Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatında yazılı olan, muhatabın tanınmadığına yönelik tespitin, borçlunun yaklaşık 20 yıldır bu adreste ikamet etmesi nedeniyle gerçeğe uygun olmadığını, bu suretle geçersiz olan tebligata dayalı olarak TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, takipten 25.11.2020 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebligat zarfında ödeme emri değil sayman mutemet alındısı bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 25.11.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....

    Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının 18/12/2016 tarihli ortaklar kurulu kararı ile kanuni temsilci olarak atandığı ve 03/01/2017 tarihinde bu durumun Türkiye Ticaret Gazetesinde yayımlandığı, dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin tamamı ile … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği vergi borçlarına ilişkin kısımları bakımından, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirketteki karşılığı olan … tarih ve … sayılı ödeme emri ile … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket karşılığı olan … tarih ve … sayılı ödeme emri ile ilgili tebliğ alındısının sunulamadığı görüldüğünden ödeme emirlerinin buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin, asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin kısımları bakımından ise ödeme emrinin usulüne uygun olarak şirket adresinde şirket kaşesi kullanılmak...

      İcra dairesinin 2021/3527 esas sayılı takip dosyası ile 30/12/2016 keşide tarihli 8001256 seri nolu 33.710,00 TL'lik çekin ilamsız takibe konu edildiği, icra dosyasından borçluya gönderilen ödeme emri tebligat zarfında ödeme icra emri vardır ibaresinin bulunduğu, İİK'nun 58 ve 61'inci maddelerine göre takip belgeye dayanıyorsa belge aslının ya da alacaklı tarafça onaylanmış bir suretinin takibe eklenmesi ve bunun bir örneğinin ödeme emri tebligatı ile birlikte borçluya tebliğ edilmesi gerektiğinden eldeki icra dosyasında ise ödeme emrine dayanak belge suretinin eklenmediği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"Daire : ONUNCU DAİRE Karar Yılı : 1989 Karar No : 1058 Esas Yılı : 1989 Esas No : 458 Karar Tarihi : 17/05/989 İHRACATTA VERGİ İADESİNDEN DOĞAN KAÇAKÇILIK CEZASININ, VERGİ, RESİM,HARÇ İLE BUNLARA BAĞLI ZAM NİTELİĞİ TAŞIMAMASI NEDENİYLE ÖDEME EMRİ İLE İSTENEMEYECEĞİ HK. < Davacı şirket adına, haksız yere ihracatta vergi iadesi aldığının vergi incelemesi ile saptandığı nedeniyle kesilen kaçakçılık cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emri açılan dava sonunda, davacı şirketin kesinleşmiş böyle bir borcu olmadığı gerekçesiyle iptal edilmiştir. Sözkonusu karar davacı şirket adına ödeme emri düzenlenmeden önce ihbarname düzenlenerek tebliğ edildiği ve bu yolla alacağın kesinleştiği kesinleşmiş alacağın ödeme emri ile istenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Danıştay Onuncu Dairesince bozulmuştur....

        Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dava; ..., ...., ....ve ....’ya velayeten ... tarafından açılmasına rağmen, HMK’nun 297. maddesine aykırı olacak şekilde karar başlığında sadece davacı ...’nın isminin gösterilmesi isabetsiz bulunmuştur. 2-6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

          Hukuk Dairesi'nin içtihatlarına göre; alacaklının talebi üzerine ikinci kez borçluya ödeme emri tebliğ edilmesi halinde, borçlu açısından yeniden itiraz hakkı doğmaktadır. Ancak bu içtihat alacaklının kendi iradesi ile yeniden ödeme emri tebliği istemesi nedeniyle borçlu açısından yeni bir itiraz ve şikayet hakkı doğmaktadır. Öte yandan, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü, ancak muhatabı tarafından İİK'nun 16. maddesi uyarınca süresinde şikayet konusu yapılarak tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi talep edilebilir. Borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi, ona yeniden itiraz hakkı verir ise de, satış isteme süresinin, ikinci kez çıkarılan icra veya ödeme emri tebliğinden başlatılmak sureti ile alacaklının satış isteme süresinin uzatılması sonucunu doğurmaz. Aksi halde, satış isteme süresini kaçıran alacaklının, borçluya yeniden ödeme veya icra emri tebliğ ettirmek sureti ile yeniden satış talebinde bulunma hakkı kazanmasına neden olur....

            Diğer taraftan, ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Borçlu vekili, her ne kadar, müvekkiline yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de, borçluya ödeme emrinin 25.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 01.04.2016 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, ödeme emri tebliğinin usulsüz olmadığı kabul edilse dahi, borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede ödeme emrinin iptalini talep ettiğinden, şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, İİK'nun 168/3. maddesi uyarınca istemin 5 günlük süreden sonra yapıldığından bahisle reddine karar verilmesi de doğru değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekili, tebligat zarfında “bu zarfta tahsil harcı mahbuzu (sayman mutemedi alındısı) vardır” yazılı olmasına rağmen ödeme emri ile farklı tarih ve meblağlarda bir dizi fatura gönderildiğini belirterek ödeme emrinin iptalini talep etmiş, mahkemece, ilamsız takibin belgeye dayalı olarak yapıldığı ancak dayanılan belgelerin tastikli suretlerinin borçluya gönderildiğine dair ödeme emri zarfında meşruhat bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....

                İcra Müdürlüğünün 2020/7799 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takibe yönelik olarak yaptıkları yetki itirazlarının davalı tarafça kabul edildiğini ve dosyanın Çeşme İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2020/672 esas sayısını aldığını ve bu dosyadan da davacıya ödeme emri tebliğ edildiğini, gönderilen bu ödeme emrinin iptali gerektiğini zira ödeme emri ekinde borcun dayanağı olarak belgenin gönderilmediğini belirterek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının takibe itiraz etmiş olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığını, takibe dayanak belgenin kendileri tarafından icra müdürlüğüne sunulduğunu ancak icra müdürlüğü tarafından ödeme emri tebliğ edilirken bu belgenin eklenmemesinin sorumlusunun eksik işlem yapan icra memuru olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                T2 olduğunu, mezkur zarfın üzerinde hem “Bu zarf maaş haczi ihtiva eder” ibaresi yazmakta hem de “Bu zarfta Ödeme İcra Emri vardır” yazdığını, tebligat zarfının üzerinde “ödeme emri” ibaresinin yazılı olduğu ve icra emri yerine ödeme emri tebliğ edildiği iddiasının yersiz olduğunu, tebliğ zarfının icra müdürlüğü tarafından hazırlandığını, zarfın üzerinde “Bu zarfta ödeme icra emri vardır.” şeklinde bir ibare bulunduğunu, artık tebligatların UETS üzerinden e-mail olarak tebliğ edildiğini ve mail açıldığında üstte zarfın çıktığını, hemen devamında ise ilgili belgelerin görüldüğünü, zarfın hemen devamında icra emrinin zaten göründüğünü ve iddia edildiği gibi ödeme emri değil icra emri olduğunu, şikayet eden vekilinin zaten işlemden-ilamdan haberdar olduğunu, icra emrinde borç dayanağının yazıldığını, icra emriyle birlikte dayanak ilamın borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye olmadığını, davacı tarafın faize itirazının yersiz olduğunu, faizin ilama uygun hazırlandığını, davacı...

                UYAP Entegrasyonu