Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verildiği, aynı Kanunun 297/c maddesinde ise; kararın; ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri'' içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu kendisine gönderilen örnek 7 ödeme emrine karşı icra dairesine verdiği 22.09.2014 tarihli dilekçede kendisine gönderilen ödeme emri ile dosya içerisinde bulunan ödeme emrinin farklı olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. Ödeme emrinin iptali şikayet yolu ile icra mahkemesinden talep edilebilir. İcra müdürlüğüne yapılan bu başvuru hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı gibi borca itiraz olarak da yorumlanamaz....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 62/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine " karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 22/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise yetkiye, borca ve imzaya itirazına yönelik davasını İİK'nın 168. maddesinde belirtilen 5 günlük süre geçtikten sonra 10/09/2019 tarihinde açtığı gerekçesiyle davanın süreden reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin diğer takip borçlusuna yapılan ödeme emri tebliğ tarihini dikkate alarak davanın süreden reddine karar verdiğini, ödeme emrinin müvekkiline 06/09/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın ise 10/09/2019 tarihinde süresinde açıldığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece ödeme emrinin borçluya 08/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ödeme emrine karşı şikayet ve itirazlarını bildiren dilekçesini 14/11/2018 tarihinde mahkemeye sunduğu görülmüş olup süresinde yapılmayan şikayet ve itirazların reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek şikayete konu olan işlemlerin süresiz şikayete tabi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediği iddiasına dayalı ödeme emrinin iptali, borçlunun borca, imzaya ve tüm fer’ilerine itirazına ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2021/35902 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin müvekkiline 18/05/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde 20/05/2022 tarihinde borca itiraz edildiğini, borca itiraz dilekçesi hazırlanmasına rağmen sehven icra müdürlüğüne müvekkiline ait başka bir dilekçe gönderildiğini, Uyap ekranındaki açıklama kısmına vekalet ibrazı ve borca itiraz talebi şeklinde şerh düşüldüğünü, bu ibareden de maksadın borca itiraz edilmesi olduğunun anlaşıldığını, bir başka dosyadaki işlem nedeniyle 13/06/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi dikkate alınmadığı gibi vekillik kaydının da yapılmadığının öğrenildiğini, aynı tarihte durumun düzeltilmesi talepli ekinde Uyap sisteminde ilk dilekçenin açıklama kısmını gösterir ekran görüntüsü bulunan dilekçe sunulduğunu, icra müdürlüğünün bu talebi reddettiğini, icra müdürlüğünce yasal süresi içerisinde vekillik kaydı yapılarak borca itirazın reddi yönünde bir karar verilmiş olsaydı bu durum fark edilerek...
Her ne kadar süresinde ödeme emrinin iptali istenmemiş ise de takip talebine aykırı ödeme emrinin iptalinin her zaman mümkün olduğu somut olayda usulüne uygun başlatılmış bir icra takibi bulunmadığından davacının itirazı iptali davası açmakta hukuki menfaatinin olmadığı bu itibarla bu gerekçeyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usûl ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır....
Av.... aralarındaki itirazın iptali davası hakkında ... .Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 15/10/2015 gün ve 2013/103 E. - 2015/691 K. sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Dairemizin 01/06/2016 gün ve 2016/1437 E.- 2016/9863 K. sayılı kararı ile ... .İcra Müdürlüğü'nün 2012/4006 Esas sayılı dosyasının aslının ya da onaylı suretinin (borca itiraz dilekçesi, ödeme emri tebliğ belgesini de içerir şekilde ) eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, mahkemece anılan icra dosyası eklenerek temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de , dosya kapsamında takip talebine, ödeme emrinin takip borçlusuna tebliğine ilişkin belgeye ve ödeme emrine itiraz dilekçesine rastlanılmamıştır....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, iptaline karar verilen ödeme emri olmayıp ödeme emrinin tebliği işlemi olduğunu, ödeme emrinin iptal edilmediğini, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve ödeme emri tebliğ tarihinin 11.08.2020 olarak düzeltilmesine karar verildiğini, kesinleşen karara istinaden takibin davalı borçlu yönünden durduğunu, bu durumda borçlu, 11.08.2020 itibariyle ödeme emrini tebliğ almış ve 14.08.2020 tarihli dilekçesi ile takibe ve borca itiraz ettiğini, tebliğ işleminin iptalinin itirazı geçersiz hale getirmediğini, itirazı da itirazın iptali davası açılabilmesi için gerekli olan dava şartının gerçekleştiğini, aksi yönde varılan kabulün usul ekonomisine de ters düşeceğini, borçluya yeniden ödeme emri gönderilecek olması mevcut itirazının geçersizliği anlamına gelmeyeceğini, borçluya yeniden ödeme emri gönderilmiş olması ve borçlunun gönderilen bu yeni ödeme emrine itiraz etmediği varsayımında, borçlunun 14.08.2020 tarihli itirazının geçersiz kabul edilmesi anlamına...
Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü ile icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....
Somut olayda, dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle takibin ve ödeme emrinin iptali istenmiş ise de, mahkemece takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmemesi şikayetine ilişkin değerlendirme yapıldığı, diğer iddiaların borca itiraz olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Davacının faiz oranı ve muacceliyet kaydına ilişkin iddiaları borca itiraz olup, bu yönden mahkemenin değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan, dava dilekçesinde yer alan ödeme emrinde takip konusu taşınmaz ve kira sözleşmesinin belli olmadığı, ödeme emrindeki bazı kayıtların sonradan eklendiği ve paraflanmadığı iddiaları borca itiraz olmayıp, şikayete konu edilmelerine karşın, bu iddialara ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, karar bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır....