığı, taşınmazların malikinin Yakup oğlu Derviş Südekan olduğu, malikin ölü olduğu, nüfus müdürlüğünün 20/09/2022 tarihli yazısı ile Yakup oğlu Derviş Südekan isminde bir kişinin olmadığı anlaşılmış ise de; murisin taşınmazların maliki olduğuna dair tereddüte mahal vermeyecek her türlü şüpheden uzak kayıt ve bilgilere ulaşılamadığından davanın reddine karar verilmiştir....
Nüfus kayıtlarındaki düzeltime ilişkin uyuşmazlıklardaki yetki Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca kesin yetkidir. Dosya kapsamından, dava tarihi olan 24/04/2015 tarihi itibariyle davacının yerleşim yeri adresinin ".../..." olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....