TMK'nın 29. maddesinde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30. maddesinde de doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olaya gelince; davacı muris ...'ın mirasçılarından olduğunu, ...'ın vefat ettiğini, geriye kızı ...'i bıraktığını, murisin kızı 01.07.1839 doğumlu ...'nın 1883 doğumlu oğlu ...'in kızı 1905 doğumlu ...'ın davacının annesi olduğunu belirterek mirasçılık belgesi verilmesini istemiş, delil olarak da nüfus kayıtlarına, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/285 Esas, 1973/14 Karar sayılı dosyasına, cilt no 29, sayfa no 10 ve sıra no 134'te kayıtlı tapu kaydı ile tanık beyanlarına dayanmıştır. Nüfus kayıtları ve veraset ilamlarından davacının annesi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 2.10.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim ve soyadı düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu 765, 1084, 182, 710 parsel sayılı taşınmazların kaydında murisinin “...” yazılan isminin “...”, “...” yazılan soyadının “...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece ismi düzeltilmesi istenilen muris Hatice Bilgiçli’nin kadastro tespit tarihi olan 1955 tarihinden önce 1923 tarihinde öldüğü gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tapu kaydının düzeltilmesi istemi hakkında... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ve... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R - Dava, davacıya ait taşınmazın tapu kaydında “ölü” kaydının “sağ” olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, tapu kaydında düzeltme davalarının çekişmesiz yargı işi olduğu ve sulh hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın alacak davası niteliğinde olduğu ve malvarlığına ilişkin davaların asliye hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda davacı, taşınmazın tapu kaydında “ölü” olarak kaydedildiğini belirterek tapu kaydının “sağ” olarak düzeltilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ....vatandaşı olan ... ile .... kayıtlarındaki...) isimli kişinin aynı kişi olduklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ... isimli şahıs tarafından açılmış olup, dosya içerisindeki nüfus müdürlüğü yazısından; bu kişinin kaydının uzun zamandır işlem görmediği, ölü veya sağ olup olmadığı teyit edilemediğinden hakkında ölüm araştırması yapılmadığı anlaşılmıştır. Davayı açan ... isimli şahsın üzerinde bu isimle taşıdığı kimlik mevcutsa adı geçenden istenilerek onaylı örneğinin dosyaya eklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
e kararın teliğine ilişkin tebliğat parçasına göre, tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi gereğince yapıldığı ancak komşusunun isminin yazılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda ...'e yapılan tebligat usulsüzdür. Bundan ayrı davalı ...'e hükmün tebliğine ilişkin tebligat mazbatasına verilen bilgiye göre ölü olduğu yazılı olduğu halde 7201 sayılı TK.nun 35. maddesine göre yapılan tebligat geçersizdir. Bu nedenle hükmün 7201 sayılı TK.nun hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde davacı ... ile ölü olduğu bildirilen davalı ...'ün temin edilecek veraset belgesine veya nüfustan getirilecek ölümlü nüfus aile kayıt tablosuna göre, sağ olan tüm mirasçılarına tebliğine, temyiz süresinin beklenilmesine, ondan sonra geri çevirmek üzere dosyanın yerel mahkemeye İADESİNE, 14.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı idare vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Ancak; tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç tapudaki kayıtların nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Dosyadaki tapu maliki murise ait nüfus kaydına göre "... kızı ... ..." 15.09.1924 tarihinde ölmüştür. Bu tarihte Soyadı Kanunu yürürlüğe girmediği, murisin nüfusta soyadı almadan öldüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle murisin ismine soyadı eklenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden hükmün aşağıda gösterildiği şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu nüfus kaydı bulunmayan murisin isminin düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak davacı vekiline, muris Sabha’nın önce doğum sonra ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işletilmesi için süre verilmiştir. Davacı vekili idareye yapmış olduğu başvuru sonucunda ara kararı gereğini yerine getiremediğini, idarenin ret talebinin iptali için İdare Mahkemesinde dava açtıklarını bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Dava, tapu ve nüfus kaydında düzeltim isteğine ilişkindir. Davacı, annesi olan muris "... kızı ...'ın" 3, 5, 17, 33, 28, 57, 16, 60, 66 ve 75 parsel sayılı taşınmazların paydaşı olduğunu, nüfus kaydında murisinin adının "...", tapu kaydında ise soyadının "..." olarak hatalı yazıldığını ileri sürerek, tapu kaydında yazılı "..." soyadının "...", nüfus kaydında yazılı "..." isminin "..." olarak düzeltilmesini ve ... ile ...'ın aynı kişi olduğunun tespitini istemiş, 26/04/2013 havale tarihli dilekçe ile ...Müdürlüğü aleyhine açtığı davadan feragat etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, nüfus kaydındaki isim değişikliği istemi yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer talepler yönünden iddianın ispat edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, anne adının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; 16.10.1969 tarihinde ölmüş olan annesinin adının “...” olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay uygulamalarında ve bilimsel çevrelerde ad üzerindeki hakkın şahsa sıkı sıkıya bağlı bir temel kişilik hakkı olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda bir kimsenin ölümünden sonra adının değiştirilmesine olanak yoktur. Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinde; davacının hanesinde anne adı “...” olarak geçmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı,51 ve 52 parsel sayılı taşınmazlarda babası .... annesi olan paydaş murisin tapuda " ...."; 48 ve 54 parsel sayılı taşınmazlarda ise tapuda "...." olarak yazılı isminin nüfus kaydına uygun "....." olarak;23,154,155 ve 156 parsel sayılı taşınmazlarda muris paydaş dedesinin tapuda "...." ve dedesinin kardeşi olan paydaş murisin tapuda "...." olarak yazılı isimlerinin nüfus kaydına uygun olarak "...." soyadının eklenmesi suretiyle düzeltilmesini istemiştir. Davalı ,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddiaların sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....