Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçlu ihtiyati haciz sırasında henüz ödeme emri tebliğ edilmeden borcu kabul ettiğini, kendisine tanınan sürelerden feragat ettiğini ve takibin kesinleşmesine muvafakat ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda henüz borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğinden ödeme emrine bağlı doğmamış itiraz hakkından feragat edemez. Borcu kabul beyanı geçersiz olur. Dava tarihi itibariyle ödeme emri davacıya tebliğ edilmediğinden süresinde yapılan imza itirazının yöntemince incelenmesi gerekirken davacının borcu kabul ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan bu nedenle, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek imza incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olduğundan diğer istinaf sebepleri incelenmeden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve 6100 sayılı HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....

Noterliğinin 28.10.2015 tarih 23438 yevmiye nolu azilnamesi ile vekaletten azlettiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve borca itirazının kabul edilerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, mahkemece öncelikle tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet incelenerek yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve öğrenme tarihi itibari ile başvurunun süresinde olduğu tespit edildikten sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken bu konuda inceleme yapılmaksızın esasa girilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan yukarıda ayrıntıları yazılı vekaletnamelerde vekilin bono imzalayabileceğine ilişkin özel bir yetki bulunmadığından vekilin attığı imzanın şikayetçiyi bağlamayacağı, buna göre borca itirazın kabulü gerektiği gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İcra Müdürlüğü’nün 2017/8216 Esas sayılı dosyasından çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 14.08.2017 günü tebliğ edildiği, borçlunun süresinde bu kez tüm borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin 08.08.2017 tarihinde yetkisiz icra müdürlüğüne yatırılan 43.200 TL’nin ödenmesini talep ettiği, icra müdürlüğünün talebi reddettiği görülmektedir. Bu durumda; alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş olup dosya yetkili icra dairesine gönderilmiş olmakla, yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca kısmi itiraz yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayıp yetkili icra müdürlüğünce süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğinden bir başka deyişle takip kesinleşmediğinden yetkisiz icra müdürlüğüne ödenen meblağın alacaklıya ödenmesi mümkün değildir....

      İlk derece mahkemesi; icra takibi dayanağı senetler incelendiğinde "istanbul" yetki kaydının olduğu, senedi düzenleyen ve senet lehtarının tüzel kişi oldukları için HMK 17. maddeye göre yetki kaydının geçerli olduğu, davacılardan T1'ın senette avalist olduğu için bu davacı yönünden de yetki kaydının geçerli olduğu, dolayısıyla İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğu, davacıların borca itirazlarını İİK'nın 169/a maddesindeki belgelerden biriyle ispatlayamadığı gerekçesi ile yetki itirazının ve borca itirazın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Davacı/borçlular vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle birlikte, mahkemece imzaya itirazları ve mükerrer tahsilata yönelik herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmamasının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; Müvekkil şirketten 3 yıl önce mal alan ve çek ile ödeme yapan, fakat verdiği çekleri karşılıksız çıkan İmpala Asansör Makine Elektrik Ve Elektronik Mühendislik İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Ltd....

      İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ödeme emrinin ekinde takibe dayanak bononun suretinin eklenmediğini, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, işletilmiş ve işleyecek faiz oranına itiraz ettiklerini, komisyon ve protesto masraflarına itiraz ettiklerini, protesto belgesinin taraflarına ulaşmadığını, müvekkili şirket bakımından bonoda kaşe ve imzası bulunmadığından borçtan sorumlu tutulamayacağını, müvekkili T3 yönünden imza tetkiki istediklerini ileri sürerek itiraz ve şikayette bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "...Bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 776/(1)-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için "senedi düzenleyenin imzasını" ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir....

      Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin, onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Somut olayda, alacaklı tarafından, dava dışı-borçlulardan Şahin Çay aleyhine de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlanıldığı, yetki itirazında bulunmayan takip borçlusu Şahin Çay’a ödeme emrinin Adana adresinde 16.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi, böyle bir iddia ve ispatın da olmadığı, diğer bir ifade ile anılan borçlu yönünden icra müdürlüğünün yetkisinin 22.01.2019 tarihinde kesinleştiği, itiraz eden borçlu Marpet ...Aş.'nin ise, borçlu Şahin Çay yönünden Adana İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra 27.02.2019 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....

      Bu ödeme emrinin gönderilmesiyle birlikte yeni bir borca itiraz süresi başlar ve borçlu tarafından takip türünün genel haciz yoluyla ilamsız takip olması sebebiyle yasal 7 günlük süre içerisinde borca itiraz edilmesi gerekir. Her ne kadar davacı borçlu yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takibin yetkili icra müdürlüğünde devam ettiğini ileri sürmüş ise de, bu husus sadece takibin başlatılmasına ilişkindir. Yoksa yetkisiz icra dairesinde yapılan icra işlemleri geçerliliğini korumaz. Bu sebeple, yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan borca itiraz yetkili icra müdürlüğünde başlatılan takipte geçerli olmayıp, yetkili icra müdürlüğünde gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleşmesi sonrasında takibe devam edilerek haciz işlemlerinin yapılması usul ve yasaya uygundur....

      İcra Müdürlüğü’nün 2015/402 Esas sayılı dosyasından çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2015 günü tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2015 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu, icra müdürlüğünce itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir. Alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca itiraz, yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından, mahkemenin, ... İcra Müdürlüğü'ne yapılan 04/08/2014 tarihli itirazdan bahisle, bu tarihten itibaren yetkili icra dairesinde başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin kararı isabetsizdir....

        Hukuk Dairesi'nin 11/06/2020 tarih, 2019/1871 esas ve 2020/1129 karar sayılı kararı ile esastan reddedildiği, dosyanın temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmıştır. Alacaklının talebi üzerine borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği, borçluya yeniden itiraz hakkı tanır. Ancak, borçlunun ilk ödeme emri tebliği üzerine borca ve fer'ilerine yönelik itirazları ile senet vasfına yönelik şikayet sebepleri ile icra mahkemesine başvurmasından sonra, ikinci kez ödeme emri tebliği üzerine aynı nedenlere dayalı olarak itiraz ve şikayette bulunması derdestlik teşkil eder (Hukuk Genel Kurulu'nun 16/04/2019 tarih, 2017/12- 363 esas ve 2019/462 karar sayılı ilamı). Bu durumda icra dairesince gönderilen 04/12/2018 tarihli ödeme emrinin tebliğinden sonra davacının yukarıda dava dilekçesinde 1, 3 ve 4 nolu bentlerde özetlenen borca, çek tazminatı ve komisyonuna ve senetteki tanzim tarihi yanındaki düzeltmenin geçersizliği nedeniyle senet vasfına yönelik şikayette bulunduğu İstanbul 15....

        UYAP Entegrasyonu