Genel Müdürlüğü'nün internet sayfasından alınarak dosyaya eklenen belgeye göre, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 27.10.2009 olduğu görülmekte ise de; dava dilekçesinde tebliğ tarihinin 24.10.2009 olarak gösterildiği, öte yandan dosyada yer alan tebliğ alındı belgesine göre ise tebliğ tarihinin 23.10.2009 olduğu anlaşılmakla; tarihler arasındaki çelişkinin giderilerek, davaya konu ödeme emrinin davacıya hangi tarihte tebliğ edildiğinin tereddüt arzetmeyecek şekilde tespiti amacıyla, PTT Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak, alınan yazı cevabı eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 11.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacı, Kurumca gönderilen ödeme emri nedeniyle Kuruma karşı borçlu olunmadığının tespiti ile ödeme emrinin iptalini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile, 05.06.2015 tarih ve 1478/2965231 sayılı yazı ile bildirilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
-K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirket ile dava dışı olup kurum borçlusu olan ... arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki çerçevesinde müvekkili şirketin kurum borçlusuna 84,36-TL borcu bulunduğunu, kurum borçlusunun kuruma olan borcu nedeniyle müvekkili şirkete gönderilen haciz bildirisine süresi içinde cevap verilmemesi nedeniyle davalı kurum tarafından ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin müvekkili şirkete 25/4/2008 tarihinde tebliğ edildiğini, haciz bildiriminin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden geçersiz olduğunu, davaya konu ödeme emri tebliğ edilince haciz bildiriminden haberdar olduklarını bildirerek haciz bildiriminden ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 25/4/2008 tarihinde haberdar olduklarının kabul edilmesi ve kuruma bu tarih itibariyle yaptıkları kurum borçlusuna 84,36-TL borçlu olduklarının ve bakiye kısma itiraz ettiklerinin tespiti ile itirazlarının süresinde kabul edilmesi suretiyle ödeme emrinin iptaline, aksi durumda ise kurum borçlusuna...
Yeni adresi bilinmiyor" şerhi düşülerek tebliğ evrakının dağıtıcı tarafından çıkış merciine iade edildiği ve ilanen tebliğ cihetine gidildiği, bu durumda, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliğinde 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinde öngörülen usule uyulmadığının, diğer bir deyişle adreste bulunamama halinin maddede yer verilen şahıslara imzalatılmak suretiyle tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde öngörülen şekilde kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş amme alacağından bahsedilemeyeceğinden, söz konusu borcun takip ve tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
dönemi gecikme zammı, 2012/Aralık dönemi damga vergisi, 2013/Mart dönemi damga vergisi, 2012 yılı kurumlar vergisi ve 2012 yılı damga vergileri, 2013/Ocak,Şubat dönemi damga vergisi, 2013/Ocak-Mart dönemi damga vergileri, 2012/Ekim-Aralık dönemi damga vergileri( ödeme emrinin 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 9, 11, 12, 13, 14. sırasındaki alacaklar); 2018...4 sayılı ödeme emri içeriği 2012/Kasım dönemi damga vergisi( ödeme emrinin 10. sırasındaki alacak) yönünden, davacının beyanname verme/ödeme zamanlarında (amme alacağının ilişkili olduğu vergi türüne göre) şirkette kanuni temsilciliği bulunmadığı anlaşıldığından, bu amme alacaklarından sorumluluğu bulunmadığı, bu nedenle dava konusu haciz işleminin, bu amme alacaklarına isabet eden kısmında yasal isabet bulunmadığı, davacının dönemsel olarak sorumluluğu bulunduğu görülen, şirket ödeme emirleri tebliğ tarihi, davacı ödeme emirleri tebliğ tarihi ile yapılandırma dilekçeleri tarihleri dikkate alındığında, tahsil zaman aşımına uğramadığı anlaşılan...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı tarafın usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğu ancak, ödeme emrinin 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin de 17/01/2019 tarihinde yapıldığı, 7 günlük yasal süre içerisinde dava açıldığından usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmasının davacıya hukuki yarar sağlamayacağı, davacının usulsüz tebligatın iptaline ilişkin şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, yine davacının ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayetinin değerlendirilmesinde, davacı borçlu adına ödeme emri tebligat parçasında, "Bu zarfta örnek 7 ödeme emri ve ekleri vardır" ibaresinin yazılarak borçluya ödeme emri ile birlikte dayanak belgelerin de gönderildiği, ödeme emrinde icra dairesinin banka ve iban bilgilerinin bulunduğu gibi, ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiği, davacının bu iddiasının da yerinde görülmediği, ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayetinin reddine karar vermek gerektiği,...
K A R A R Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ödeme emrilerine konu prim borçlarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurumu Başkanlığı iş müfettişince düzenlenen raporda tespit edilen sigortalılara elden ödenen ücretlerin sigorta primine esas kazanca dahil edilmemesinden kaynaklandığı ve Kurum tarafından yapılan işlem ve çıkartılan ödeme emrinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
DAVA Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; alacaklı tarafından aleyhine kambiyo yoluyla takip başlatıldığını, ödeme emrinin Tebligat Kanununun 35. maddesine göre 10.10.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, adresinin belli olduğunu, tebliğden 13.10.2020 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emrinin ekinde takibe konu senet suretinin borçluya tebliğ edilmediğini belirterek tebligatın usulsüz olduğunun tespiti, İİK'nın 167 ve devamı maddelerine aykırı olarak gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini, talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebligatın usulüne uygun olduğunu, takibe dayanak belgenin tebligata eklendiğini belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Dava konusu ödeme emirlerinin davacıya tebliğine ilişkin tebligat parçası ile ödeme emrine konu idari para cezalarının tahakkuk evraklarının, idari para cezalarının davacıya tebliğ edilip edilmediğinin, edilmiş ise tebligat evrakının, idari para cezalarına karşı davacı tarafından komisyona itiraz edilip edilmediğinin, edilmiş ise komisyon kararının, komisyon kararının davacıya tebliğ edilip edilmediğinin, edilmiş ise İdare Mahkemesinde dava açılıp açılmadığının ve acılmış ise sonucunun ne olduğunun Kurumdan sorularak ve buna ilişkin gerekli evraklar getirtilerek cevabı dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şirketi adına düzenlenen ödeme emrinin, kanuni temsilci sıfatı bulunmayan davacıya tebliğ edilmesinin hukuka aykırı olduğu tesbitine yer verilmiş, sonrasında da dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise de, tebliğ işleminin geçersizliğinden hareketle, tebliğ edilen ödeme emrinin hukuka aykırılığına hükmetmenin hukuki dayanağı yoktur. Kaldı ki, bu yöntem; amme alacağının tüzel kişiden tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin, yetkili olmadığı kabul edilen bir kişi tarafından açılacak dava sonucunda hukuk aleminden kaldırılmasına yol açacağından, kabulü mümkün değildir. Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, amme borçlusu tüzel kişiden tahsil aşamasını yürüten davalı idarece, bu amaçla tüzel kişi adına düzenlediği ödeme emrinin iptaline hükmeden Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum. (XX) KARŞI OY : Uyuşmazlıkta, … Giyim San. ve Tic. Ltd....