Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Dernek/Alacak, Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 07.12.2017 gün ve 2017/6508 Esas, 2017/16422 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK'nun 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 300,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak ...'...

    Davacı, TTK'nın 4/1-f maddesinin “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde…öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava…sayılır.” düzenlemesine dayanarak, dava konusunun bir ödünç para verme işi olması sebebiyle mahkememizin görevli olduğunu belirtmiştir. Madde gerekçesinde “Finans sektöründe sadece bankalar ve ödünç para verme işleri ile uğraşanlar bulunmamakta, bu sektör sadece anılan kanunlarla düzenlenmemektedir. Bunların yanında, finansal kiralama, faktoring, özel ve genel finans şirketleri, forfaiting şirketleri başta olmak üzere çeşitli finans kurum ve kuruluşları da vardır. Bunları düzenleyen ayrıntılı bir mevzuat bulunmaktadır.” açıklaması yer almaktadır. Dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden davacının arkadaşı olan davalıya şahsi hesabından banka havalesi yoluyla para gönderdiği ve bu işlemi ticari borç olarak nitelendirdiği anlaşılmaktadır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/118 ESAS DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/118 Esas sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

      Ödünç sözleşmesi, TBK 386.maddesinde düzenlenmiş olup, kanundaki tarifi "tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir " şeklinde yapılmıştır. Yani ödünç sözleşmesinde ödünç alınan şeyin aynı nitelik ve miktarda geri verilmesi söz konusudur. Oysa olayımızda davacının iddiasına göre verilen paranın işletilip elde edilecek karın paylaşımı söz konusudur. Davacı ödünç adı altında para (sermaye) davalı ise onu işletme emeğini ortaya koymuştur. TBK 620 maddesinde adi ortaklık müessesesi düzenlenmiş olup, bu maddeye göre adi ortaklığın tanımı "adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir " şeklinde yapılmıştır. TBK 621/1.maddede her ortağın katılım payı olarak para, alacak, bir mal ya da emek koyabileceğini düzenlemiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, davalının "davacıya 50.000.00 YTL borç para vermesi nedeniyle alacaklı olduğuna" ilişkin yemin beyanı toplanan delillere göre, taraflar arasında ödünç para vermeden doğan borç ilişkisi olmadığı, takibe konu borç senedi kadar borçlu olunmadığının ispat edilememesine göre menfi tespit davasının reddine, tapu iptali tescil isteminin atiye terki nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 18.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. 6098 Sayılı TBK.'nun 386. vd. maddesinde tüketim ödüncü; " ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği " sözleşmedir " şeklinde tanımlanmıştır. Davacının, dava ettiği parayı " emanet " açıklaması ile davacıya ödünç olarak verdiğini iddia ettiği, anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın esasına girilmesinden önce, ödünç verilen bir paranın geri verme zamanının belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK.'nun 392. Maddesinde ödüncün geri verilme zamanı; " ödüncün geri verilmesi konusunda belirli gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa da ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir " şeklinde belirlenmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Hüküm : TCK'nın 241/1, 43/1-2, 62/1, 53/1, 52/2 maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis, 100 TL adli para cezası, hak yoksunluğu Dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması; bu bağlamda maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın tefecilik yapıp yapmadığı...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, olay hakkında bilgi ve görgü sahibi olduğu anlaşılan ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/05/2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin de hayatın olağan akışına uygun olmaması, bununla birlikte sanığın 2008 yılından beri...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Hüküm : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Türk Ceza Kanunu'nun 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması; bu bağlamda maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunda kolluk araştırması yaptırılması...

                UYAP Entegrasyonu