Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan hukuki değerlendirme çerçevesinde somut olayda, halen istinaf aşamasında olan borca konu uyuşmazlığın esasına ilişkin Düzce 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İcra Müdürlüğü tarafından Mut Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği ihtiyati tedbir kararının infazı gerçekleştirilecekken sehven icra emri gönderildiği tespit edilmiş bu nedenle davacının takibin iptali yönündeki talebi reddedilip icra emrinin iptali talebi kabul edilmiştir gerekçesiyle davanın takibin iptali istemi yönünden reddine, Mut İcra Dairesinin 2019/1178 esas sayılı dosyasındaki icra emrinin iptali istemi yönünden kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Somut olayda; 6100 sayılı HMK'nın 389. maddesine göre tedbir koşullarının somut olayda bulunmadığı, ihtiyati tedbir şartlarının bulunduğu davacı tarafça ispat edilemediği gibi davacının, salt ödeme emrinin iptalini istemesi, ödeme emrine konu alacakların tahsil ve takibini durdurmayacağından, ayrıca 5510 sayılı kanunun 88. Maddesindeki ," iş mahkemesine başvurulması alacaklarının takip ve tahsilini durdurmaz," düzenlemesi gözönüne alındığında, bu aşamada tedbir kararının verilmemesinin telafisi imkansız bir zarar doğurmasının da düşünülemeyeceği göz önüne alınarak, ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir....
GEREKÇE: Talep, ihtiyati tedbire ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 389'uncu maddesine göre, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır." Somut olayda, davacı vekili kurum işleminin ve borç bildirim belgesinin iptali istemine dair eldeki davada, kurum tahsil işleminin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, a.g.e., s. 877). İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyat tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava konusunun kurumun ödeme emrinin iptali istemi olduğu, 5510 sayılı Kanunun 88....
DAVALI CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Torbalı vergi dairesince yapılan tahahhuk ve tahsil işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı haciz bildirimine süresinde itiraz etmeyerek mal elinde ve borç zimmetinde sayıldığını, davacı, haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda olduğunu, davacı tarafından 2022121466jri0000778 ana takip dosya nolu 14.12.2022 tarihli ödeme emrinin iptali için İzmir 4.Vergi Mahkemesinin 2023/15 e. sayılı davası da açılmış bulunduğunu, ödeme emrinin iptalini dava eden karşı yanın iş bu dava derdest iken daha sonra anılı ödeme emrine konu borca ilişkin menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, mahkemenin 22.05.2023 tarihli ara kararıyla takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olmakla ; ihtiyati tebdir kararı haksız olduğunu, dava konusu olayda davacı haklılığı yaklaşık olarak ortaya konulmadığını beyanla davacı...
İstinaf dilekçesinde; ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 05/01/2023 tarihli kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın menfi tespit davası olup ispat yükünün alacaklıda olduğunu,ispat yükü kendisinde olan davalı tarafça borcun kaynağına yönelik hiçbir bilgi ve belge sunulmamış olduğu gözetildiğinde telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermemek adına ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini ,davalı kurum tarafından "çeşitli gelirler( ÜCRET) " açıklamasıyla haksız ve mesnetsiz olarak düzenlenen 14/12/2022 tarihli, 9207/26 Cilt/Sıra numaralı, 1219936 ödeme emir numaralı 101.165,01- TL bedelli ödeme emri hazırlanmış olup yasal süresi içerisinde ihtiyati tedbir talepli icra emrinin iptali için dava açıldığını, dilekçe ekinde sunulan icra emri içeriği incelendiğinde içeriğinden borcun kaynağı hiçbir şekilde anlaşılmadığı gibi borcun sebebini tespit edecek hiçbir emare de bulunmadığını, icra emrinde 2005- 2010 yıllarına ilişkin alacak talebinin 14/12/2022 tarihinde...
İcra Mahkemesinin 01/06/2021 tarih 2021/690 esas 2021/744 karar sayılı karar ile ihtiyati hacizlerin ihtiyati haciz miktarı teminat karşılığı kaldırılmasına mahcuzların iadesine karar verilmiş, davacı tarafça karar ibraz edilerek ihtiyati hacizlerin kaldırılması talep edilmiş İcra müdürlüğünün iptali talep edilen 02/06/2021 tarihli kararı ile ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüştüğü ve tüm dosya borcunu karşılar şekilde teminat yatırılmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkememiz kararı ile ihtiyati hacizlerin İİK 266. Maddesi uyarınca 250.000,00 USD teminat karşılığı kaldırılmasına karar verilmiş ise de uyaptan celbedilen dosya evrakları arasında ödeme emrinin bulunmadığı takip yolunun tespit edilemediği bu nedenle takip yolunun kambiyo senetlerine özgü olduğu ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü gözden kaçırılmıştır....
Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, a.g.e., s. 877). İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyat tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava konusunun kurumun ödeme emrinin iptali istemi olduğu, 5510 sayılı Kanunun 88....
İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyat tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava konusunun kurumun ödeme emrinin iptali istemi olduğu, 5510 sayılı Kanunun 88. Maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağının hüküm altına alındığı, bu düzenlemeye aykırı, ayrıca yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....