Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu olayda davacı davalı ile yaptığı ödünç sözleşmesine dayanarak alacağının ödenmediğinden bahisle sözleşmeden doğan para alacağının tahsilini istemiştir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında dava açabilir. Dava konusu olayda da alacaklı, ödünç sözleşmesinden doğan para alacağının ödenmesi için kendi ikametgahı mahkemesinde dava açmış olup, mahkemece yetki itirazının red edilerek işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı 2008/4637-11028 verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 24.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Hukuk Dairesince, davanın ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, havale dekontlarında paranın ödünç olarak gönderildiğine dair bir kayıt bulunmadığı, davalının gönderilen parayı kabul etmekle birlikte paranın borç olarak değil babasının borcunu ödemek için gönderilen para olduğunu savunarak vasıflı ikrarda bulunduğu, vasıflı ikrar bölünemeyeceği için davalının ispat yükü altında olmadığını, ispat yükünün davacıda olduğu, davacının ibraz ettiği belgelerle iddiasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken ispat yükünün ters çevrilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıların kızı ve damadı olduğunu, ev alacaklarından bahisle borç para istediklerini, davalılara toplam 30.000 TL ödünç para verdiğini, ancak davalıların kendisinden aldığı para ile ev almayıp parayı bankaya yatırıp keyfi harcamalar yaptıklarını öğrenmesi üzerine parasını geri istediğini, ısrarı üzerine davalıların paranın 15.000 TL’sini geri verdiklerini, geri kalan 15.000,00 TL’yi ödemediklerini, bunun üzerine davalılara 16.01.2009 tarihli ihtarnameyi keşide ederek kalan alacağının ödenmesinin istediğini, yine de ödemenin yapılmadığını belirterek 15.000 TL alacağının gecikme faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunda ayrıntılı ve gizli kolluk araştırması yaptırılmasından, ilgili icra dairelerinden...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/866 Esas KARAR NO : 2023/46 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 03/02/2021 KARAR TARİHİ : 30/01/2023 YAZIM TARİHİ : 22/02/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalının maddi olarak zorlanması sebebi ile finansal durumunu çözmek için borç para gönderildiğini, gönderilen borç paraların, davalı adına ......

            Davanın ileri sürülüş biçimine göre uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK'nın 386. vd. maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK'nın 386. vd. maddesinde tüketim ödüncü; " ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Davacının, dava ettiği parayı "emanet verilen borç para" açıklaması ile davacıya ödünç olarak verdiğini iddia ettiği, anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın esasına girilmesinden önce, ödünç verilen bir paranın geri verme zamanının belirlenmesi gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 392. maddesinde ödüncün geri verilme zamanı; "ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir" şeklinde belirlenmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; "...Dava, ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine yöneliktir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik yapma Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 12/05/2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması nazara alındığında; tanıklar ... ve...

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK'nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı olmadığı, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ... vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin Cumhuriyet Savcısı ve katılan Hazine vekilinin tefecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli olması, ayrıca birden fazla kişiye sistemli şekilde faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç...

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik yapma Hüküm : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve davaya katılmak istediğini 18.9.2013 tarihli dilekçe ile açıkça beyan eden; ancak bu talebi konusunda bir karar verilmediği anlaşılan Maliye Bakanlığının CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede; 1-TCK'nun 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 12.05.2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik...

                    UYAP Entegrasyonu