Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

vergisine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden; anılan ödeme emri içeriğinde 2007/Ekim dönemine ilişkin usulsüzlük cezalarının bulunduğu, bu alacakların tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 22/12/2008 tarihinde şirket kanuni temsilcisinin ikamet adresinde kendisine tebliğ edildiği, bu durumda, dava konusu ödeme emri içeriğinde yer alan alacakların asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun olarak kesinleştirilmesine rağmen vadelerinde ödenmediği ve asıl borçlu şirketten tahsil edilemediği, davacının ilgili dönemde şirketin kanuni temsilcisi olduğu ve şirket tarafından yapılan yapılandırmalar nedeniyle alacakların zamanaşımına da uğramadığı açık olduğundan, dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, … tarih ve … sayılı ödeme emri yönünden; anılan ödeme emri içeriğinde 2010/Nisan dönemine ilişkin asıl borçlu şirketin beyanı üzerine tahakkuk eden katma değer vergisinin bulunduğu...

    emri 09.12.2010 tarihinde tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştiğini, ödeme emri/icra emri tebligatlarının, ihtarname yerine geçtiği hususu izahtan vareste olduğunu, söz konusu icra dosyasında borçluya ödeme emri tebliğ edildiğinde dair tebligat koçanı ile ödeme emri örneğinin müdürlük dosyasına dayanak olarak sunulduğunu, dosya borçlusunun Kocaeli İcra Müdürlüğü 2019/23331 E. sayılı dosyasından kendisine tebliğ edilen ödeme emri ile ipoteğin paraya çevrilmesi talepleri için mütemerrit hale geldiğini, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında da ödeme emri ya da icra emrinin borçluyu temerrüde düşürdüğü tespitlerinin yapıldığını, şikayetlerinin kabulünü, Kocaeli İcra Müdürlüğü 2022/55283 Esas sayılı icra dosyasından verilen 14.06.2022 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasını, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca, tüzel kişiliğe sahip şirketlerin vergi borçlarından dolayı öncelikle o şirket adına tarh ve tahakkuk işlemi yapılacağı, borç ödenmediği takdirde şirket adına ödeme emri düzenleneceği ve kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için idarece 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının tüketileceği ve buna rağmen kamu alacağı borçlu şirketten tahsil edilemezse, şirket kanuni temsilcisi adına ödeme emri düzenleneceği tartışmasızdır....

      İcra Müdürlüğü'nün 2020/3913 esas sayılı dosyasında müvekkili T1 aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, müvekkiline 07/10/2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini, ancak örnek 7 numaralı ödeme emrinin ekinde, takibin dayanağı olan belge gönderilmediğini, İİK'nın 58/3. maddesi gereğince; alacak bir belgeye dayanmakta ise belge aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi gerektiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 15/03/2016 tarih 2015/31332 esas 2016/7597 karar sayılı kararında ''Mahkemece, borçluya sadece ödeme emri gönderdiği ve takibe dayanak belgenin eklenmediği göz önünde bulundurularak bu yöne ilişkin şikayetin kabulü gerekir.'' denildiğini belirterek ödeme emrinin iptalini talep ve dava etmiştir....

      süresi içerisinde itiraz ettiğinden takibin durdurulduğu, icra müdürlüğünce itirazın ödeme emri tebliğinden önce veya sonra yapılmasının değerlendirilemeyeceğinden talebin reddine karar verildiği, davacı alacaklı tarafından bu işlem şikayet edilmiş ise de; davalı borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden ancak icra müdürlüğünce ödeme emri düzenlendikten sonra itiraz ettiği İİK'nun 62/1 maddesinde " itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. " hükmü yer almakla birlikte borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde borçlunun takipten haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilmese bile borçlunun itirazı geçerli olup icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin takibin devamına karar verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemi yerinde...

      Davalı tarafından da yasal süresi içerisinde hatalı takip talebi ve ödeme emrine ilişkin İcra Tetkik Merci nezdinde takip talebi ve ödeme emri iptaline yönelik bir başvuruda bulunulmamıştır. Takip borçlusuna, ikinci olarak sunulan takip talebi istinaden hazırlanan ödeme emri tebliğ edilmiş, bu ödeme emri üzerine takip borçlusu tarafından icra dosyasına alacağın varlığına yönelik itiraz edilmiştir. İlk takip talebinin hatalı düzenlenmesi nedeniyle sunulan ikinci takip talebine uygun ödeme emri düzenlenerek takip borçlusuna tebliğ edildiği, ilk takip talebinin sehven yapıldığı ve davacı vekili tarafından aynı gün içinde düzeltildiği anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, takip talebi ile ödeme emrinin birbirinden farklı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

        Şti. yönünden ödeme emri tebligatlarının iptaline karar vermek gerektiği gerekçesiyle; Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacılar yönünden yetki itirazının reddine, davacı T1 yönünden davanın süreden reddine, diğer davacılar yönünden ödeme emri tebligatlarının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....

        TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, temyize konu Mahkeme kararında dava konusu ödeme emrinin tebligatının usulsüzlüğü ve öğrenme tarihinin kabulü hakkındaki kısmın hukuka uygun olduğu fakat eksik inceleme yapıldığı, iptali istenen ödeme emrinde her bir ceza için takip dosya numaralarının belirtildiği, bu cezaların RTÜK tarafından verilen cezalar olduğu, RTÜK tarafından verilen tüm idarî para cezalarına karşı dava açıldığı, ödeme emri içeriğinden hangi Kurul işlemlerine binaen ödeme emri düzenlendiğinin anlaşılamadığı, dava konusu ödeme emrinin içeriğini oluşturan idarî para cezaları kesinleşmeden ödeme emri düzenlenemeyeceği, dava konusu ödeme emrinin ve temyize konu Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir....

          Mahkemece, ödeme emri tebligatının davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle, istemin reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri, 12.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece her ne kadar ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davalı, ihtarlı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği konusunda herhangi bir savunmada bulunmamıştır. Bu halde 12.01.2016 tarihinde yapılan ödeme emrinin tebliği ile icra takibi kesinleşmiştir. Hakim ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Mahkemece kesinleşen takip nedeniyle işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir....

            Somut olayda; Uyap'tan hazırlanan ödeme emri tebligat evrakında "Bu zarfta Örnek 10ödeme emri ve takip dayanak senet sureti vardır" ibaresinin yazılı olduğunun belirtildiği, icra müdürlüğünce yapılan PTT sorgusunda ödeme emri tebligatının bu haliyle davacı borçluya tebliğ edildiği, borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı üzerindeki açıklamadan takibe konu belgenin tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, takibin dayanağı belgenin ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği iddiasının borçlu tarafça yazılı bir delille kanıtlanamadığı, her ne kadar takip talebinde dayanak çekin keşide tarihi 26.06.2020 olarak belirtilmiş ise de takip talebi ile birlikte icra müdürlüğüne sunulan çekin keşide tarihinin 26.09.2020, seri no'sunun 40175 olduğu, takip talebi ve ödeme emrinde seri no'su 40175 olarak belirtilen çekin keşide tarihinin maddi hata neticesi 26.06.2020 olarak belirtilmesinin ödeme emrinin iptalini gerektirmeyeceği kanaatine varılmış olmakla davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir...

            UYAP Entegrasyonu