Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 818 sayılı Kanun'un 260 veya 288 inci (6098 sayılı Kanun'un 315 veya 362 nci maddeleri) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi (temerrüt ihtarı), itiraz süresi içinde (2004 sayılı Kanun md. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (2004 sayılı Kanun md. 78 vd.) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. 3....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/811 Esas, 2019/994 Karar sayılı kararıyla ödeme emirinin iptaline karar verildiği, daha sonra icra müdürlüğünce borçluya yabancı para cinsinden olan alacağın Türk parası cinsinden harca esas değeri de gösterilerek 03/02/2020 tarihli yeni bir ödeme emri tebliğ edildiği, gönderilen bu ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olduğu, ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edildiği, her ne kadar davacı-borçlu, gönderilen ödeme emrine itiraz edilip takip durmasına rağmen 24/02/2020 tarihinde yeniden ödeme emri tebliğ edildiğini beyan ederek davanın kabulünü talep etmiş ise de; icra dosyasında yukarıda belirtilen usule uygun tanzim edilen ödeme emri dışında başkaca bir ödeme emrine ve ödeme emri tebliğ işlemine rastlanmadığı, bu haliyle yapılan işlemde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür...
Somut olayda, borçlu T4 ödeme emrinin 19/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlu asilin 21/09/2020 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, bu nedenle aynı tarihte vekil tarafından yapılan itirazın ve dayanağı vekaletnamenin geçerli olup olmadığının sonuca etkili olmadığı, borçlu T7 adına ödeme emrinin tebliğe 11/09/2020 tarihinde çıkarıldığı, henüz tebligat yapılmadan 21/09/2020 tarihinde takibe itiraz edildiği, bu durumda ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı tarihten sonra ancak tebliğden önce yapılan itirazın geçerli olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı yanca müvekkili aleyhinde İstanbul 22.İcra Müdürlüğünün 2015/7699 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe ilişkin ödeme emrinin dosyaya sunulan 13/04/2015 tarihli ilk borca itiraz dilekçesinde 04/04/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve gerekli itiraz neticesinde takibin durduğunu, daha sonra aynı dosyanın 2019/10071 Esas numaralı dosyasından çıkartılan ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesi üzerine 15/03/2019 tarihinde tekrar itiraz dilekçesi sunulduğunu, fakat icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile itiraz taleplerinin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünce verilen kararın yerinde olmadığını ve müdürlük kararının kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü 2019/11532 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı kiracı borçlu aleyhine tahliye talepli adi kiraya dair ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 13 ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarıldığı, tebligatın bila tebliğ iade döndüğü, dosyada borçluya yapılan herhangi bir ödeme emri tebligat parçasının mevcut olmadığı, borçlunun 11/10/2019 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece icra müdürlüğüne yazılan yazı cevabında, davalı borçluya iade gelen ödeme emri tebligatlarından sonra yeniden tebligat çıkarılmadığı, dosyada borçluya yapılan tebligat bulunmadığı belirtilmiştir. İİK.nun 269. maddesi gereği ödeme ve itiraz süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar....
İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. (Yargıtay 34 XX 569/03/2021 T. 2020/6620 E. 2021/2293 K.) Somut olayda; davacı borçlulara borca itiraz dilekçesi ibrazından sonra ödeme emri tebligatının yapıldığı, alacaklının takibi sürdürme iradesinin sürdüğü, bu durumda önceden verilen itiraz dilekçesinin geçerli olacağı ve takibi durduracağı, bu nedenle icra müdürlüğünün borçluların borca itiraz etmesinden dolayı alacaklı vekilinin talebinin reddine ilişkin 28/08/2020 tarihli kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla şikayetin reddi gerekir....
Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir ve bu nedenle re’sen nazara alınmalıdır. 6183 sayılı Kanun’un 58’inci maddesinde “vergi itiraz komisyonu”na itiraz edilebileceği öngörülmüş ise de; 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’la kurulan vergi mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle, itiraz komisyonlarının görevleri son bulduğundan, anılan 2576 sayılı Kanun’un 13 ve 15’inci maddeleri uyarınca, madde metninde geçen “itiraz komisyonu” terimi “vergi mahkemeleri”; “itiraz” terimi ise “dava” olarak anlaşılmalıdır....
Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine girişildiğini, fakat ilgili taşınmazın ipotek tesisinden sonra Dilek Kulan'a devredilmiş olduğu ve icra müdürlüğü tarafından sehven borçlu sıfatı ile ödeme emri çıkartıldığını, borçlu sıfatı olmayan sadece taşınmaz maliki sıfatı olan Dilek Kulan'ın ise çıkarılan ödeme emrine borçlu sıfatının bulunmadığı ile üst limit ipoteğini aşar şekilde ödeme emri gönderildiği gerekçesi ile itiraz ettiğini, taraflarınca 01.11.2019 tarihinde Dilek Kulan'ın borçlu sıfatı olmadığı için kendisine taşınmaz maliki olarak ödeme emri gönderilmesinin talep edildiğini ancak talebin İcra Müdürlüğü tarafından ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin durduğu gerekçesi ile reddedildiğini, ancak Dilek Kulan'ın borçlu sıfatı bulunmadığı , sadece ipotekli taşınmaz maliki olduğunu, dolayısıyla itiraz hakkı da bulunmadığını ileri sürerek 01/11/2019 tarihli kararın kaldırılarak taşınmaz maliki Dilek Kulan'a taşınmaz maliki sıfatı ile ödeme...
Küçükçekmece 2.İcra Müdürlüğü'nün 2019/2060 esas sayılı icra takip dosyasından davacı borçluya gönderilen ve 23/02/2019 tarihinde davacı borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliği usulüne uygundur. Hal böyle olunca tebligat usulsüzlüğü şikayetinin reddine, İmzaya itiraz yönünden; Başvuru 2004 Sayılı İİK'nun 168/4 ve 170.maddesine dayalı imzaya itirazdır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde imzaya itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde imzaya itiraz süre aşımı nedeniyle reddedilir. Küçükçekmece 2.icra Müdürlüğü'nün 2019/2060 esas sayılı icra takip dosyasından davacı borçluya gönderilen ödeme emri davacı borçluya 23/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı borçlu vekili imzaya itirazı 23/02/2019 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra 29/01/2021 tarihinde ileri sürmüştür....
, ödeme emrinde banka hesap numarası bulunmaması şikayeti yönünden ise ödeme emrinde banka hesap numarasının bulunmasının zorunlu olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir....