Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, takibin 160.882,50 TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık yasal faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, dava yargılamayı gerektirdiğinden, alacak likit ve belirli olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, yasal şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı, davalının murisi olan torunu Fatih'e ödünç para verdiğini ve ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlatmış olup, HMK'nun 203/1- a maddesi gereğince, iddianın tanıkla ispat edilmesi mümkündür....

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/10/2019 KARAR TARİHİ : 19/02/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davalı-borçlu aleyhine Bursa 8 . İcra Müdürlüğünün 2019/......

    Somut olayda, davalıya farklı tarihlerde ve toplam 55.000,00 TL tutarında ödünç para verdiğini iddia eden davacının öncelikle bu durumu ispatı gerekir. Davacı bu iddiasını ispata yönelik olarak dava dilekçesi ekinde banka dekontları ibraz etmiştir. Sunulan bu dekontlara göre davacının 01/02/2018 - 30/04/2018 tarihleri arası altı farklı tarihte ve “Hasan Çevik Borç Olarak Emaneten’' açıklamasıyla davalı şirketin banka hesabına toplam 55.000,00 TL para transferi yaptığı, 08/02/2018-15/05/2018 tarihleri arasında ve dört farklı tarihte de davalı şirketin “Borç İade” açıklamasıyla ve toplam 24.000,00 TL tutarında davacının banka hesabına para transferi yaptığı görülmektedir. Bu durumda davacı davalı şirkete 55.000,00 TL ödünç para verdiğini yazılı delillerle ispatlamıştır. Bu tutarın 24.000,00 TL'si davacıya ödendiğine göre, bakiye 31.000,00 TL'nin de ödendiğini davalının ispat etmesi gerekmektedir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Zincirleme biçimde tefecilik suçundan mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Tefecilik suçunun, 765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/07/1995 tarih ve 1995/207-236 sayılı Kararında da belirtildiği üzere birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir şekilde faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle çıkar sağlanması, başka bir anlatımla ödünç para verme işinin meslek haline dönüştürülmesi durumunda oluştuğu, suçun yaptırımının ise 2279 sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlendiği, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde ise atılı suçun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,...” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin...

        Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır....

          Aile Mahkemesi ise, davanın ödünç para verilmesinden kaynaklanan icra takibinde yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, eşi olan davalıdan 2009'da boşandığını, evlilik birliği içerisinde davalıya gerek kendisine araç alması için gerekse diğer amaçlarla 3.000-TL para verdiğini, paranın ödememesi nedeniyle davalı hakkında icra takibine giriştiğini belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davacının, katkı payı istemi bulunmadığı gibi mal rejiminin tasfiyesini amaçlayan bir talebinin bulunmadığı nazara alındığında davanın, adi alacak hakkındaki icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlığın, dava değerine göre genel görevli Sulh Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik yapmak Hüküm : Beraat Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/05/2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması; bu bağlamda, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunda kolluk araştırması yaptırılmasından, ilgili icra...

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik yapma Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında tefecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; TCK'nın 241. maddesinde tanımlana tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli olması, ayrıca birden fazla kişiye sistemli şekilde faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda, sanığın mağdur ...'ın kardeşi olan ...'...

                  UYAP Entegrasyonu