WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, ödünç sözleşmesi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 21.01.2010 gün ve 72-19 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık ödünç akdinden kaynaklanmış olup, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmadığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      e elden 02.11.2009 tarihli belge ile ödünç verdiğini ileri sürerek,alacağının tahsilini istemiş,davalı ... ise yemin beyanında,davacıdan 26.000,00 TL alacağın kendi adına tahsil edildiği ve bunun evvelce davacıya borç olarak verilen paranın iadesine ilişkin olduğunu savunarak gerekçeli inkarda bulunmuştur. Somut olayda,davalı karz ilişkisini inkar ettiğine göre,karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerekir.Bu durumda ödünç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü,onu iddia eden davacıya aittir.Davada dayanılan 02.11.2009 tarihli belge incelendiğinde verilen paranın ne için verilmiş olduğuna dair bir açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca söz konusu 02.11.2009 tarihli belge ödünç ilişkisini kanıtlamaya yeterli kabul edilemez.Davalının açık muvafakati olmadığından ve yine taraflar arasında HUMK’nun 293/1. (HMK’nun 203/1.) maddesinde sayılan akrabalık ilişkisi de bulunmadığından, HUMK’nun 288....

        ödünç verme sözleşmesi bedeli alacağının olduğu, ayrıca faiz hesaplaması istenildiği takdirde de 397,27 TL işleyen faiz hesap edildiği, toplam 1.348,27 TL+ 397,27 = 1.745,54 TL anapara ve işlemiz faiz olarak borcunun olduğu" hususlarının rapor edildiği anlaşılmıştır....

          386/1. maddesinin "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir." hükmünü içerdiği, tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davacının ve davalının gerçek kişi oldukları, tacir olsalar dahi dosya kapsamına sunulan dekont örneğine göre taraflar arasındaki para gönderme işleminin ticari nitelikte bulunmadığı, dava konusu edilen para gönderme işleminin ticari nitelikte işlemler arasında sayılmadığı, davanın konusunu oluşturan Tüketim Ödüncü Sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 386 ila 392. maddeleri arasında düzenlendiği ve yukarıda sayılan ticari davalar arasında yer almadığı, bu hali ile uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken davalardan olduğu gerekçesiyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4, 5, HMK'nin 2, 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı,79 ada 78 parsel sayılı taşınmaz miras bırakanı annesine ait iken murisin ölümü üzerine satılması kararlaştırılınca ihaleye katılarak satın aldığını,ancak ödeme yapabilmek için davalıdan ödünç para aldığını, davalının da buna karşılık kendisinden senet alıp,noter de satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, davalının ödünç verdiği parayı tahsil ettiği halde satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptal tescil davası açtığını, bu dava redle sonuçlandığı halde yeniden aynı nitelikte dava açarak taşınmazın 1/2 payının adına tescilini sağladığını, yapılan tescilin Borçlar Kanununun 18 ve 20. maddesi hükümleri gereğince batıl olduğunu ileri sürüp davalı adına olan 1/2 payın tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir....

              Dava, taraflar arasında akdedilen ödünç sözleşmesi kapsamında, ödemeleri devam eden kredi borcunun teminatı olarak düzenlenen senedin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. ....Mahkemesi'nin 16/02/2023 tarihli kararı ile, iş bu davanın kambiyo senedinden kaynaklandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş olup, somut olay incelendiğinde, davacının, davaya konu senedin, ödünç sözleşmesi kapsamında çekilen kredinin karşılığı olarak kendisine verildiğini iddia ettiği, davalıların senedin veriliş amacı ve kredi borcunun teminatı olarak verildiği noktasında bir itirazı olmadığı ve davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın, temel borç ilişkisi olan ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davada temel borç ilişkisine dayanıldığına ve taraflar arasındaki temel ilişki de ticari dava niteliğinde olmadığına göre davada görevli mahkeme, ... Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan ......

                Kaldı ki Türk Borçlar Kanunu hükümleri de nazara alındığında, maddi gerçeği hedefleyen Ceza Hukukunun, eylemin nitelendirilmesinde görünürdeki işleme değil, tarafların nihai olarak gerçekleştirmek istedikleri (Kast) gizli işleme (Ödünç sözleşmesi) göre sonuca gidilmelidir....

                  ndan 1.10.2009 tarihli ödünç sözleşmesi ile 374.500 TL kredinin 5.11.2009 tarihinde 400.000 TL olarak ödenmek üzere alındığını, 2.10.2009 tarihinde düzenlenen ödünç sözleşmesi ile de 375.800 TL'nin 4.11.2009 tarihinde 400.000 TL olarak ödenmek üzere kredi olarak alındığını, ikrazatçı ...'un çalışanları olarak temsil yetkisine sahip olarak ödünç sözleşmelerini ... ile yapılmasına rağmen geri ödemeye ilişkin dava konusu senetlerin müvekkilleri adına düzenlendiğini, alacaklarının gerçek olduğunu, tüm işlem ve ödemelerin ticari kayıtlarda yer aldığını, takiplerinin davacıların takiplerinden önce olduğunu asıl alacaklının ... olması nedeniyle davanın bu kişiye ihbarı ile davanın reddini savunmuştur. Dava İhbar olunan ..., Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından aldığı yasal izin ve anılan kurumların denetiminde ikrazatçı olarak faaliyet gösterdiğini, davalı ... ve ...'...

                    Davacının beyanları doğrultusunda taraflar arasında 2009 yılı harman dönemi öncesi tüketim ödünç sözleşmesi kurulduğu ancak sözleşmede ifa zamanının kesin bir tarih olarak belirlenmediği sabittir. Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.(6098 s TBK 386 m, 818 s BK 306 m) Ödünç alanın, ödünç konusunun teslimine ve ödünç verenin de bu şeyin teslim alınmasına ilişkin istemleri, diğer tarafın bu konuda temerrüde düşmesinden başlayarak altı ayın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. (6098 s....

                    UYAP Entegrasyonu