Somut olayda; örnek 10 ödeme emrinin borçluya 07.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük itiraz süresi içerisinde (11.02.2015 tarihinde) icra mahkemesine yapılan başvuruda, 10.000 TL'nin banka havalesi ile ödendiği belirtilerek borca kısmi itirazda bulunulmuş olup, 10.000 TL ödeme yönünden borca itiraz yerinde bir gerekçe ile kabul edilmiş ise de, 2.240 TL'nin muhatap banka tarafından ödendiğine ilişkin 05.05.2015 tarihinde yapılan itiraz, yasal 5 günlük süreden sonra olmakla 2.240 TL yönünden borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu miktar yönünden de itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca, İİK'nun 169/a-5. maddesinde yer alan yasal düzenleme uyarınca, borca itirazın kabulü halinde, itirazın kabul edilen kısmı yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, iptaline hükmolunması da doğru değildir....
Mahkemece davalıya ödeme emrinin 25.12.2006 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz süresinin 02.01.2007 de dolduğu, davalının ise süre geçtikten sonra 04.01.2007 tarihinde itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin kısmen durdurulmasına da karar verilmediği, takibin kesinleştiği, davacının da dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Ödeme emrinin davalıya tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresinin son günü kurban bayramına rastlamaktadır. Son günü tatile rastlayan sürelerde tatilin sona erdiği günün ertesi günü işlem yapılabilir.Somut olayda bayram tatilinin son günü 03.01.2007 olup davalı ertesi gün yani 04.01.2007 tarihinde borca itiraz etmiştir. Bu durumda itirazın süresinde olduğu ve takibin kesinleşmediğinin kabulü gerekirken mahkemece yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2009/11179 esasında davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 4.300,00 TL alacak için ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçlu davalı şirkete 04.01.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından yetkiye, borca ve imzaya itiraz edildiği ve takibin durduğu, dosyanın yetkisizlikle bilahare Fethiye İcra Müdürlüğüne gönderildiği, Fethiye 2. İcra Müdürlüğünün 2010/5800 esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu davalı şirkete tebliğ edilemediği, davalı şirket tarafından her hangi bir itirazın da bulunmadığı, dolayısıyla itirazın iptalinin istenemeyeceği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir....
un ..... tarafından davalının müteaddit defalar arandığını, akabinde de müvekkil şirketin ıban bilgileri davalıyla paylaşılmak suretiyle ödemenin yapılmasının istendiğini, davalının borcu ödemeye yanaşmaması üzerine müvekkil şirket tarafından borç olarak gönderilen paranın ....TL'lik kısmının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinde borcun olmadığını değil, 6 haftalık sürenin geçmediği, ödünç alacağının muaccel hale gelmediği belirtilerek itiraz ettiğini, oysa .... tarihinde whatsaaptan müvekkil şirketin ıban bilgileri paylaşılarak ödemenin yapılması istendiğini, ödemenin yapılmaması üzerine ... tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya ...... tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 6 haftalık süresin dolduğu .....tarihinde borca haksız ve kötüniyetli itiraz ettiğini ileri sürerek davalının Diyarbakır İcra Dairesinin ..... esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamı ile...
Davalı alacaklı tarafından borçlular Sıddık Dönmez ve T1 aleyhine Örnek No:7 ödeme emri tebliğ edilmek sureti ile ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçlu T1'a ödeme emri 24/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, 08/02/2019 tarihinde açılan dava ile ödeme emri ekinde takip dayanağı belgenin tebliğ edilmediği, istenen faizin fahiş olduğu gerekçesi ile ödeme emrinin ve takibin iptali istenilmiş, mahkemece şikayet ve itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlunun icra mahkemesine başvuru sebeplerinden birisi, aleyhine yapılan takipte istenen faiz oranının fahiş olduğu belirtilerek istenen işlemiş faiz ve faiz oranı nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. İcra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca borçlu, her türlü itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur....
nun 264/2. maddesinde; ''İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse, alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır'' hükmü yer almaktadır. Somut olayda; her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince borçlu ...’a ödeme emrinin 23.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve borca itirazının süresinde olmadığından bahisle alacaklının istinaf başvurusu kısmen kabul edilmiş ise de 23.11.2018 tarihli tebligat zarfında borçlu olarak takip dışı...’in gösterildiği, borçlu ...’a ise ödeme emrinin 23.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borca itirazın süresinde olduğu görülmekle alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, bu husus re'sen de nazara alınamaz. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ipoteğin geçersiz olduğunu belirterek borca ve faize itiraz ettiği görülmektedir.O halde mahkemece itirazın bu nedenle reddi gerekirken başvuru dilekçesinde de ileri sürülmediği halde takibin mükerrer olduğu nedeniyle iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki ödeme emrinin iptali istemine konu davayla ilgili, davalı Kurumdan davacıya yollanan ödeme emirlerine dair borcun şirketin borcu mu yoksa şirkete ait şubenin borcu mu olduğu sorularak anılan borca dair kayıtların celbiyle, borca konu şirketin ve şirket şubesinin kurumda ayrı işveren sicil numarasına sahip olup olmadığı ve ... sicil numaralı işyerinin kime ait olduğu ve bunlara ait evrakların onaylı birer suretinin celbiyle, mevcut dava dosyası içerisine eklendikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/1933 Esas sayılı icra takip dosyası arasında davalı borçluya ait borca itiraz dilekçesinin de bulunmadığı anlaşılmış olup, davalıya gönderilen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçalarının ve bahsi geçen icra takip dosyasındaki borca itiraz dilekçesinin temin edilerek evraka eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için, dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İSTİNAF NEDENLERİ; Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 14.08.2020 tarihinde müvekkili ile aynı köy olan Siverek Turna Mahallesinde bulunan muhtara yapıldığını, muhtar tarafından müvekkiline herhangi bir şekilde adı geçen ödeme emrinin yapıldığı haber edilmediğini, Müvekkili tarafından kendisine ödeme emri tebliğ edildiğinin haber alınması 20.08.2020 tarihinde olmuş ve kendisi de 24.08.2020 tarihli dilekçesiyle hem borca hem de imzaya itiraz ettiğini, asıl tebliğ tarihi 20.08.2020 olup işbu davanın süresi içinde açıldığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacının davayı sürüncemede bırakmak adına istinaf başvurusunda bulunduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz niteliğindedir. Mersin 7....