Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ mazbatası incelendiğinde; zarf üzerinde "örnek 7 ödeme emri" ve alt kısımda da " Bu zarfta tahsil harcı makbuzu (Sayman Mutemet)Vardır" şeklinde açıklama dışında, takibe dayanak belgenin ödeme emri ekinde davacıya gönderildiğine dair şerhin bulunmadığı, ödeme emrinin davacıya 23/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 7 günlük şikayet süresi içinde 30/10/2019 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. İİK'nın 61/1. maddesi (2). cümlesi gereğince takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. İİK'nın 61/1. maddesi uyarınca takibe dayanak belge ödeme emri ekinde davacıya tebliğ edilmediğinden, Mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu şikayet hakkında değerlendirme yapılmadan karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalıya çıkarılan depo emrine uyularak alacak ve eklentilerinin tamamının yatırıldığı gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Alacaklı vekilinin 28.04.2008 tarihli talebi üzerine, borçlu şirkete iflas yolu ile adi takibe ilişkin ödeme emri gönderilmiştir. Bunun üzerine borçlu vekili, yetkiye, zamanaşımına ve borcun esasına itiraz etmiştir. İİK' nun 156/3 ncü maddesi gereğince, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse alacaklı bu itirazın kaldırılmasını ve borçlunun iflasına karar verilmesini ticaret mahkemesinden isteyebilir....
Uyapta kayıtlı icra dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça takip talebinin 9 nolu bölümüne tahliye ibaresi yazılmamış ise de, takip talebinin taraflarca müdahale edilebilen alanlarından 5 ve 8 nolu bölümlerine tahliye talebinin yazıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, tahliye talebini içeren takibe dayalı olarak, icra müdürlüğünce davalıya 13 örnek ödeme emri gönderilmesinde ve bu ödeme emrine dayalı olarak tahliye davası açılmasında isabetsizlik yoktur. İlk derece mahkemesince kira bedellerinin yatırıldığı banka hesabına ilişkin kayıtlar getirtilmiştir. Davalıya ödeme emri 08/03/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından davacının banka hesabına takibe konu aylar kira bedellerine ilişkin olarak takip tarihinden önce 18/02/2022 tarihinde aylık 1.650,00 TL'den toplam 6.600,00 TL kira bedelinin ödendiği tartışmasızdır. Davalı yasal süresi içinde takibe itiraz etmediğinden, kiracılık ilişkisi ve takipte istenilen aylık kira bedeli kesinleşmiştir....
Mahkemece, ödeme emrinin davalıya 19.03.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın davalının yasal sürede borca itiraz etmediği gibi borcu da ödemediğinden bahisle tahliyesine karar verilmiştir İİK.’nun 51/2. maddesine göre kanuni talik hallerinde borçlu hakkında hiçbir icra takip muamelesi yapılamaz. Borçluya ödeme emri tebliği de bir takip muamelesidir. İİK.’nun 54.maddesine göre icra memuru takip sırasında borçlunun tutuklu veya hükümlü olduğunu öğrenirse borçluya ödeme emri tebliğ etmeksizin borçluya kendisine bir temsilci tayin etmesi için mehil verecektir. Borçlu kendisine verilen sürede temsilci tayin edip icra dairesine bildirirse ödeme emri bu temsilciye, temsilci tayin etmezse borçlunun kendisine tebliğ edilerek takibe devam olunacaktır. Somut olayda ödeme emri borçluya, tutuklu olduğu Adana Karataş Cezaevinde tebliğ edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın Tahliyesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı 01.04.2010 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 09.07.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2015 yılı ...... ayından ...... ayına kadarki 6.340,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 20.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kiracının takibe itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak kesinleşen takip nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından davalı taraf aleyhine başlatılan ... 2....
Somut olayda, takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak "04.11.2015 faiz başlangıç tarihli, 2.403.713,13 TL tutarındaki belge" gösterildiği ve bu belgenin takip talebi ekinde icra müdürlüğüne tevdi edildiği, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ zarfı üzerinde ise, “Örnek 7 Ödeme Emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak belgenin, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut durumda 01/01/2020 düzenleme tarihli kira akdi uyarınca davalı borçlular aleyhine yapılan takipte borçlu şirkete örnek 13 ödeme emri 24/09/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, diğer davalıya gönderilen ödeme emri bila tebliğ dönmüş, takibe borçlular vekili olarak Av. Handan Cengiz Güreşçi tarafından 30/09/2020 tarihinde itiraz edilmiş, itiraz dilekçesi ekinde davalı şirket vekaletnamesi sunulmuştur....
Dosya kapsamından, davacının yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin vergi borcu nedeni ile davacıya 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edildiği, davacıya yapılan bu ödeme emrinin davacı tarafından yeğeni olduğu belirtilen dava dışı kişiye 10/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesine göre kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun 7 gün içinde Kanun'un 58. maddesi uyarınca vergi mahkemesinde itiraz davası açması gerekmektedir. Bu itiraz davasında, itiraz nedenleri sınırlı olup, ancak borçlu bulunmadığı, borcun kısmen ödendiği ve zamanaşımına uğradığı itirazları ileri sürülebilir. Bu üç itiraz nedeni dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemez. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır....
Borçlu tahliye olduktan sonra borçluya tekrardan ödeme emri tebliğ edilmiş de değildir. Beş günlük imzaya itiraz süresi ödeme emri tebliğinden itibaren başlayacağından ve ödeme emri tebliği yok hükmünde olduğundan, başkaca bir ödeme emri tebliği de söz konusu olmadığından, imzaya itirazın süresinde olduğu, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenlerle mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu tespite göre, davacının tebliğe ve itiraz süresine dair istinaf sebeplerinin incelenmesine de gerek bulunmamaktadır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı hakkında öncelikle genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda, itirazın kısmen kaldırıldığını ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, söz konusu ilamsız takibin daha sonra genel iflas yoluyla takibe dönüştürüldüğünü, davalı borçluya usulüne uygun olarak iflas ödeme emri tebliği edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını ve yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini ileri sürerek, davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....