Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2009/15306 sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığını, 24/07/2009 tarihinde kendisine tebliğ edilen ödeme emrine süresi içinde 31/07/2009 tarihinde itiraz ettiğini ancak bu itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden evine .../.../2009 tarihinde hacze gelindiğini, kanser hastası olan eşinin üzülmemesi için ve komşulara rezil olmamak düşüncesiyle ödeme taahhüdünde bulunduğunu,yapılan araştırmada ise icra dosyasının yok olduğunun anlaşıldığını, kaim dosyanın yönetmelik hükümlerine aykırı ve eksik olarak oluşturulduğunu, takibin durmuş olduğunun bilinmesine rağmen haciz işlemi uygulandığını, icra müdürlüğünün ise ödeme emrine yapmış olduğu itirazı UYAP'a kaydetmemesi sebebiyle kusurlu bulunduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

    İİK’nın 62. maddesinde ise ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebileceği, İİK’nın 65. maddesinde de ödeme emrine gecikmiş itirazın ne zaman ve nasıl yapılacağı düzenlenerek, burada da borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceği, ancak borçlunun, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini bildirmeye mecbur olduğu belirtilmiştir. 21. Görüldüğü üzere 2004 sayılı İİK’da sürelerin hangi hâllerde nasıl başlayacağına ilişkin farklı düzenlenmeler öngörülmüş, bir kısmında öğrenme tarihi esas alındığı hâlde bir kısmında da sürelerin başlangıcında tebligat esas alınmıştır. 22....

      Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir....

      MADDESİNDE YER ALAN "BÖYLE BİR BORCUN OLMADIĞI KAPSAMINDA, ÖDEME EMRİNE KARŞI AÇILAN DAVADA İLERİ SÜRÜLEBİLECEĞİ HK....

        Her ikisinde de süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar ve tebliğ yukarıda açıklandığı üzere Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlanır. Yerleşik uygulamada da bu sebeple ödeme emrine itiraz Tebligat Kanunu’nun düzenlediği şekilde alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı). Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır....

          İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takibine yönelik itirazın iptaline dair olduğunu, itirazın iptaline dair davanın ön şartının müvekkilinin usulüne uygun ödeme emri tebliği ile yasal süresinde itiraz ettiğini ve bu itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin ödeme emrine itiraz ile birlikte ödeme emri takip dayanağı belgelerin kendisine tebliğ edilmediğinden bahisle ve bu hal sonucu talep edilen alacağın miktar ve şartlarını denetleyemediğinden itiraz ettiği ve bu usulsüz tebliğ işlemine karşı da İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin ... E, ... K.sayılı dosyasından şikayette bulunduğunu, bu şikayetinin anılan mahkeme dosyasından verilen karar ile reddedildiğini, vaki istinaf talebi üzerine de İzmir Bölge Asliye Mahkemesi 8....

            E. sayılı dosyasından açılan dava hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu dava ve ödeme emrine itiraz tarihi ile karara konu dava tarihi arasında İİK'nun 67. maddedeki 1 yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davasıdır. İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptali davası ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Davacı alacaklıya ödeme emrine itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Bir yıllık hak düşürücü süre davacının davaya konu icra takibi ile ilgili ilk itirazın iptali davasını açtığı 18.04.2013 tarihinde başlar, eldeki dava 02.04.2014 tarihinde açılmış olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

              Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı borçluya icra dosyasından ilk gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesi üzerine yeniden ve geçerli şekilde gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmediğini, bunun üzerine takibin kesinleştirilmesi talebinde bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce iptal edilen ödeme emrine istinaden davalı borçlu tarafından daha önce yapılan takibe itirazı geçerli saymasının tebliğin hukuksal işlevine ait genel kuralı ihlal edici nitelikte olduğunu, ilk tebligata istinaden yapılan itiraz geçerli ise ve hukuki süreç değişmeyecek ise ödeme emrinin iptal edilmesinin bir anlamı olmayacağını, takip dayanakları eklenmek suretiyle gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

              Ödeme emrine şikayet yoluyla karşı çıkılmaması halinde, bu şikayet itirazın kaldırılması aşamasında değerlendirilemez. (HGK 2001/12 - 428 E. - 2001/226 K.) Eş söyleyişle ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemiş olması takip hukukunu ilgilendirir. Elinde kambiyo senedi ya da bir ilam olmayan ve alacağına icra yoluyla kavuşmak isteyen alacaklı; borçlu aleyhine ilamsız icra takibine başvurabilir. Borçlu takibe itiraz ederse, alacaklı itiraz eden takip borçlusuna karşı, itirazın kaldırılması için icra tetkik merciine başvurabileceği gibi, genel mahkeme de itirazın iptali davası açabilir. Alacaklı itirazın kaldırılması yolunu seçtiği taktirde İİK 68. Maddede sayılan belgelerden birisine sahip olması gerekir. Alacaklı, icra tetkik mercii yerine doğrudan genel mahkeme de itirazın iptali davacı açtığı taktirde alacaklının elinde İİK 68-68a maddelerinde belirtilen belgelerden birisi olabilir ya da olmayabilir....

                Borçlu anılan süre içinde ödeme emrine itiraz etmezse ödeme emri kesinleşir. Ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu, borcunu ve iflas takibinin harç ile giderlerini öderse iflas takibi son bulur; ödemezse alacaklı ticaret mahkemesinde borçluya karşı iflas davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, s. 950).Genel iflas yoluyla takipte borçlu, ödeme emrini tebellüğ ettiği tarihten itibaren yedi gün içinde bir dilekçe ile icra dairesine başvurup takip konusu borca itiraz ettiği takdirde, takip durur (m. 155, m. 156/3). Alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde (m.156/son f.) borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesine bir dilekçe ile başvurup, itirazın kaldırılmasını ve borçlunun iflasına karar verilmesini talep edebilir (Muşul, s. 691)....

                  UYAP Entegrasyonu