Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme 22/03/2021 tarihli kararında müvekkile örnek 7 numaralı ödeme emrinin 22/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğinden söz ettiğini, bu durumun gerçeği yansıtmadığını, icra dosyası incelendiğinde icra ödeme emrinin müvekkile T.K....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava ödeme emrinin iptali ve davacıya ait araç üzerinde haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, idari para cezasının iptali istemiyle ......

    Kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına karar verildiği, taraflar arasındaki itirazın iptali davasının devam ettiği, alacaklı tarafından henüz bir takip başlatılmadığı, bu durumda ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra asıl icra takibine geçilmesinin söz konusu olmayacağı, kaldı ki, ihtiyati haczin dayanağı itirazın iptali davasında yargılama devam etmekte olup alacak miktarı hüküm altına alınmadığından, ihtiyati haczin teminat karşılığı kaldırılması istemini inceleme yetkisi, İİK'nın 265 ve 266. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararını veren (itirazın iptali davasının görüldüğü) mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle açılan davada mahkemenin görevsizliğine, dava dosyasının görevli Adana 7. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hâline münasip eve konulan haczin kaldırılması ile satışın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtilen şekilde, davanın kısmen kabulüne, davacı adına kayıtlı taşınmazın 110.000,00 TL ¨'den az olmamak üzere haczedilerek satılmasına, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, Satış bedelinden 110.000,00 TL” nin ayrılarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın alacaklılara ödenmesine, karar verilmiştir. Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

      Diğer yandan, borçlunun aynı mahkemenin 2015/90 E.-2016/8 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak 27.7.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu dosyada şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın iptaline karar verildiği, mahkemece, bahsi geçen dosyada tebligat iptal edildiğine göre henüz takip kesinleşmemiş olacağından bahisle yapılan hacizlerin de usulsüz olacağı kabul edilerek, hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği, ancak, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne dair kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....

        İcra Müdürlüğü'nün 2011/192 sayılı takip dosyasından 26.9.2011 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, haciz adresinde müvekkiline tebliğ edildiği belirtilen ödeme emri tebligatının müvekkilince tebliğ alınmadığını tebligatta bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı alacaklı duruşmada, davacının borçluya ait fabrikada işçi olarak çalıştığını, istihkak iddiasının muvazaaya dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece haczin takibin dayanağı senette yazılı olan ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, ödeme emrinin borçlu adına davacı 3.kişi tarafından alındığı, tebligattaki imzanın davacıya ait olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir....

          . - K A R A R - Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili davalı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının takip dosyasından ödeme emrinin sıra cetvelinde gösterildiği şekilde 17.01.2003 günü değil, 22.01.2003 günü tebliğ edildiğini, bu itibarla ihtiyati haczin kendi kesin hacizlerinden sonra kesinleştiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İcra Mahkemesi'nce davalı yanın takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin davalı borçluya 17.01.2003 günü tebliğ edildiği ve sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            ödeme emrinin 4206, 4210 ve 4217 vergi kod numaralı kamu alacaklarından kaynaklanan kısımları kaldırılmış, diğer kamu alacaklarından kaynaklanan kısımları yönünden ise dava reddedilmiştir....

              Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK) Eldeki davada ise mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmediği belirgin olup, dava dosyasından, davalı kurumca ilk kez 2007/11169 sayılı ödeme emri ile davacı hakkında 2007 yılı 6’ncı ay ile 11’inci aylar arasında ödenmemiş prim borçlarını konu edinen bir ödeme emri tanzim edildiği, bu ödeme emrinin dava dışı prim borçlusu Anonim Şirkete tebliğinin mümkün olmaması nedeniyle, davacı adına tanzim edilerek 16.01.2008 tarihinde davacı yanında daimi çalıştığını beyan eden oğluna tebliğ edildiği, fakat davalı kurumca 24.04.2008 tarihinde konulan hacizlerde başka bir ödeme emrinin numarasının (2007/11717) bildirildiği, bu ödeme emrinin dönemlerinin aynı olduğu anlaşılmakta ise de, konularının ve ne tür borçlara ait olduklarının belirlenemediği anlaşılmaktadır....

                Somut olayda; dava dışı Paksan Paketlenmiş Kireç Sanayi A.Ş hakkında 2012/2,3,4 dönemine ilişkin işsizlik ve prim borcu nedeniyle 2012/16557 ve 2012/16558 takip no’lu dosyalardan icra takibine girişilip, ilgili ödeme emirlerinin 10.10.2012 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması ve ödeme emri tebliğ edilmeden haciz uygulanmasının mümkün bulunmaması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi hata olup bozma nedenidir. O hâlde; davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu