Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/248 Esas sayılı dosyası ile yargılanmakta olduğunu, aynı icra dosyasından farklı türlerde icra takibi yürütülemeyeceğine dair çok sayıda Yargıtay içtihadı bulunduğunu, davalı taraf aynı icra dosyasından önce 8 örnek ödeme emri, sonra 9 örnek ödeme emri en son olarak da 6 örnek icra emri tebliği isteyerek icra dosyasını tabiri caizse deneme tahtasına çevirmiş olduğunu, vekil edeninin itirazı ile durdurulmuş icra dosyasında, ortada her hangi bir itirazın kaldırılması veya iptali kararı olmadan takibe devam edilmesi, aynı dosyadan 3 farklı ödeme-icra emri tebliğ edilmesi işlemleri açıkça usulsüz olmasına rağmen vekil edeninin taşınmazı satış aşamasına getirildiğinden ve taşınmazın satılması telafisi imkansız zararların doğmasına sebep olacağından, öncelikle takibin ve satışın tedbiren durdurulmasını, icra takibinin, icra emrinin ve itiraz sonrası yapılan tüm işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı hakkındaki takibin faturalar dayanak gösterilerek açıldığını ancak dosya içinde takibe dayanak belgenin yer almadığını ve bu belgenin ödeme emri ekinde davacıya gönderilmediğini, tebliğ zarfının üzerinde "bu zarfta tahsil harcı makbuzu sayman mutemedi alındısı vardır " yazısının, zarfın üst tarafında ise "ödeme emri" ibaresinin yer aldığını, bu durumun İİK'nın 58 ve 61. maddelerine aykırı olduğunu, bu sebeplerle ödeme emrinin taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve ödeme emri ekinde takibe dayanak belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “şikayet“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbull 8.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 07.04.2008 gün ve 2008/464 E- 307 K. sayılı kararın incelenmesi davacı/borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 04.07.2008 gün ve 2008/11596-14314 sayılı ilamı ile; ("...Alacaklı, borçluya daha önce çıkarttığı ödeme emrinden sonra ikinci bir ödeme emri tebliğe çıkartmış ve bu ödeme emri de 25.06.2002 tarihinde adı geçene tebliğ edilmiş, o da 28.06.2002 tarihinde takibe itiraz etmiştir. Borçluya yeni bir ödeme emri çıkartılıp tebliğ edilmesi halinde, onun açısından yeni bir itiraz ve şikâyet hakkı doğmuş bulunmaktadır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2021/2130 esas sayılı dosyası kapsamında davacıya tebliğe çıkarılan ödeme emrinin 22/04/2021 tarihinde iade edildiğini, ödeme emri tebliğ edilmemiş olmasına rağmen davacının takipten e-devlet sorgulaması ile haberdar olduğunu ve 04/05/2021 tarihinde takibe itiraz ettiğini, davacının itirazı öncesi davalının 28/04/2021 tarihli talebi üzerine TK'nın 21/2 maddesine göre tebliğe çıkarılan ödeme emrinin 18/05/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, icra müdürlüğünce 05/05/2021 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmeden itiraz edilmesinin sonuç doğurmayacağına ve 31/05/2021 tarihinde ise takibin kesinleştirilmesine karar verildiğini, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın itirazdan sonra ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde geçerli kabul edildiğini, bu nedenle davacının itirazının da geçerli olduğunu belirterek icra müdürlüğünün 05/05/2021 ve 31/05/2021 tarihli kararlarının ve davacının icra takibine itirazı sonrasında yapılan tüm takip işlemlerinin iptaline ve takibin durdurulmasına...

    Mahkemece, borçlu takibe itiraz etmediği gibi 30 günlük yasal süre içerisinde takip konusu kira borcunu da ödemediği, bu nedenle temerrüt şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Borçlu davalıya gönderilen ödeme emri 17.06.2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi uyarınca muhtara teslim edilmek suretiyle tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili cevap ve temyiz dilekçelerinde, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığından müvekkilinin icra takibinden haberdar olamadığını savunmuş ve usulsüz tebligatın iptali için... 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/888 esasında dava açtıklarını bildirmiştir. Dairemizce 16.05.2017 tarihli geri çevirme kararı ile... 4....

      Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ mazbatası incelendiğinde; zarf üzerinde "örnek 7 ödeme emri" ve alt kısımda da " Bu zarfta tahsil harcı makbuzu (Sayman Mutemet)Vardır" şeklinde açıklama dışında, takibe dayanak belgenin ödeme emri ekinde davacıya gönderildiğine dair şerhin bulunmadığı, ödeme emrinin davacıya 23/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 7 günlük şikayet süresi içinde 30/10/2019 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. İİK'nın 61/1. maddesi (2). cümlesi gereğince takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. İİK'nın 61/1. maddesi uyarınca takibe dayanak belge ödeme emri ekinde davacıya tebliğ edilmediğinden, Mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu şikayet hakkında değerlendirme yapılmadan karar verilmesi isabetsizdir....

      Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır (İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 168/1-4 ve 5; m. 169; m. 170,I). Ödeme emrine itiraz süresi beş gündür. Yani, borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde ödeme emrine itiraz edebilir (İİK m. 168/1-4 ve 5). Borçlunun beş gün geçtikten sonra yaptığı itiraz geçersizdir. İlgililer için konulmuş süreler hak düşürücü niteliktedir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, Ankara 2013, s. 143, 778, 779). 13. Borçlunun takip konusu kambiyo senedindeki (kendisine ait olduğu iddia edilen) imzanın kendisine ait olmadığını bildirmesine (imzayı inkâr etmesine) imzaya itiraz denir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir (Kuru, s. 783,799). İİK’nın 168. maddesinin 1. fıkrasının 4 ve 5. bentleri gereğince imzaya ve borca itirazın beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

        Mahkemece, borçlu takibe itiraz etmediği gibi 30 günlük yasal süre içerisinde takip konusu kira borcunu da ödemediği, bu nedenle temerrüt şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Borçlu davalıya gönderilen ödeme emri 15.04.2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca ticaret sicilinde bildirilen adrese tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili temyiz dilekçesinde, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığından müvekkilinin icra takibinden haberdar olamadığını savunmuş ve usulsüz tebligatın iptali için Yalova İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/602 esasında dava açtıklarını bildirmiştir....

          Davacı alacaklının 11/12/2018 tarihinde haciz ve tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle icra müdürlüğünce düzenlenen Örnek 13 ödeme emri davalı T8 T6 ’ne tebliğ edilemeden iade edilmiş olup, borçlu şirket tarafından takibin kendiliğinden öğrenilmesi üzerine takibe vekil aracılığıyla itiraz edilmiştir. Daha sonra itirazdan vazgeçilerek davalı borçlu şirket yetkilisi tarafından ödeme taahhüdünde bulunulmuştur. İcra Müdürlüğünce icra takip dosyasında davalı borçlu kiracı şirkete usulüne uygun ödeme emri tebliğ işlemi yapılamadığından, yukarıda anılan maddedeki, davalı borçluya verilen süreler işlemez. Davalı borçluya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden, ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacağından davacı alacaklı icra mahkemesinden tahliye isteyemez....

          Somut olayda, takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak "04.11.2015 faiz başlangıç tarihli, 2.403.713,13 TL tutarındaki belge" gösterildiği ve bu belgenin takip talebi ekinde icra müdürlüğüne tevdi edildiği, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ zarfı üzerinde ise, “Örnek 7 Ödeme Emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak belgenin, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu