Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 2 mayıs 2012 tarih ... yevmiye sayılı vekaletname ile itiraz eden vekile verdiği vekaletnamenin dosyaya harçlarıyla birlikte sunulduğu anlaşılmakla icra dosyasında vekaletname bulunmadığına yönelik gerekçe doğru olmamıştır. İİK 67.m. uyarınca itirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından biri borçlunun aleyhindeki ilamsız icra takibine ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edip takibi durdurmasıdır. Vekil tarafından borca itiraz dilekçesinde ; icra takibini haricen öğrendikleri belirtilerek borca ve ferilerine itiraz ettikleri belirtilmiştir....

    (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir....

    Bu hüküm uyarınca Kurumca uygulanan idari para cezasına karşı öncelikle Kurum bünyesindeki komisyon nezdinde itiraz edilmesi, itirazın reddedilmesi hâlinde yasada öngörülen süre içinde idare mahkemesinde dava açılması gerekmekte olup idari para cezasına komisyon nezdinde itiraz edilmemesi veya idare mahkemesinde dava açılmaması ya da idare mahkemesince davanın reddine karar verilmesi ile idari para cezası kesinleşecektir. İtiraz prosedürü tamamlanmadığı hâlde ödeme emri gönderilmiş ve ödeme emrine itiraz edilerek iptali için dava açılmış ise mahkemece 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesindeki prosedürün sonuçlanması beklenmeli, bu kapsamda olmak üzere idare mahkemesinde açılmış davanın sonucu bekletici mesele yapılmalıdır. 23....

      Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 6183 sayılı Kanun'a göre yapılan takip, idari icra takip yöntemi olup Kurum icra dairesine müracaata gerek kalmadan kendisi ödeme emri düzenleyerek tebliğe çıkarmakta ve sonrasında icra takibine başlamaktadır. Kurum tarafından kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun, itirazı varsa tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yetkili ... mahkemesinde ödeme emrinin iptali davası açması gerekmektedir. 26. Nitekim 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur..."...

        (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir....

        (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir....

        Dosyanın incelenmesinde, genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlu şirkete gönderilen ödeme emri tebligatının iade geldiği, bununla birlikte borçlu şirket vekili tarafından 16/12/2019 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu ve müdürlükçe itirazın süresinde olduğu kabul edilerek takibin borçlu şirket yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde yedi günlük itiraz süresi ödeme emrinin tebliği ile başlar. Borçlu şirkete gönderilen ödeme emri tebligatı ise iade gelmiştir. Diğer borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması, diğer borçlu, şirketin yetkili temsilcisi olsa da borçlu şirket için hüküm ve sonuç doğurmaz. Öte yandan şirketin yetkili temsilcisinin takipten haberdar olması durumunun şirket açısından itiraz süresini başlatması ancak TK'nın 32. maddesi uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi halinde mümkündür. Oysa ki borçluya usulsüz de olsa yapılmış bir ödeme emri tebliği yoktur....

        Somut dosyada, davacı 01/09/2020 başlangıç tarihli kira akdine istinaden kira alacakları yönünden takip yapmış, takipler itiraz edilmesizin kesinleşmiş, eldeki dava ise 03/06/2022 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından ve 6 aylık yasal süre içinde açılmış olup davanın süresinde olduğu görülmektedir. İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin süresinde olmadığını, takip öncesi faize süresinde itiraz olmaması sebebiyle alacağın kesinleştiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; borçluya ödeme emrinin 04/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinde yıllık %25 avans faiz oranının açıkça belirtilmesine rağmen yasal 5 günlük itiraz süresinin 09/03/2021 tarihinde sona erdiği halde, borçlunun süresinden sonra 16/03/2021 tarihinde icra mahkemesine müracaatla itirazda bulunduğu ve ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşıldığından icra müdürlüğü karar ve işleminde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ve borçlunun itirazlarının süre aşımı sebebiyle reddine dair karar verilmiştir. Davacı vekili itiraz süresinin tebliğden itibaren başlayacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince uyuşmazlık konusu kaza nedeniyle davacıya 2330 Sayılı Yasa kapsamında nakdi tazminat ödenip ödenmediği, SGK tarafından peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığı, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda bir araştırma yapılması gerekirken bu araştırma yapılmadan hüküm kurulması hatalıdır. Diğer taraftan; davacının görevi başındayken gerçekleşen kazada yaralanıp maluliyete uğraması nedeniyle, dava dışı SGK Başkanlığı tarafından davacıya iş kazası nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun da araştırılmadığı görülmüştür....

          UYAP Entegrasyonu