Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Hazine vekilinin 28/11/2013 günü tebliğ edilen hükmü CMUK'nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 24/03/2016 havale tarihli dilekçeyle temyiz ettiği anlaşılmakla, süresinde yapılmayan temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin sanıkların temyiz itirazları ile sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır. Para alacağı yönünden HMK'nın 389/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olanak bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı yerindedir. İhtiyati haciz talep eden davacının ileri sürdüğü alacağın rehinle temin edilmediği sabit olduğu gibi, alacak yargılamayı gerektirdiğinden muaccel olmadığı da ihtilâfsızdır. Dosya içeriğine göre yaklaşık ispat koşulu da gerçekleşmemiştir. Vadesi gelmemiş alacaklarla ilgili ihtiyati haciz koşulları arasında sayılan (İİK 257/2) hususlardan hiçbirisinin varlığı konusunda da kesin delil aranmamakla birlikte haklı ve makul görülebilecek bir delil de sunulmamıştır. İİK. 257. maddesinde belirtilen şartlar gerçekleşmediğinden ve alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı yerindedir....

      Davacı vekili tarafından sunulan mesaj kayıtları ile davalının davacıdan borç para aldığını kabul eden soruşturma aşamasındaki beyanları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davalının davacıdan 15.000,00 TL borç para aldığı ve borcunu ödemediği, davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü davacı tarafından ispat edilmediğinden işlemiş faiz yönünden davanın reddi, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği" gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının Kayseri 7. İcra Müdürlüğü'nün 2019/5008 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 15.000,00 TL' lik asıl alacak yönünden iptali ile; takibin 15.000,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir....

      Dava, ödünç ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü'nün 2021/15470 Esas sayılı dosyasında; alacaklının T1 borçlunun T3 olduğu, borç sebebinin "13.10.2017 tarihinde T1 adına T3'e gönderilmiş ödünç para, 23.000,00 TL" olarak belirtildiği görülmüştür. Dosya ekinde bulunan icra takibi konusu alacağa ilişkin dekontun incelenmesinden 13.10.2017 tarihinde 23.000,00 TL'nin "T1 tarafından 15 gün sonra T3 geri alınmak üzere" açıklaması ile havale edildiği görülmüştür. Dava itirazın iptali talebine ilişkin olup,icra dosyasında borç sebebi olarak "13.10.2017 tarihinde T1 adına T3'e gönderilmiş ödünç para, 23.000,00 TL" belirtilmiş olup,havale dekontunda geri ödenme zamanı belirtilmiştir.6098 Sayılı Yasa 146. Maddesi gereğince ödünç sözleşmesinden kaynaklı alacaklar 10 yıllık zamanaşımına tabidir....

      İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ödünç akdinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18., 19. veya 46....

      DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir. Davacı T1 davalıların kendisinden 162 gr altın aldıklarını iddia ederek tüm davalılar aleyhine icra takibi başlatmış, davalılar sözleşme ilişkisine karşı çıkmış, davacının eşi Ali Şenocak ile davalı T3 arasında ödünç ilişkisin olduğunu, ödenen 23.000,00 TL'nin de bu ödünç ilişkisine ilişkin olduğunu, başkaca bir borçlarının olmadığını savunmuşlardır. Yargılama sırasında tanık olarak dinlenen davacının eşi Ali Şenocak ödünç verilen altının davacıya ait olduğunu, davacı tarafından davalılara verildiğini söylemiştir....

      Havale dekontu bir ispat vasıtası olup, davalı tarafından paranın ödünç verildiğinin ikrar edilmesi ve taraflar arasında banka havalesi yoluyla ödünç verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmaması nedeniyle ödünç paranın davacının tek yetkilisi olduğu şirket hesabından banka havalesi yoluyla gönderilmesinin hukuki bir önemi bulunmamakta olup, davacının dava açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ "TÜRK MİLLETİ ADINA" GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVAYI TEMLİK EDEN : DAVAYI TEMLİK ALAN DAVACI : VEKİLLERİ : VEKİLİ : DAVALI : ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Alacak ASIL DAVA TARİHİ : BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARARIN YAZILDIĞI TARİH : KARARIN MAHİYETİ : RED Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl davanın dava dilekçesinde özet olarak ; müvekkili şirketin TTK kapsamında faaliyet bulunan reel bir şirket olduğunu, davalının ise bir gerçek kişi olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa 07.04.2021 tarihinde ...Bankası İban Merkez Şubesinden 'emanet' açıklamasıyla 175.000 TL borç para gönderdiğini, davalının da bu parayı itirazsız olarak aldığını ve bugüne değin kullandığını, ancak...

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, ödünç para (karz) sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı tacir olmadığı gibi kambiyo hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Bu nedenle kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 11.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu