O halde öncelikle davacının takip dayanağı senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı iddiasına dayalı olarak bilirkişi marifetiyle tahrifat incelemesi yapılmalı, tahrifat iddiasının sabit olması ve bu tahrifatın senedin kambiyo vasfını ortadan kaldıracak nitelikte olması halinde başka bir araştırma yapılmasına gerek kalmayacağından takibin iptali cihetine gidilmeli, yapılacak tahrifat incelemesi sonucunda senedin kambiyo vasfının etkilenmediği ve takibin iptalinin gerekmediğinin anlaşılması halinde ise, davacının borca itirazlarından olan zamanaşımı itirazı diğer borca itiraz sebeplerine nazaran öncelikli olarak dikkate alınacağından, alacaklının zamanaşımı itirazına yönelik vaki kabulü gözetilerek takibin durdurulması yönünde hüküm kurulmak suretiyle karara bağlanmalıdır....
Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği, usulüne uygun yapılan bu itirazla takibin durması gerektiği, borçluya ödeme emri tebliğ edilmesi ve yeni bir ödeme emri düzenlenmesi talebinin reddi yönündeki icra müdürlüğü kararının bu nedenle yerinde olduğu, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı alacaklının istinaf başvurusunun HMK'nın 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Sayılı dosyasından iptaline karar verildiğini, karar kesinleşmeden işbu takibin mükerrer olarak açıldığını, takip alacaklılarının 02 Kasım 2005 başlangıç tarihli 10 yıllık kira sözleşmesi ve 2015 başlangıç tarihli ek kira sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenle kiraya veren sıfatının olmadığını, ayrıca 2015 yılında imzalanan ek kira sözleşmesinin damga vergisinin de ödenmemiş olduğunu beyan ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; borçlunun, 13 örnek ödeme emrinin tebliği üzerine İİK'nun 269/2. maddesi uyarınca yasal 7 günlük sürede icra dairesine başvurarak borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu, bu durumda iddianın ileri sürülüş biçimi ve nedenleri itibarı ile alacaklının dayanak kira sözleşmesinin tarafı olmadığına ve mükerrer icra takibi yapıldığına yönelik iddia, borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emri veya takibin iptali nedeni olamayacağından şikayetin reddine karar vermiştir....
İlk ödeme emrinde, diğer borçlu olarak gösterilen donatanın acentesinin davalı ...Nakliyat şirketi olmadığı iddiası üzerine yapılan araştırmada tespit edilen acenteye bu kez davalının da adı zikredilerek ödeme emri gönderilmiş, bu ödeme emri davalı adına ikinci bir ödeme emri kabul edilerek, davalı hakkındaki ilk ödeme emrinden vazgeçilip ikinci ödeme emri düzenlendiği ancak bu ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilmediği, dolayısıyla usulsüz takipte bulunulduğu gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir.. . İcra Müdürlüğünün acenteye gönderdiği ödeme emri, daha önce takibe itiraz eden borçlu davalı hakkında ikinci bir ödeme emri niteliğinde ve ilk ödeme emrini ortadan kaldıracak ve iptali sonucunu doğuran işlem niteliğinde değildir....
Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, bu husus re'sen de nazara alınamaz. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ipoteğin geçersiz olduğunu belirterek borca ve faize itiraz ettiği görülmektedir.O halde mahkemece itirazın bu nedenle reddi gerekirken başvuru dilekçesinde de ileri sürülmediği halde takibin mükerrer olduğu nedeniyle iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine ve zamanaşımı itirazı da İİK'nun 169a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğuna göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Alacaklı tarafından borçlu hakkında iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz istemli icra takibi talebinde bulunulduğu halde, icra müdürlüğü tarafından ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri hazırlanıp tebliğe çıkarıldığı, borçlunun takibe itirazı üzerine icra müdürlüğü tarafından alınan 08.08.2014 tarihli karar ile sehven genel haciz yoluna ilişkin ödeme emri gönderildiğinden bahsedilerek borca itiraza ilişkin değerlendirme yapılmadığı, alacaklı tarafından masraf verildiği takdirde örnek 10 ödeme emri gönderilmesine karar verildiği, aynı tarihte borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü ödeme emri hazırlanarak tebliğ edildiği görülmektedir....
İİK'nun 62/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile borçlu davalı T3 arasında akdedilen Beyoğlu 53....
İcra Müdürlüğü'nde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine alacaklının yetki itirazının kabulü nedeniyle dosyanın ...İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, yetkili icra dairesince çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin 22/01/2015 günü tebliğ edildiği, borçlunun 04/02/2015 tarihli itirazının süresinde yapılmadığı gerekçesiyle icra müdürlüğünce 06/02/2015 tarihli kararla reddedildiği, borçlunun red kararının iptali ve tebligat usulsüzlüğü şikayetiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Alacaklı tarafça başlatılan ilamsız takipte borçlu yetki itirazında bulunmuş, dosya yetkili icra dairesine gönderilmiştir. Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz dairede yaptığı borca itiraz yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından mahkemenin ......
İcra Müdürlüğü'nün 2019/184 esas sayılı dosyasında davacıya gönderilen ödeme emrinin iptaline" denilmesine rağmen davalı alacaklı tarafça icra dosyasından birebir aynı ödeme emrinin tekraren taraflarına gönderildiğini, bu icra takibinde doğrudan vekile tebligat yapıldığını, ödeme emri tebligatının bizzat asile tebliği gerektiğini, takip borcuna, ferilerine (faize, çek tazminatına, çek komisyonuna, vs. takibe itirazla müvekkilinin borcu olmadığından borca ve faiz oranın fahiş olduğunu belirterek ödeme emrinin iptali ile şikayet ve itirazlarda bulunmuş, davalı aleyhine tazminata ve yargılama giderine hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde: davacının müvekkile olan borcu nedeniyle bono keşide edildiğini, İstanbul 1....