iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı vekili ipoteğe dayalı ilamsız takipte kendilerine henüz ödeme emri tebliğ edilmediğini, ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediğini, ödeme emrinde faiz başlangıcına yer verilmediğini, kat ihtarına, takipte istenilen borca ve faize itiraz ettiklerini ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini İlk Derece Mahkemesinden istemiş, İlk Derece Mahkemesince takibin şekline göre itirazların icra dairesine yapılması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi üzerine şikayetlerinin incelenmediğini, icra emrinde faiz başlangıç tarihinin gösterilmemiş olması nedeniyle davanın kabul edilmesi gerektiğinden bahisle kararın kaldırılarak davanın kabulü istemiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Borçlunun takip talebinde ve ödeme emrinde faizin işlemeye başladığı günün ve/veya oranının gösterilmediği iddiası İİK'nun 58. maddesine aykırılık nedenine dayalı aynı Kanunun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, alacaklıya borcu olmadığını, işletilen yıllık % 27 ticari faizin hatalı ve fahiş olduğunu, bonoda çift vade bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi, takibin ve ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ancak beyan edilen öğrenme tarihine göre süresinde yapılan borca itirazın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği...
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; ödeme emrinin usulsüz tebliği ve takibin iptali talebinden ibarettir. Genel haciz yoluyla başlatılan takiplerde asıl olan ödeme emrinin tebliğinden itibaren kanuni süresi içinde itirazın icra müdürlüğüne yapılmasıdır. Kanuni süreden kasıt ise, ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair iddianın öğrenilmesi tarihinden itibaren 7 gün içinde usulsüz tebligat şikayetinin icra mahkemesinde İİK. 16/1 maddesi gereğince dava ikamesi ile olacağı aşikardır. O halde, davacı asıl tarafından icra takip dosyasına ibraz edilen borca itiraz dilekçesinde takipten 12/01/2021 tarihinde haberdar olduğunun bildirilmiş olması anılan tarihten itibaren 7 günlük süre içinde dava açması halinde usulsüz tebligat iddialarının yargılaması yapılacağı aşikardır. Ancak, davacı tarafça davanın açılma tarihi nazara alındığında kanuni süresi içinde öğrenme tarihinden itibaren açılmış davanın bulunmadığı sabittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı şirket tarafından, 2 adet bonoya dayanarak keşideci borçlu aleyhine, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun kendisine 21/05/2014 tarihinde yapılan örnek 10 nolu ödeme emrine karşı 14/11/2014 tarihinde, icra mahkemesine vermiş olduğu dilekçesinde; ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin muttali tarihi olan 14/11/2014 tarihi olarak düzeltilmesi ile borca ve faize itirazının kabulüne, bütün icra işlemleri ile ödeme emrinin iptali ile takibin durdurulmasına ve alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini...
bir örneğinin ödeme emriyle birlikte borçluya gönderilmediği anlaşılmış olmakla bu durumun borçlunun şikayet ve itiraz hakkını kısıtlar nitelikte bir eylem olduğu ve yukarıda anılan kanun maddesi hükümlerine de aykırı olduğu ödeme emri tebliğ işleminin iptali isteminde haklı olduğu, bilirkişi tarafından yapılan faiz ve faiz oranı hesaplamalarında fazlalık bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davacı T4 Şti....
esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. .... İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyası uyaptan sistemi üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyası incelendiğinde; alacaklının ..., borçlunun ... Anonim Şirketi olduğu, takibin toplam 670,25-TL alacağa ilişkin ilamsız icra takibi olduğu, takip dayanağının ihlalli geçiş olduğu, .... İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında başlatılan takipte 01/07/2020 tarihli ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 10/07/2020 tarihinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, icra dairesince yetki itirazı hakkında karar verilmediği ve borca itiraz üzerine alacaklının .......
İcra Müdürlüğü'nün 2020/203 Esas sayılı dosyası kapsamında verilen 10.01.2020 tarihli kararının iptali gerektiğini, ödeme emrine itiraz edilebilmesi için öncelikle ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerektiği yönündeki emredici düzenleme çerçevesinde, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği 15.01.2020 tarihi ile 22.01.2020 tarihi arasında itirazda bulunulmamış olması sebebi ile geçerli bir itirazdan bahsedilemeyeceğini ve icra müdürlüğü kararının iptali gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
İcra takibi mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olmakla olayda İİK. nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesinin uygulama yeri yoktur.Şu hale göre, borçlunun başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK. nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....
Her ne kadar davalı vekili savunmalarında ... isimli kişinin müvekkili şirketle ilgisi bulunmadığını belirtmiş ise de, Silivri İcra Dairesinden çıkarılan ödeme emrinin davalı şirket sahibi olarak ... imzasına tebliğ edildiği, bu tebligat üzerine davalı vekili tarafından süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, alacaklı tarafından yetki itirazı kabul edilerek Çorlu İcra Dairesinden yeniden ödeme emri çıkartıldığı, bu ödeme emrinin de davalı şirket sahibi olduğu belirtilen ...’ın adresinde bulunmaması nedeniyle birlikte eşi ... imzasına tebliğ edilmiş olduğu ve bu tebligat üzerine davalı vekilince borca itiraz edildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi icra dosyalarında yapılan tebligatlar arkasında ... isimli kişinin davalı şirket sahibi olduguna ilişkin şerhler bulunmaktadır.Buna rağmen davalı vekilince icra safhasında anılan kişinin şirket sahibi olmadığı yolunda herhangi bir itirazda bulunulmamıştır....