ın Nakdi ve Gayri nakdi alacaklarının dava dışı Varlık Şirketine devredildiğini, davacının alacak iddiasının haklı dayanağının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu icra takibinde depo bedelinin ... 5. İcra Müdürlüğünün 2001/1078 (yenilenmekle 2010/9753) numaralı dosyasında da talep konusu yapıldığı, dolayısıyla depo talebi yönünden mükerrer takibin sözkonusu olduğu, icra takibinde gönderilen ödeme emrinin davalılardan ...'ya tebliğ edilmişse de diğer davalı ...'ya ödeme emrinin tebliğ edilmediği, davalılar vekili tarafından ödeme emri tebliğ edilmeyen müvekkili için de borca itiraz edilmişse de, ödeme emri tebliğ edilmeyen borçlu açısından geçerli bir itirazdan bahsedilemeyeceği için davalı ... açısından açılan davada dava şartının bulunmadıği gerekçeleriyle davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ...'...
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, müvekkili şirkete icra dosyasından usulüne uygun tebligat yapılmadığını, usulsüz haciz işlemleri sonucu takibe muttali olduklarını, öğrenme tarihlerinin 10/12/2020 tarihi olduğunu, müvekkilinin alacaklı görülen tarafa hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını, icra takibine, borç ilişkisine, imzaya, ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini söyleyerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin usulüne uygun olarak 20/10/2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiğini, itirazın süresinde yapılmadığını, ayrıca haksız yapılan itirazında reddi gerektiğini söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 24/02/2015 NUMARASI : 2014/1111-2015/181 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin itiraz eden her iki borçluya 30/09/2014 tarihinde tebliği üzerine, borçlular vekilinin 08/10/2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca, ödeme emrine, işlemiş faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiği, mahkemece istemin süresinde olmadığından bahisle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklının icra mahkemesine başvurusunun icra memur işleminin iptali istemine yönelik şikayet niteliğinde olduğu, şikayetçi alacaklının iddiasına, dayandığı belgelere, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal 7 günlük süresi içinde davalı borçlu tarafından takip dosyasına sunulan dilekçe içeriğine, icra memurunun şikayete konu işlemlerinin İİK'nın 62. ve 66. maddelerine uygun olmasına göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayetçi alacaklı temyiz dilekçesinde; davalı borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine İcra Müdürlüğüne verdiği dilekçesinde borca itiraz beyanında bulunulmadığını, “.......
GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı şikayeti ile birlikte borca itiraz nedeniyle takibin iptali taleplidir. Dava dilekçesinde açıkça ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve öğrenme tarihinin 06/03/2019 olduğu ileri sürüldüğünden ve hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan şikayetin ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti olduğu, ilk derece mahkemesince bu yönde bir hukuki nitelendirme yapılmasının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte, davalı tarafça istinaf dilekçesinde, tebligatın usule uygun olduğu ve tebliğ tarihi olarak, aksini gösterir delil olmadığı gerekçesiyle davacının bildirdiği tarih kabul edilmiş ise de bu hususta taraflarına delil sunma hakkı verilmediği ileri sürülmüştür. Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği; tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde, bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle: ödeme emrinin davacı yana 10/02/2015 tarihinde yapıldığını, itiraz süresi geçtikten sonra icra müdürlüğüne itiraz ettiğini, aradan 5 yıllık bir süre geçtikten sonra tebligatın usulsüz yapıldığı yönünde itirazda bulunduğunu, davacının kendisine ödenmeyen borcu bulunduğunu, davacı tarafından ikame olunan haksız ve kötü niyetle ikame olunan davanın reddini, takibin devamına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Somut olayda borçlu T1 hakkında Artvin İcra Müdürlüğünün 2019/1933 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 15.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün geçtikten sonra 19.11.2020 tarihinde itirazda bulunduğu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün geçtikten sonra yapılan itiraz geçersiz olduğundan borçlunun itirazının süre yönünden reddine" dair karar verildiği anlaşılmıştır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; karşı taraf vekili tarafından duruşmaya katılmaması gerektiği yönünde beyanda bulunularak kandırıldığını, bu nedenle itiraz süresinin geçtiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, imzaya itiraz istemine ilişkindir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca; ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda; örnek 10 numaralı ödeme emrinin 07.10.2013 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun 09.10.2013 tarihinde (yasal sürede) icra mahkemesine başvurarak, dayanak senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla borca itiraz ettiği, anılan itiraz dilekçesinde tahrifat iddiasında bulunmadığı, borçlu tarafından mahkemeye sunulan 11.02.2014 tarihli dilekçe ile ise, senette tahrifat yapıldığı yönünde borca itiraz edildiği görülmüş olup, tahrifat iddiasının (5) günlük yasal itiraz süresi geçirildikten sonra ileri sürüldüğü anlaşılmıştır....
İcra takibine dayanak yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası İİK.nun 169.maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın aynı Kanunun 168/5.maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren (5) günlük sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçluya örnek (10) nolu ödeme emrinin 12/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise açıklanan yasal beş günlük süre dolmadan 17/07/2013 günü icra mahkemesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde teminat olgusunu ileri sürmediği, bu süreden sonra yargılama devam ederken, alacaklının kollukta vermiş olduğu ifade tutanağını ibraz ederek senedin teminat amaçlı verildiği iddiasında bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü ve takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, itiraz ve şikayetlere müdahale yolu ile katılmaya yasal imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle icra dosyasında taraf sıfatı dahi olmayan ....'...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, gerekçeli kararın hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesinde takip dosyasındaki borca ve fer'ilerine itiraz edildiğini, davacının ödeme emrinin iptali talebi bulunmadığı halde, mahkemece ödeme emrinin 19/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verildiğini, gerekçeli kararın birinci paragrafında yazılı ''davacı, dava dilekçesinde özetle'' kısmının son cümlesinin tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının dava dilekçesinde "ödeme emrinin 19/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmesini talep ediyoruz" şeklinde bir ifadesinin bulunmadığını, yazılı ya da sözlü olarak hiçbir şekilde talep edilmemiş olan ödeme emrinin 19/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş sayılması kararının, talepten ve hukuktan yoksun olduğunu, cevap dilekçesinin deliller kısmında açıkça ''davacı borçlunun takip tarihindeki mernis adresi'' deliline dayandıklarını, Emniyet Müdürlüğünün verdiği yanıtta, komşular ile...