A.Ş.' nin yazılı olduğu, ödeme emrinin 20.07.2010 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının ödeme emrinin tebliğinden önce 16.07.20101 tarihinde alacağını temlik eden dava dışı şirkete 3.488,00 TL tutarındaki borcunu ödeyerek hesabını kapattığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takip talebinde alacaklı olarak ... gösterilmiş, ödeme emrinde ise alacaklı olarak ... A.Ş. gösterilmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 60. maddesine göre ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Takip talebinde alacaklı olarak gözüken kişinin ödeme emrinde alacaklı olarak gösterilmemesi anılan hükme aykırıdır. Mahkemece usulüne uygun düzenlenmeyen ödeme emrine dayanarak itirazın iptali davası açılamayacağı gözetilerek davanın usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte takibin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda davacı vekili, ödeme emrinin ve kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğini, ipoteğin teminat ipoteği olması nedeniyle ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığını, , mükerrer ipotek takibi yapıldığını, borca ve yetkiye itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece takibin ilamlı takip olmayıp ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle ödeme emrine süresinde itiraz edildiğinin tespitine, takibin iptali isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinafa başvurulmuştur....
Davalı vekili, davacı firmanın başvurusu üzerine ödeme emrinin tebliğinden önce ve takipten haberdar olmadıkları halde 02.11.2009 tarihinde davacıya 19.524,41 TL ödeme yaptıklarını, müvekkilinin kendi iradesi ile icra takibinden haberdar olmadan yaptığı bu ödemeden dolayı icra harç ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, Yargıtay 19....
İlk derece mahkemesi tarafından; borçluIara ödeme emri tebliğ edilip yasal bir yıllık süre içinde alacaklının talebi üzerine, borçluların menkul malları ve haklarına haciz konulduğu, ancak süresinde satış istenmediğinden İİK.nın 106 ve 110. maddeleri gereğince hacizlerin düştüğü, haciz isteme hakkı düşmediğinden alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için İİK.nın 78/5. maddesi gereğince borçlulara yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek bulunmadığı, borçluya, takibin kesinleşmesinden sonra çıkartılan yenileme emrinin takibin kesinleşmesinden önceki sebeplere dayalı olarak yeni bir itiraz hakkı vermeyeceği, ödeme emrinin davacıya 06/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, davacının mahkemenin 2017/903 Esas sayılı dosyasının tarafı olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine, davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....
icra müdürlüğüne talepte bulunulacağını, bu hususunda işbu dosyaya yansıtılacağını, ilam, icra emrinin eki niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle davacının takibin durdurulması ve iptali taleplerinin reddi gerektiğini, şikayetlerinin reddine, mahkemece bu talepleri yerinde görülmez ise takibin iptali talebinin yersiz olması nedeniyle yalnızca icra emrini iptaline karar verilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
edilmiş bir çekin banka tarafından incelenme sınırı ve ibraz anında çekin karşılığının bulunmaması halinde banka tarafından çek üzerine '' karşılıksızdır'' işlemi yapılması işlemi kabul edilen bir husus olduğunu ve takip için geçerlilik şartı olduğunu, bu unsurun söz konusu tebliğ edilen ödeme emrinin eki olan çekte bulunmaması takibin iptalini gerektirdiğini, takip dayanağı olan belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığını beyanla müvekkile gönderilen ödeme emri tebligatının şekil şartı eksikliğinden dolayı ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasındaki muvazaaya dayalı takibin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ....'nın alacağından dolayı borçlu ... hakkında ... İcra Müdürlüğünün 2012/34 ödeme emrinin 31/01/2013 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, müvekkilinin icra takibi borçlu ...'e tebliğ edildikten 2 gün sonra bu kez diğer davalı ...'in 02/02/2012 tarihinde ... icra müdürlüğünde borçlu ... aleyhine senede dayalı 2012/59 esas sayılı icra takibini başlattığını, ödeme emrinin zabıt katibi....tarafından ...'e icra müdürlüğünün kaleminde tebliğ edildiğini, davalı ...'in aynı gün icra müdürlüğüne borca itirazdan feragat dilekçesini vererek takibin kesinleşmesini sağladığını, alacaklı görülen davalı ...'...
Mahkemece;"Takibin iptali talebinin reddine, ödeme emrinin iptali talebinin kabulüne, kötü niyet tazminatı talebinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
alınmadan kefile başvurulamayacağını, asıl borçlu ile birlikte icra takibine borçlu olarak dahil edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, takip talepnamesi ve ödeme emrinde faiz başlangıç tarihinin gösterilmediğini ileri sürerek icra takip talepnamesinin, ödeme emrinin ve müteakip tüm icra işlemlerinin iptalini, icra takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İnşaat Akustik İnşaat İş Ortaklığı" (adi ortaklık) adına tebliğ edildiği, adi ortaklığı oluşturan şikayetçi şirketlerin takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti de yoktur. Bu nedenledir ki, takibin veya davanın bütün ortaklara karşı açılması zorunludur. Takipte, adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkarılmış olup, adi ortaklığı oluşturan ortaklar adına ayrı ayrı çıkarılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri yoktur. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620. maddesine göre, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, icra takibinde adi ortakların ayrı ayrı gösterilmesi ve ayrı ayrı ödeme emri tebliği gerekmekte olup, taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık adına tek bir ödeme emri tebliğe çıkarılarak takip yapılması usulsüzdür....