Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vergi Mahkemesince verilen...tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı ihbarnamelerin davacıya tebliği üzerine, söz konusu ihbarnameler ile duyurulan vergi ve cezaların dava açılmaksızın kesinleştiğinden, davacı şirket adına usulüne uygun olarak kesinleşip vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin bu ihbarnamelerden kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, ödeme emri dayanağı ..., ... ,... sayılı ihbarnamelerin şirketin kanuni temsilcisinin ikametgah adresine iki kez gidildiği halde adresin kapalı olduğu ve adresten ayrıldığı hususu tutanak haline getirilmediği görüldüğü ve bu nedenle ödeme emri içeriği kamu alacağının ilanen tebliğ edilerek kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden belirtilen ödeme emri içeriği vergi borcunun bu ihbarnamelerden kaynaklanan kısmının hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır....

    (Danıştay VDDK, 19/01/2022, E:2020/853, K:2022/17) Olayda, Danıştay Dördüncü Dairenin 26/03/2019 tarih ve E:2017/1638, K:2019/2358 sayılı kararıyla, Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararının haczin … tarih ve … sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrası onanmış, haczin … tarih ve … sayılı ödeme emrinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrası ise "Mahkemece davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği vergi borçlarına ilişkin ihbarname tebliğinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na göre yapılması gerekirken 7201 sayılı Kanuna göre yapılmasının yasaya uygun olmadığından bahisle dava konusu haciz işleminin anılan ödeme emrinden kaynaklanan kısmının da iptaline karar verilmiş ve bu kararın kaldırılması istemiyle yapılan istinaf başvurusu Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesince reddedilmiş ise de; davacı tarafından, … tarih ve … sayılı ödeme emri ile birlikte … tarih ve … sayılı ödeme emrinin de iptali istemiyle … Vergi Mahkemesinin E:… sayılı...

      Ödeme emirlerinin iptali istemli dava dosyasında davacıya gönderilen ödeme emirlerinin tebliğine dair evrakta tebliğ tarihinin okunaklı olmadığı ve teredüte mahal verdiği ve ayrıca dava konusu dönem borçları için davacı murisi ...’ya karşı takibin yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği anlaşılmakla, davacıya gönderilen ödeme emrilerine dair tabliğ belgesi ve zamanaşımının kesintiye uğrayıp uğramadığının değerlendirilmesi açısından dosya içinde bulunan takipler haricinde dava konusu dönemlere ilişkin olarak davacı murisi ... adına düzenlenen ödeme emri olup olmadığı, tebliğ belgesi ve ilgili takip dosyasının davalı Kurumdan sorulmak suretiyle dosya arasına celb edildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Güv. Sis. San. ve Tic. Ltd. Şti.'den, asıl dava dosyasında davalı ... Grup Bilg. Tem. İl. Doğ. Ağaç. San. Taah. Ltd. Şti.'...

          GEREKÇE : Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde (7061 sayılı Kanun ile değişik, 01.01.2018 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün içinde) itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

          Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları ve tüm dosya kapsamından 1126506.41 zsicil sayılı işyeri Hüseyin Aklan'ın ödenmeyen prim borçlarından dolayı varisi T1 adına ödeme emri gönderilmiş ise de; söz konusu borcun Küçükçekmece 3....

          K A R A R Dava, davalı Kurumca davacı hakkında tahakkuk ettirilen prim borcu nedeniyle davacıya gönderilen ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir Mahkemece istemin kabulü ile, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının ortak ve müdürü olduğu şirketin Kuruma olan borcundan kaynaklanan 2010/1608 ve 1069 sayılı ödeme emirlerinin 30.04.2010 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, 2010/14218; 14219, 14220 ve 13951 sayılı ödeme emirleri hakkında ise davacıya herhangi bir tebligat yapılmadığı, tebligatın dava dışı şirkete yapıldığı, davacının 2010/1608 sayılı ödeme emrinin iptali için 03.06.2010 tarihinde İdare Mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....

            ödeme emri içeriği alacağa ilişkin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... takip numaralı ödeme emirlerinden kaynaklanan kamu alacağına isabet eden kısımları yönünden dava reddedilmiş, ... takip numaralı ödeme emri ile ... takip numaralı ödeme emirlerinin diğer kısımları ise iptal edilmiştir....

              Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili olduğu,102.maddesinde ise idari para cezalarının ilgiliye tebliği ile tahakkuk edeceği, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kuruma itiraz edilebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazı reddedilenlerin kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili İdare Mahkemesine başvurabilecekleri, bu süre içinde başvuru yapılmamış olması halinde idari para cezasının kesinleşeceği, 6183 sayılı Yasanın 55.maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri için ödeme emri tebliğ olmayacağı, 58.maddesinde kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabileceği, Sosyal Sigortalar...

                Spor Klubünün prim borçlarından dolayı tahakkuk ettirilen Prim ve Gecikme Zamlarına ilişkin 1998/50 takip sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi yerinde ise de; davanın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan takip sonucu söz konusu ödeme emri tahakkuk ettirilmiş ve 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 168. Maddesi gereğince 6183 sayılı Yasadan kaynaklanan davalarda maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekmekle, davacı yararına maktu avukatlık ücretine hükmetmek yerine, nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı H.M.K.’nun 370/2. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu